7|İhtiyar sorunsalı|

3K 264 61
                                    

Midem neredeydi?
Hissetmiyordum şu an...
Acılı bir mide yanması vardı bende.
Tam şu an bayılmak üzere miydim acaba?Her seferinde böyle böyle iftara kadar dayanıyordum.
Fakat oruçluyken,kıtlıktan çıkmış gibi yiyeceğim desem de yiyemiyordum.
Karnım bir an da şişiyordu sanki.

Ben iftar masasında karşıya doğru bakarak düşüncelere dalıp gitmiştim.
Ömer ise fırsattan istifade etmeye çalışıp,tabağımdaki hurmaları bana çaktırmadan dızlamaya çalışıyordu.
Dızcı Ömer!
Birazcık daha insanlığı olmasa beni bile aç bırakır,kendi yer bu kerata!
Gözlerimi daldığım yerden bir anda çevirip tabağımdaki çatalı aldım.
Ömer benim hurmayı çalmaya çalışırken,çatalı koluna batırdım.

"Aaağ acıdı be."diyerek kolunu tuttu.

"Utanmıyor musun hurmalarımı dızlamaya?"

"Sen geçen gün benim tatlı payımı iftardan sonra gizli gizli yerken iyiydi abla."dedi,imalı bir şekilde.

Gözlerimi devirdim.
"Ama ben onun yerine sana yeni bir tatlı yaptım Ömer."

Dediğimde omuz silkip önüne döndü.
Ben ise karşımdaki denizi izlemeye devam ettim.
Sağ tarafımda oturan babam kulağıma eğilip fısıldadı.

"Afitap iş birliği yapalım mı?"

"Hangi konuda baba."dedim, fisıldayarak.

Babam sinsice sırıtıp cevap verdi,
"Birazdan baklava dağıtılacak,ben Ömer'i oyalayacağım sen de baklavaları alacaksın.
Sonrada baklavaları bölüşeceğiz."

"Baba sen Ömerden daha fenasın."dedim,gözlerimi büyüterek.

"Geçen sefer yaptığın tatlının hepsini kendi yedi,bir gram vermedi bize!"
dedi,babam sahte bir kızgınlıkla.
Bunu bilmiyordum.
Vakit intikam vakti!

"Tamam o zaman anlaştık."dediğimde gülümsedi.

"Baba ben biraz dolaşacağım,zaman geçmiyor."

"Tamam kızım,dikkatlı ol."

"Tamam babacığım."dedim gülümseyerek ve sahil boyu uzanan iftar masasından kalktım.

Masa ve sahil arasında biraz mesafe vardı.
Yavaşça yürümeye başladım,midemin açlığını umursamadan huzurlu yürüyüşüme devam ettim.
Gün batıyordu yavaş yavaş.
Ezan okunmasına kırk dakika kalmıştı.Eteğim hafif rüzgarla uçuşuyordu.

Bir anda durup gün batımına doğru baktım.
Bu huzurlu anımı arkamdaki masada oturan yaşlı ve huysuz çift bozmuştu.

"Bu bacaksız kız ne yapıyor vefik bey?"dedi,yaşlı teyze.

Yanındaki dede ise memnuniyetsiz suratı ile konuştu,
"Evladım çıksana önümüzden!Bak annen merak eder ararlar seni,tek başına mı geldin buralara?"

"Dede ben küçük değilim ki yirmü üç yaşındayım."

Yaşlı teyze kaşlarını çatıp,
"Evladım senin boyun bir metre on santim gibi,bacaksıza bak bir de bizimle dalga geçiyor."deyip,elindeki bastonu bana doğru aalladı.

"Ya teyze vallahi dalga geçmiyorum."
Deyip,iki elimi havaya kaldırdım.

"Bilmez miyim ben sizin gibileri?Akılları sıra bizimle dalga geçecekler."dedi,titreyen sesiyle.

Dede bastonunu alıp havaya doğru salladı.
"ASKER!SEN BENİM GİBİ BİR KOMUTANI KANDIRABİLECEĞİNİ Mİ SANDIN?"

"Dede askeriyede değiliz sakin ol."

Amca sinirlenip konuştu,
"DEDE SENİN BABANDIR!BEN DAHA OTUZ BEŞ YAŞINDAYIM."

Asker rolü mü yapsaydım kurtulmak için?Bence mantıklı.

Pide Kuyruğu •Texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin