Ece: Okuldayım. Ve sen bunu zaten biliyorsun. Ne diye soruyorsun ki?
0536**: Hiç öyle sohbet muhabbet.
0536**: Akşam parti varmış. Geliyor musun?
Ece: Evet sen orada olacak mısın?
0536**: Hm hm.
Ece: Güzel.
0536**: Babacığa noldu?
Ece: O... Kendimi kaybetmişim.
0536**: Söylediklerinden az çok belliydi zaten ama her an tekrar kaybedebilirsin kendini. Uyarayım ben
Ece: Hmm öyle mi? Bir şey sorsam?
0536**: Soe bakalım bebeğim.
Ece: Adın ne?
0536**: Güzel bebeğim bunu şuan söyleyemem ama yakında söyleyeceğim söz veriyorum.
Ece: Pekala...
0536** çevrimdışı.
×
Parti için hazırlanmıştım Sinemin makyajını bitirmesini beklerken telefonuma bildirim geldi.
0536**: Partide ne giydiğini görebilir miyim güzelim?
Ece:
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ece: Yakış mı babacık?
0536**: Ece.
0536**: Siktir Ece bu ne? Bunu giymiyorsun.
Ece: Partide sende olacaksın ya babacık kimsenin bakmaması için kucağına oturtmaya ne dersin?
0536**: Çıkar şunu.
Ece: Evden çıktık.
0536**: Sikeyim.
×
Partiye geldiğimizde çoktan kalabalık olmuştu. İçeriye girdiğimizde Sinemi kaybettim ve içki almaya karar verdim. Elimdeki telefona göz atarken mesaj geldi.
0536**: Üst kata çık, düz ilerle, ikinci aradan dön, sağdan 2. kapıya gir, bir fular var gözüne bağla ve bekle.
Yanıma mı gelecekti? Heyecanla gözlerim büyürken etrafıma bakıp insanların arasından geçmeye çalıştım zar zor yukarı çıkabildiğimde dediği odaya gidip kapıyı kapattım. Yatağın üstündeki siyah fuları alıp gözüme sıkı bir şekilde bağladıktan sonra yatağa oturup beklemeye başladım.
Kapı sesi gelince ayaklarımı sallamayı bırakıp sanki görebiliyormuşum gbi kafamı o tarafa çevirdim. Kapının kapandığını işittim.
"Sen misin?" yutkunarak sorduğum soru karşısında aldığım cevap boynuma üflenen bir nefes oldu. Dudaklarım aralanırken sesini duymamla kanımın donduğunu hissettim.
"Sana dokunabilir miyim?" mırıldandığım kelimeler karşısında hareketleri duraksadı.
"İstediğin zaman." kesin bir dille söylediğiyle ona dönerek elimi yanağına koyduğum gibi dudaklarımı dudağına bastırdım. Hırlayarak beni boynumdan yakalayınca ağzımdan bir inleme kaçtı.
Onu yatağa ittirip üstüne çıktığımda bir elimle tişörtünün uçlarını bulup hafifçe sıyırarak karın kısmını açtım.
Dilimi yavaşça karın kasının üstünde gezdirirken kasıldığını hissediyordum. Pantolunun kemer kısmına geldiğimde aynı hareketi bu sefer yukarı doğru yaparak gittiğimde bir eli kalçamı avuçladı.
Boynunu emmeye başladığımda birden beni altına alıp öpmeye başladı. Bir yandan da kendini bana sürtüyordu ağzının içine doğru inlerken onun hırlamaları bana eşlik ediyordu, ensesinden kavrayıp dilimi ağzına soktuğumda bunu beklemiyormuş gibiydi.
Hırlayarak kendini bana bastırdığında ağzımdaki dilini ısırdım. Eli boynumu kavradı sertçe beni yatağa bastırdı. İki elim de onun eline gitmişti ve bileğini tutuyordu.
"Delirtiyorsun beni. O kadar güzelsin ki sana zarar vermekten korkuyorum.
"Korkmana gerek yok sadece seni istiyorum. Daha önce hiç bir şeyi kimseyi istemediğim kadar çok istiyorum."
Bir elimi boynumu tutan elinden çekip diğer elini tuttum. Eteğimin altına götürdüğümde altımda iç çamaşırı yoktu. Parmağını ıslaklığıma sürtüğümde aynı zamanda inlemiştim de bana baktığını biliyordum.
"Senin için ne kadar ıslandığımın farkında değil misin?" çenemi kavrayıp az önce kadınlığıma sürttüğüm parmaklarını dudağımın kenarında gezdirdi, ağzıma soktuğu iki parmağını inleyerek emmeye başladım. Dilimi etrafında gezdirerek sürtüyordum.
"Sikeyim, hayır Ece bunu yapmayacağım." önce elleri boynumu bıraktı sonra üstümden ağırlığı kalktığında kapının çarpılma sesini duydum.
Fuları gözümden çekip az önce çarpıp çıktığı kapıya kaydı bakışlarım, ayağa kalkıp boy aynasında yukarı kaymış eteğime, dağılmış saçlarıma, bazı yerlerinde kızarıklık ve morluk olan boynuma ardından gözlerime çevirdim.
Üstüme çeki düzen verip Sinemi bulmaya gittiğimde hiç bir yerde olmadığını görüp umutsuzca ona iyi hissetmediğimi ve eve gideceğimi belirten bir mesaj yazıp kendimi eve attım.
