14|Üç kağıtçılar|

2.6K 246 162
                                    

Bilgisayar ekranına öylece bakakalmıştık.Ömer eliyle yüzünü kapattı.Şaka mı ya?Ben onu uyarmıştım,diploma notunu yüksek tut ki sıralaman düşük olmasın demiştim ama kendisi ilk önce mezuna kalmıştı.Daha sonra aklı başına gelince bir sene boyunca eşek gibi çalışmıştı ve lisede dersleri boşlaması onun zararına olmuştu.

"Ömer neredeyse Hakkaride üniversite kazanacakmışsın kardeşim."

"Abla Hakkari'yi geç, ben üniversite kazanacağımdan bile emin değildim."
dedi, ekrana bakıp psikopat gibi gülerken.

"Ablacım, öyle deme sen geceni gündüzüne kattın da öyle çalıştın."

"Asıl sen öyle deme abla Atatürk Üniversitesi gayet güzel bir üniversite."dedi, gülümseyerek.

"Ömer, taa Erzurumda.Babam, seni gönderecek mi sanıyorsun?"dedim, tek kaşım havadayken.

"Abla..."dedi ve sessizce bekledi, ben bu sessizliği biliyorum.
Yine bana işi düştü galiba.

"Efendim."dedim, kaygılı bakışlarımı ona yöneltirken.

"Ben, o konuyu babamla konuştum.
Dediki, tek başına gidemezsin ama ablan da seninle gelirse birbirinize sahip çıkarsınız.En azından aklım sizde kalmaz."

"Hayatta olmaz Ömer, ben Erzuruma falan gelemem.Hem babamla böyle bir plan yaparken bana hiç istiyor muyum diye sordunuz mu?"Dedim, kaşlarım çatılırken.

"Abla başka çarem yokki.
Babam,ablan gelirse olur dedi.
Gelmezse üniversiteyi unut dedi."

Derin bir nefes aldım, yurda yerleşse ne olurdu sanki?Buradaki hayatımı bırakıp nereye gidecektim?Biri Şırnağa gel der, biri Erzuruma gel der.
Bu iki adam bana kafayı yedirtecekti.
Biraz düşünmeye karar verdim.

"Ömer,ben biraz düşüneyim olur mu?"dedim, çaresizce.

"Peki."dedi, yüzünü asıp.
Üzülmesi beni de üzmüştü.
Diş hekimliği bölümünü kazanmıştı sonuçta, gidememek üzerdi.

"Yaa asma yüzünü."

"Özür dilerim abla.
Sana sormadan iş yaptım."

"Özür dilemene gerek yok,benim bu meslekte iki yıl daha çalışmam gerekiyor istediğim yere atanabilmem için.İşimi bırakıp gelemem ki."

Buruk bir şekilde güldü.
İçim acımıştı çünkü çok çalışmıştı ne olursa olsun onun da gitmeye hakkı vardı.Elimle omzuna iki kere vurup konuştum.

"Sıkma canını ben babamla konuşacağım, ikna etmeye çalışacağım." dedim, gülümsemeye çalışarak.

Odanın kapısını açtığımda annem ve babam kapıda dikiliyordu.
Burnumdan nefes vererek güldüm.
Babam, Ömer'e gidemezsin dese de kıyamayacaktı biliyordum.
O bakışlardaki şefkat bunu gösteriyordu.

İkiside korkuyla gözlerime bakıyordu.
"Erzurumdaki Atatürk Üniversitesini tutturmuş."dedim, gülümseyerek.
Babamın kaşları çatılırken, annemin yüzü düşmüştü.

"İstanbul'u kazanamadı yani?"

"Malesef baba, puanı tutsa da sıralamadan dolayı kaybediyor."

"Anladım," dercesine başını salladı, yavaşça ve odaya girdi.

Annem,
"Afitap, ne yapacağız?Ya baban göndermezse Ömer'i."

"İkna etmeye çalışacağız, başka çare yok."

İçeriden sesler geliyordu ama girip girmemekte kararsız kaldım.

Annem,"bizde içeri girelim."dedi, sanki iç sesimi duymuş gibi.

Pide Kuyruğu •Texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin