1.8

40.5K 2.3K 696
                                    

Of ben galiba TC erkeklerine uyuz oluyorum ama olsun benim karakterim karakterlidir diyerek bölüme başlıyorum..

Oy ve yorum isterimm haberiniz olsun bak

İyi okumalarrrr 😽🖤☀️

Mutfak masasına koyduğum her kahvaltıkla birlikte gözümden akan yaş sayısı çoğalıyordu. Görüşüm bulanıklaşsa da içimdeki hırsla herşeyi masaya kırarcasına bırakıyordum.

"Güneş tamam güzelim üzme kendini bu kadar dönecekler sağ salim."

Sevdenin sesini duymama rağmen umursamadan zeytin kasesini elime aldım. Tam masaya sertçe bırakacaktım ki sanki birden tüm güç bedenimden çekildi, ellerim hissisleşti. Kase elimden düşerken zeytinlerin hepsi yerlere dağıldı.

En sonunda dayanamayarak ellerimle destek alarak iki elimle masaya tutundum. Sarı saçlarım öne doğru düşerken damla damla yaş akan mavi gözlerimi sıkıca yumdum.

"Çok korkuyorum Sevde."

Yanıma gelip elleri ile sırtımı sıvazlamaya başladığında ben ağlamaktan içime kaçmış sesimle konuşmaya başladım.

"Sorun benden uzakta olması değil sorun 10 gündür tek bir haber alamamam. Bayramda tek başına dağ başında olacak. Ben isterdim ki ilk bayramımız yan yana geçsin mutlu olsun o."

Onu severken biliyordum bunları. Uzun görevler, sürekli korkuyla haber kanallarına bakmak, çalan her kapıda dua ederek açmak... Ama bilmek yetmiyordu bazen, yaşaması çok zordu.

Ben yine beklerdim sorun değildi ama keşke bir kelime etseydi bana. İyiyim yazsaydı. İçim bu kadar sıkılmazdı.

"Gelecek elbet güzelim, gelecek korkma."

Ben gözlerim kapalı durmaya devam ederken ağlamamı durdurmaya çalışıyordum ama bu pek mümkün olmuyordu.

"Tamam, tamam iyiyim ben. Ekmek kalmamış sen gidip alır mısın? Market açık baktım balkondan."

"Tamam giderim hemen." O benden uzaklaşıp giderken bir kaç dakika içinde kapı sesini duymuştum. Ellerimle yere dağılan zeytinleri toparlarken şansıma kasenin kırılmaması iyi olmuştu.

Son sahurdu.

Arife günüydü.

Yarın bayramdı.

Sevdiğim adamda gözden ıraktı.

Ona yeni kavuşmuşken, aslında tam bile kavuşamamışken, benden gider diye çok korkuyordum belki de bilmiyorum.

Daha doyamamışken sana,

Bırakacak mısın beni Ali Kaan?

Hızla zeytinleri topladıktan sonra çay ocaktan alıp onu da masaya koydum. Her şey hazırdı. Sevde ekmekleri getirdikten sonra başlayabilirdik. Masaya kalçamı yaslamış kara kara düşünmeye başladım.

Sayısız kez askeriyeye gitmiştim bu 10 günde. Kimse hiçbir şekilde tek kelime etmemiş hatta beni içeri bile almamışlardı çoğu zaman.

Ali Kaan olsa izninizi iptal ederim der alırdı beni.

Sonra o çardakta otururduk yine.

Gözlerim yine dolarken çalan zil sesiyle ben çoktan ağlamaya başlamıştım. Yavaş adımlarla Sevdeye kapıyı açmaya giderken bulanık görsemde kapıya ulaştım.

"Nerde kaldın kızım ağaç oldum kapıda."

Neşeli bir sesle içeri girerken onun bu enerjisi yanında öcü gibi gözüktüğümü fark ettim. 

Askeriye Sahuru || TextingOù les histoires vivent. Découvrez maintenant