20 |Korkusuzluk|

1.2K 81 27
                                    

Not:Medyadaki Kamer

Gözüm parmağımdaki yüzüğe takılı kaldığı sırada evin önüne vardığımızı farkettim.Ömer ve ben taksiden inip valizleri bagajdan çıkarttık.O sırada Kamer ücreti ödüyordu.

"Valizi ben çıkarayım, kapıyı sen aç." dediğinde, ikisi valizleri çıkartırken ben önden merdivenleri çıkmaya başlamıştım.
Tam ikinci kata çıkacakken, yanımdan sarı civciv geçmişti.
Bana gülümsediğinde bende ona gülümsedim ve sessizce geçip gitti.
Acaba Ömer gördüğünde ne tepki verecekti?Hâlâ aşık olduğuna inanamıyordum,şaka gibi geliyordu.
İç sesim, " herkes senin gibi geç mi kalsın?" derken, cebimde taşıdığım lafımı iç sesime karşı hemen yapıştırıverdim.

"Kusura bakma canım ama ben durdum durdum turnayı gözünden vurdum."dedim, yüzümde manalı bir gülümsemeyle. O erkeksi gülen sesini işittiğimde, yine iç sesime sesli cevap verdiğimi anlamıştım fakat rezilliğimi saklamamın bir yolu yoktu.
Ah şu ben...

Gülmesi biten Kamer,
"Turna ben oluyorum galiba." dediğinde, gülme sırası bendeydi.

"Evet sensin." dedim, artık rezil olduğum anları ondan saklamamaya karar verdim.Ne zaman mı karar verdim?Şu an.

Hızlıca kapıyı açıp içeri girdim.
Ben elimdeki anahtarı vestiyere bırakırken o konuşmaya devam ediyordu.

"Yine kendi kendine konuşuyorsun güzelim."dediğinde, yüzümde bir gülümseme oluştu.Başka birinden duysam asla etkilenmeyeceğim iltifatları o söyleyince kalbimin erimesine engel olamıyordum.
Bu gerçekten çok başka bir şeydi.
Ne ara bu kadar sevebildiğimi anlayamıyorum.En sevdiğim göz rengi artık yeşil değil açık kahve olmuştu.Aylardır bu gözlerden mahrum kalışımın acısını çıkarıyordum şimdi ama bu his garip bir şekilde kalbimi heyecanlandırıyordu.Nikahımız kıyılmadan önce söz verdiğimiz gibi sabredip mesafemizi korumuştuk.
Bu bana çok şey katmıştı aslında.
Bir çift gözün bendeki değerini çok üst mertebelere taşımıştı.
Oysa ne büyük nimettir bakabilmek ve görebilmek.Bir kalp bazen bir çift göze muhtaç olabiliyordu.

Koltuğa kendimi attığımda, Kamer de gelip benim tam yanıma oturmuştu.
Yorgunluğumun bedenimi ele geçirmesine izin vermek istemiyordum.Çünkü hepimiz çok acıkmıştık.

"Az önce ne düşünüyordun da bu kadar sessizleştin?Bir derdin yok değil mi?"dedi, endişeli gözlerle bana bakarken.

"Bir derdim yok korkma."dedim gülümseyerek, endişeli yüz ifadesi biraz olsun yumuşamıştı.Derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim.
"Bakabilmek diyorum yüzbaşım ne büyük bir nimet."

Dudağının kenarı yukarı kalktı.
Ellerimi kendi elleri arasına aldı,
"Sadece bakmak değil görebilmekte büyük bir nimet sevgilim.Bazen insanlar bakarlar ama göremezler.
Mesela ben seni sen yokken de hep görebildim çünkü sevgi gözden ziyade kalptedir.Aylarca gittiğim görevlerde aslında hep yanımdaydın.
Görevlerde aklımda olman zihnimi dağıtmadı aksine varlığından güç aldım.Attığım her bir kurşunu seni ve daha nice insanı koruyacağını düşünerek attım."

"Ben de o zamanlar senden bir haber gelecek diye annemlerin ağzını arıyordum.Bir süre haber alamamıştım, deliye dönmüştüm.
Şimdi daha iyi anlıyorum.Bir bakış, bir görüş bile insana neler anlatabilir." dedim ve nefes alıp devam ettim.

"Nikah kıyılmadan önce göz teması kuramıyorduk, aslında nikahtan sonra bakmanın ve görmenin kıymetini anladım.Sonunda o engel kalktığından ve gözlerine baktığımda anladım ki meğer bir insanın gözleri külçe külçe altından daha değerliymiş.Eşler bazen büyük kavgalar ederler ve birbirlerinin yüzüne bile bakmazlar, Allah korusun bir gün kavga edersek bakmak ve görmek nimetini hatırlayalım.Sırf görebilmek için sabrettiğimiz zamanları hatırlayalım.İşte o zaman çabamıza ihanet etmekten kaçınırız."
Dediğimde, tuttuğu ellerimi kendine çekerek gövdesine yaslanmamı sağladı.Uzun kolları beni incitmeden sardı.

Pide Kuyruğu •Texting•Where stories live. Discover now