1.4

44.4K 2.6K 1.3K
                                    

Merhabaaa ben geldim... Geç olsun güç olmasın nolur kızmayın bana ama benlik bir şey değildi.

Kitap yazanlar çok iyi anlar bazen karakterler kendilerini yazdırmak istemezler. Ne yapsanız da ne etseniz de yazamassınız o kitabı. Zaten benim diğer yazdığım ve yayınlamadığım kitaplarda da yaşadığım bir durum bu..

Neyse bölüm sonu görüşürüz çok beklettim sizi...

Oy ve yorum bekliyorum sizden benim bölüm yazmam saatimi alıyor ama sizin oy ve yorum yapmanız dakikalarınızı

İyi okumalar ☀️

"Ne kadar kaldı gitmene?"

Gözlerim dolu dolu onu izliyordum sadece. Çok az kalmıştı biliyordum bunu.

"Birazdan yanından gitmem gerekiyor. Geç bile kaldım."

Başımı sallarken elimle omzunu pat patladım.

"Git ve hemen dön koca asker. Konuşmamız gereken konular var."

"Sabırsızlıkla bekliyorum o konuları Güneş."

"Döneceksin ama değil mi?"

Sesim titredi, yüreğim sıçradı dudağımdan çıkarken bu cümleler. Sevdiğimi ölüme göndermek kolay mıydı o kadar?

"Bu sefer çalışıcağım. Söz veriyorum. Asker sözü."

Bana ilk sözüydü. Güvenimi kazanması için tutardı değil mi ilk sözünü?

İlk sözler tutulurdu.

Başka bir söz verseydi tutmasa da sorun olmazdı ama dönsündü.

"Git o zaman sen." Onun gitmesini beklemek daha zor olurdu. Bu yüküde onun omuzlarına vermek istemiyordum.

"Gel buraya bakalım minik anonim."  Bir anda ne olduğunu anlamadan ayaklarım yerden kesildi, buna alışık olmadığım ve beklemediğim için ağzımdan ufak bir çığlık kaçsa da kendimi toparladım hemen.

"Kaan Ali ne yapıyorsun?" Cümleyi kurduktan sonra ismini ters söylediğimi fark etmiştim.

Heyecandan tabi.

"Senin bana sarılacağın yoktu Güneş Hanım. Çok utangaçsınız olmaz böyle."

Allah'ım bismillah.

Biz ne ara bu hallere geldik bilmiyorum ki? Daha ilk buluşmamızda adam dengelerimi bozuyordu. Ayıptı ama yaptığı.

"Ondan bahsetmiyorum. Yere indirsene beni."

"Haa o mesele. Yani oraya kadar eğilemedim, e malum seninde boyun bana yetmiyor 2 metre 4 santimlik adamım. En iyi çözüm yolu buydu."

Ayaklarım hala yarım metre havadayken yüzlerimiz birbirine çok yakın bir pozisyondaydık.

Üstünde kamuflajlar vardı.

Üniforma.

Beni havaya kaldırması.

Ali Kaan.

Asker.

Yüzbaşı.

İMDATTT!!!!!

Daha fazla bu adama yükselmemek için yüzümü boynuna gömdüm. Ufak kıkırtısı kulaklarımı sararken kollarımıda boynuna dolamıştım.

Ramazan ayında dinden imandan çıkartacak adam bizi.

"Keşke Güneş, keşke daha önce gelseydin, söyleseydin bana." Neyden bahsettiğini biliyordum. Önceden beri beni beğeniyordu. Ama bunu bildiğimi o bilmiyordu. Gider ayak biraz oynamak istedim.

Askeriye Sahuru || TextingWhere stories live. Discover now