Bölüm 7

56.7K 553 32
                                    


Hafif tempoyla koşuyordum, yüzüme sertçe çarpan soğuk hava bir tokat etkisi yaratıyordu. Üstünden tam bir hafta geçmişti. Onu engellememin üstünden.

Sertçe yutkunarak hızımı arttırdım, kulağımdaki kulaklıkta çalan ancak düşüncelerimden dinleyemediğim şarkı beni rahatsız etmeye başlamıştı. Kafamı iki yana sallayarak düşüncelerimi susturmaya çalıştım.

İlerde gözüme çarpan kafeyi görünce sevinçle yavaşladım ve adımlarımı oraya yönelttim. İçeri girip boş bir masaya oturduğumda gözlerini dikmiş bana bakan bir çocukla göz göze gelmem ve onun Burak olduğunu anlamam uzun sürmedi.

Uzun ve derin bir nefes bıraktım ve kafamı başka yçne çevirdim. Dışarıdan görenler astım krizine girdiğimi bile düşünebilirdi ancak umursamadım. Çikolatalı milkshake isteyerek telefonumu açtım. Son zamanlarda yokluğunu çektiğim bildirim sesi kulağıma dolduğunda gelen bildirime tıkladım.

0562**: Seni özledim.

Yutkunarak mesaja bakarken bunun Burak mı yoksa bilinmeyen sapık mı olduğu konusunda kararsızdım. Kafamı kaldırıp Burak'ın oturduğu masaya baktığımda arkadaşlarıyla koyu bir sohbetin içinde olduğunu gördüm fakat telefonu elindeydi. Emin olamayarak

Ece: Siz kimsiniz?

0562**: Sana bilinmeyenden yazan kaç kişi var?

Ece: Kimsiniz?

0562**: Kim olduğumu düşünüyorsun?

Gözlerim tekrar Burak'ı bulunca o da bana bakıyordu, anlamıyordum yazan o muydu? Bilinmeyen miydi?

Ece: Burak eğer sensen numaranı silmiştim ve kaydetmeyi düşünmüyorum bana yazmayı kes.

0562** gördü.

Tekrar mesaj gelmeyince telefonu kapatıp gelen milkshake'imi içmeye başladım. İnstagramda gezerken okuldan olduğunu düşündüğüm bir çocuk istek atmıştı.

Daha önce hiç konuşmadığımız için kabul etmedim, hesabım özeldeydi ve sadece yakınlarım vardı. Onlar kaç arkadaştan oluyor yani...

Sıkılmaya başlayınca hesabı istedim fakat heaap yerine karşıma oturan Burakla bakıştığımda gözlerimi kırpıştırıp yüzüne bakmaya devam ettim.

Gözlerimi devirip kalkacağım sırada kolumu tutup sert bir sesle mırıldandı. "Şu sana özelden yazan kim?" kaşlarım kalkarken sinirlenmiştim.

"Ah az önce yazdıklarından mı bahsediyorsun?" ona neydi ki bana yazan kişiden. Bana karışabilecek kadar yüzü var mıydı gerçekten.

"Ne saçmalıyorsun? Sana yazmadım?" onun da sinirlendiğini hissettiğimde hesap geldi ve ödeyip kafeden çıktım. Arkamdan geldiğinde biraz ilerleyip ona döndüm.

"Yazan sen değil miydin?" telefonu açıp mesajları gözüne sokacak kadar yakınlaştırdığımda elimden alıp mesajları okudu.

"Sana bunları yazan ben değilim Ece. Sana yazacak olsam direkt yanına gelirim. Neden yazayım?" çattığı kaşlarıyla bana anlamaya çalışır gibi bakıyordu.

"Bak o günden sonra senin yüzüne bile..."

"Sakın." tıslayarak elindeki telefonu aldım.

"Sakın bana yüzüme bakamadığını ve çok pişman olduğunu söyleme. Okul kantininde, sınıfta, basketbol sahasında sırf gözüme sokmak için yiyişirken pek de pişman görünmüyordun Burak."

Ellerini saçından geçirip derin bir nefes aldı. Kaşlarıyla telefonu işaret etti."  Söylesene yazan kim? Seni neden bu kadar önemsiyor? Sırf sana yazdığımı düşündü diye bana yazdığı mesajları ve ettiği tehditleri görmek ister misin?"

" Kim olduğunu bilmiyorum tamam mı? Bir süredir yazıyordu ve onu engelledim zaten." sonra yaptığım aptallığı fark ederek ekledim. " Ki bunun seni ilgilendirdiğini de düşünmüyorum." gözlerimi kısarak ona baktım.

" Cidden Burak arkadaşlarının yanına dön ve bir daha karşıma çıkma." arkamı dönüp cevap vermesini beklemeden koşmaya başladığım aırada telefonum art arda titredi ancak eve gidince bakacağımı düşünürek cebime attım.

×

18+ ~ NUDE TEXTINGWhere stories live. Discover now