15. BÖLÜM

4.7K 123 31
                                    

Bölüm 15

'Haykırılamayan Şeyler'

Yayımlanma: 30.05.2022

Oy ve yorumla destek olmayı unutmayalım. Keyifli okumalar 💖

Dolu Kadehi Ters Tut - Gitme (feat. Sedef Sebüktekin)

Cem Adrian - Sana Sarılınca

~

Sana sarılınca
Geçer sandım, geçer sandım
Sana inanınca
Biter sandım, biter sandım
Sana bağlanınca
Düşmem sandım, düşmem sandım
Her yanım yarım yarım, kalbim yine darmadağın
~

Eskiden umarsız bir insandım biraz, etrafımda olup bitenler beni çok etkilemezdi ve tepkilerim genelde baştan savma olurdu. Öyle çok dertli bir insan değildim, başıma kötü şeyler gelmezdi ve hayat beni çok zorlamazdı. Ailem vardı, arkadaşlarım vardı. Okulda başarılıydım, etrafta sevilirdim ve yaşamın tadını çıkarabiliyordum.

Ablam içine kapanık olmaya başladığında, daha doğrusu ben bunu fark ettiğimde ve bu durumu benimle olan ilişkisine yansıdığında ilk derdimi edinmiştim. Ablam eskisiyle aynı değildi, onun için endişeleniyordum. Annemler ya da etraftaki diğer kişiler onun durumu için daha yüzeysel şeyler düşünürken ben hep içsel düşünürdüm. Onun sıkıntısının büyük olabileceğini ve profesyonel yardıma ihtiyacı olduğunu düşünürdüm. Eğer çok daha öncesinden ablamın problemleri üzerine düşülseydi belki de şu an geldiğimiz durum farklı olacaktı. Depresyondaki insana ne kadar kızabilirdiniz, bilmiyorum. Öncelikle onu ne kadar anlayabildiğinize bakmanız gerekirdi. Ablamın hisleri benim için her zaman önemliydi, onu her zaman gerçekten düşünürdüm. Onun için araştırmalar yapar, ona yardımcı olmaya çalışırdım. Benim elimden ne gelebilirse onu yapmaya çalışırdım işte. Bazen ablam hakkında konuşanlar, onu yargılayanlar olurdu, onları sustururdum; bazen ablam ağlardı, onun yaşlarını dindirmek için ona sarılırdım; bazen agresif olurdu, huyuna giderdim. Ona hediyeler alır, uğraşabileceği şeyler getirirdim. Ben ablam mutlu olsun diye çok şey yapmıştım bugüne kadar, en büyüğünü de iki yıl önce yapmıştım.

Evet, hislerini tam olarak bilmediğiniz bir insanın davranışlarını yargılamak ne kadar doğruydu bilinmezdi ama ben de biraz olsun sevgiyi, ilgiyi, hoşgörüyü hak etmiyor muydum? Ablam tarafından gelecek bir tebessüme layık değil miydim? Doğrudan ya da dolaylı bir sevginin ürünü bahşedilemez miydi bana? Onca şeye rağmen mi? Ben onu hâlâ suçlayamazken onun, benim kontrolüm dışında gelişen şeyler için beni suçlaması makul muydu?

Annem ve babam bile iki yıldır uzaktı bana, eskisi gibi değillerdi. Hiçbir şeyin sorumlusu ben olmasam da sanki tüm kötü zamanlar benim üzerime yıkılmıştı. Suçlanıyordum, öyle saçma şeyler için suçlanıyordum ki bünyem bunu kabul etmiyordu. Ben evlenip gitsem onlar mutlu mu olacaktı? Sevmediğim bir adamla evlensem, istemediğim bir hayatı yaşasam mutlu mu olacaklardı? Benim yokluğum ablama huzur verecek miydi, hâlâ içinde taşıdığı acıları dindirebilecek miydi?

Bomboş bakan gözlerim atölyenin içinden bana bakan badem gözlerle kesişiyordu ama ikimiz de hiçbir şey söylemeden duruyorduk. Henüz atölyeye girmemiştim, tam önünde ruhsuz bir suratla dikiliyordum. Alparslan da atölyenin içinde öylece duruyor, bana bakıyordu. Ondan bir şey istemeye gelmiştim, beni azat etmesini istemeye gelmiştim. Çünkü o bunu yapmadıkça benim içimdeki umut sönmeyecekti ve benim sönmeyen ateşim anlaşılan sadece beni yakmıyordu.

PUSULAM SENSİN Where stories live. Discover now