İTİRAF

54 9 4
                                    

      Sabaha çıkacağımızı bilmediğimiz halde,çalar saati kurup uyumaktır ''UMUT''...

    Hiç kimsenin, beş dakika sonraya çıkmaya bile garantisi yokken,bazı şeyleri neden hep zamana bırakırız?

  Atacağımız adıma,aldığımız karara güvenimiz olmadığından mı?

  Yoksa kendimiz ile alakalı,güven problemi yaşadığımızdan mı?

    Aslına bakacak olursanız,her ikisininde aynı kapıya çıktığını görürsünüz.Kişi kendine güveni olmadığı sürece,ne aldığı karara nede atacağı adıma güvenir.

Hep akılda aynı soru takılır kalır...

''Ya olmazsa,ya başaramazsam yada en can alıcı kısmı olan,tamamen kaybedersem düşüncesi''...

Ama unutmayalım ki,yanlışı yapmadan doğruyu bulamayız...
          
     
           **********************************

           İçimizdeki burukluğu azda olsa atmayı başardığımızda,konu tabiki dönüp,dolaşıp yine şu çok merak edilen süpriz mevzusuna gelmişti.

''Hadi ama Aliiii...
Bir süpriz dedin,ağzını bir daha bıçak açmadı. Şimdi meraktan çatlıyacağım valla.''

Söylenmeye başlamıştı Cansu.

Ali  kafasını bana doğru çevirip,

''sen anladın değilmi?Bu iki cadı gibi süpriz ne diyip durmadığına göre''

Alaycı bir gülümseme gönderip,göz kırptım ona.

   Tabiki anlamıştım,ne sanmıştı yani beni...

''Tamam,süpriz beş dakikaya kalmaz burada olur''

''Ne yaniii,süpriz bir insan mı?''

Cansu nun lafına hepimiz kahkahaları basmıştık.

  Kahkahamızı bölen,az uzağımızdan bize doğru gelen Çağtayın,

''Selam millet''diye bağırmasından başka birşey değildi.

    Hepimizin bakışları o tarafa doğru döndüğünde,içimizden birinin daha farklı baktığını hissettim.
Bir insanın gözlerinin ta içerisinde yıldızlar parlarmıydı?

Buradan baktığımda tam olarak gördüğüm buydu.

Ne olduğunu bilmiyorum ama,birşeyler olduğu kesindi.

''Alın size süpriz,nasıl beğendiniz mi süprizimi''


Ben ve cansu yolu çoktan aşıp çağtaya sarılmıştık bile.
Arkamı dönüp baktığımda ağır adımlarla olsada defne de gelmişti yanımıza.

  ''Duydum ki buralarda özlenmişim,bir geleyim bakayım,kimler özlemiş beni.Hem dönüşte buradan götürmem gereken ağır bir yük varmış!''dedi.

  ''Ha ha ha !!! çok komik,acayip güldüm,espiri anlayışınız mükemmel ötesi.Hadi çok konuşmayında sahile inelim,ateş yakıp oturur,biraz muhabbet ederiz.''

            *************************************

     Sahile indiğimizde,her zaman oturduğumuz büyük kayanın yanına geçtik.
Bu kayanın olduğu yer,adeta bizimle bütünleşmiş gibiydi.
Sahilde bizi arayan,eli ile koymuş gibi bulurdu bizi.
Kayanın alt tarafında küçükte olsa,bir oyuk vardı.
Geleceğimizi planladığımız günün erken saatlerinde,ateş için gerekli şeylerle,yiyecek,içeceklerimizi getirir,buraya bırakırdık.

Sevda DedikleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin