26|Geri dönüş|

755 55 107
                                    

(Kamer'in ağzından, 4 gün sonra)

Kulağıma ulaşan sesler uykumun en derinlerinden beni almış ve tak diye uyandırmıştı.Tavanla bakışırken, bu cıvıl cıvıl sesin Afitap'a ait olduğunu anlamıştım.Yataktan sessizce doğruldum ve bülbül gibi şakıyan sesini biraz daha dinlemeye koyuldum.Odasının her yeri çiçeklerle kaplıydı ve yeşil temalıydı.
Ömer'in tabiriyle botanik bahçeydi.
Yere çömmüş bir şekilde geniş yapraklı bir çiçekle konuşuyordu.Zaten boyu da minikti, önüne düşen perçemleri onu daha da tatlı gösteriyordu.
Çömdüğü için uzun saçları yere deyiyordu.Yere çömmüş bir şekilde çiçeklerle tatlı tatlı konuşan hali, onu her şeyden saklama isteğini daha da çok uyandırıyordu bende.

Sanki küçük bir bebeği sever gibi çıkan ses tonuyla,
"Aa benim güzel çiçeğim, ne güzel de açtın yapraklarını.Seni ilk aldığımda minicik yaprakların vardı.Şimdi büyüdün de çok güzel yaprakların oldu."
Dedi, parmaklarıyla çiçeğin yapraklarını okşarken.Daha sonra çiçeğin yapraklarını kokladı ve geniş yüzeyini hafifçe öptü.Bu görüntü yüzümde kocaman bir gülümseme oluşturdu.
Bu kız sevdiği şeyleri en güzel şekliyle seviyordu.Tabii en çok beni seviyordu orası ayrı!

Sessizce yataktaktan kalkıp ona doğru ilerledim.Aynı sessizlikle yere çömüp iki kolumu, kollarının üstünden beline sardım.İki koluda kolumun altında olduğu için hareket edemedi.Yanağına bir öpücük kondurup, çenemi omzuna yasladım.

"Sen hep böyle güzel mi seversin her şeyi?"dediğimde, güldü.

"Sevdiğim insanları ve çiçeklerimi güzel severim ama Allah'tan sonra en çok seni severim."

"İlk defa çiçekleri senin gibi seven birini gördüm."dedim, şaşkınlığımı itiraf ederek.sırtını göğsüme yasladı.

"Biliyor musun aslında ben çiçekleri böyle sevmeyi arkadaşımdan öğrendim.
Bir gün aldığım çiçek suyunu vermeme rağmen çürümüştü.Ben de arkadaşımın serasına gitmiştim.Onun büyük bir serası var.Bir gün bana şey demişti:Her canlı sevgiyle büyür, sevgisiz olan hiç bir şey güzel olmaz.
İnsan da böyledir.Sevgisiz büyüyen bir canlı ister insan, ister hayvan, ister bitki olsun çürür gider."nefes aldı ve devam etti.

"Aynen böyle demişti ve ben de o gün bu gündür çiçeklerimi hep böyle severim.
İnanır mısın ben çiçeklerimi böyle sevmeye başladığımdan beri hepsi çok güzel büyüdüler."dedi, onlara bakarken.

"Eee ne yapsınlar onlara da her sabah Afitap diye bir güneş doğuyor.Seni gören güzelleşiyor gündüzüm."dedim, gülerken.Utandığında beyaz tenindeki kırmızılık hemen belli oluyordu, güldüm ve kırmızılaşan yanaklarını sıktım.

"Bugün öğlen karargaha gideceğim, bizimkilerin yanına."dediğimde, benden tarafa döndü.

"Kötü bir şey olmadı değil mi?"

"Yok güzelim artık dikişlerimde iyileşti hem yarın aldıracağım dikişlerimi."dediğimde, kaşlarını çattı.

"Ben engel olmasam daha dikişlerin iyileşmeden, koşa koşa karargaha gidecektin."Gülümsedim, daha önce karnımdan yaralandığımda ameliyatın ertesi günü karargaha gittiğimi duysa ne yapardı acaba?

"Gidip, şu adamlar hakkında bilgi alayım.En kısa zamanda işlerini bitirmemiz gerekiyor.Olayları uzaktan takip etmeyi sevmiyorum."dedim, hoşnut olmayan bir yüz ifadesiyle.
Evet, her şeyden haberdardım ama böyle uzaktan takip etmeyi sevmiyordum işte.

"O zaman bizde seninle çıkarız, bugün Ömer'le birlikte alışveriş yapacağız."

"Tamam o zaman, hadi kahvaltı hazırlayalım birlikte."dediğimde, ayaklandık.

Pide Kuyruğu •Texting•Where stories live. Discover now