1.3

44.4K 2.8K 1.1K
                                    

Ay merhaba can şenliklerim.

Biraz zor bir bölüm olabilir benim için o yüzden oy ve yorumlarınıza ihtiyacım var. Bakın talibim demiyorum gerçekten hikaye hakkında yorumlarınıza ihtiyacım var...

İui okumalar...

Telefonum oldu bölüm yazmaya başlıyorum bir sürü... öpüldünüz

Zaman geçiyordu, ben hala bir karara varamamıştım. Onun karşısına çıkmak istemiyordum. En azından şimdi. Kolay gelebilirdi belki hele ki onun bana karşı bu kadar dürüst olmasından dolayı. Ancak öyle değildi.

Benim küçüklüğümden beri çok büyük özgüven problemlerim vardı.

Ailem piskolojik destek almam için beni zorlasada hiçbir zaman kabul etmemiş sürekli her şeyden kaçmıştım. Bunun nedeni tabiki küçükken uğradığım zorbalıklardı. Yara izleri kalmıştı ruhumda.

Şimdi o yaraları Ali Kaan için bir kaç saatte iyileştirebilir miyim onu düşünüyorum.

Sevdeye herşeyi anlatmış bugün dükkanı onun idare etmesini istemiştim. İftar vaktine 10 dakika vardı. Büyük ihtimal şuan hilal timi Gün Işığı Ev Yemeklerinde oturmuş iftarı bekliyorlardı.

Telefonu elime alıp konuşmalarımızı tekrar tekrar okumaya başladım. Bana açık çek vermişti ancak reddetme ihtimalim çok yüksekti.

Ya giderse ve dönmezse ne yapardım? Korkuyla çarpan kalbim bu fikirle etkisini gözlerime gösterdi ve mavi gözlerimden boncuk boncuk yaşlar telefon ekranına düştü bir anda.

Sabahtandır bu döngünün içinde ağlamaktan baska bir şy yapmamıştım. Zaman geçiyordu ve eğer karşısına çıkarsam birlikte geçireceğimiz vakit azalıyordu.

Karşısına çıkacak mıydım?

Ona bir şey olabilirdi. Gelmeye bilirdi, beni hiç tanımadan, onunla hiç sarılmadan benden gidebilirdi. Bunu istemiyordum. Başımı kendi kendime aşağı yukarı sallarken okunan ezanla birlikte hızla ayağa kalktım hemen salondan çıkıp askılıktaki ceketimi alarak üstüme geçirdim ve ayakkabılarımı giydim.

Daha bağcıklarımı bağlıyordum ki çalan telefonum duraksamama neden oldu.

Sevde arıyor...

"Efendim Sevde?"

"Güneş eğer Ali Kaanla konuşacaksan koş görev saatleri erkene çekilmiş apar topar kalktılar."

Elim ayağım boşladı bir anda, diğer elimle kapının koluna tutunurken öylece kaldım.

"Ne?"

"Askeriyeye koş diyorum, koş beyinsiz."

Telefonun kapanıp kapanmasını umursamadan koşmaya başladım, merdivenleri ikişer ikişer inerken içimden geç kalmamak için dua ediyordum.

"Allah kahretsin seni Güneş son dakikaya karar verirsen bu olur."

Mahallede camiye giden insanların garip bakışlarını umursamadan koşarken birden kendimi yerde buldum.

Ah bağcıklarımı bağlamamıştım...

Ellerim batan taşlarla birlikte ufak ufak kanamaya başlasa da önemsemedim. Bağcıklarımı hızla bağlarken elimdeki acıyla ayağa kalkıp tekrar koşmaya başladım. Az kalmıştı.

"Allah'ım lütfen geç kalmayayım. Son şansım olabilir."

Sonunda nefes nefese gördüğüm askeriyenin kapısıyla birlikte duraksadım.

Askeriye Sahuru || TextingWhere stories live. Discover now