Bölüm 8

53.8K 584 137
                                    

Hızlı bir duş alıp yatağın üstündeki telefonu aldım.

0562**: Hey Burak değilim.

0562**: Baksana Ece.

0562**: O siktiğimin Burak'ı ağzını tutamamış. Onu sikeceğim.

0562**: Eve gittin mi bebeğim yaz artık lütfen. Seni deli gibi özledim.

0562**: Hay sikeyim. Beni delirteceksin.

Ece: Ne istiyorsun?

0562**: Seni özledim.

Ece: Seni engelledim.

0562**: Oh hatırlattığın için sağol, fark etmiştim.

Ece: Ne istiyorsun dedim.

0562**: Adım Talha.

Ece: Ne?

Ece: Neden adını söyledin?

0562**: Yeni bir başlangıç yapalım tamam mı? Amacım sadece eğlenmek falan değil o an düşünmem lazımdı.

0562**: Seni.

0562**: Bilemiyorum Ece. Aylardır sana dokunma düşüncesiyle delirirken birden karşımda o şekilde seni görmem...

0562**: Kusursuzdun.

0562**: Özür dilerim. Gerçekten.

Ece: Okulda sırama çikolata bırakıp duran sen miydin?

0562**: Evet. Hoşuna gideceğini düşündüm.

Ece: Gitti. Hoşuma gitti.

0562**: Dejavu.

0562**: Seni ne kadar özlediğimi tahmin bile edemezsin Ece.

0562**: Yanına gelebilir miyim?

Ece: Ne? Evdeyim.

0562**: Biliyorum. Gözlerini bağla kapıyı aç ve beni bekle.

0562** çevrimdışı.

Hızla ve heyecanla doğrulduğumda ciddi mi diye düşünüyordum. Dolaptan çıkardığım siyah bir fularla gözümü bağladığımda, banyodan çıktığımda üstüme bir şey giymediğim için üstümde bornoz olduğunu fark ettim ancak umursamayarak kapıyı açtım ve koltuğa oturup heyecanla ayağımı sallamaya başladım.

Üç dört dakika sonra kapının kapanma sesi geldi. Hızla kafamı o tarafa çevirdim, sanki görebilirmişim gibi.

Yanağıma değen kemikli parmaklarla beraber yüzümü elinin olduğu tarafa doğru yatırdım.

"Merhaba bebeğim." fısıldayışı boynuma çarptığında yutkunarak kuruyan dudaklarımı ıslattım.

"Merhaba." mırıldandığımdan dolayı ben bile zor duymuştum, fakat duyduğundan emindim çünkü boynuma çarpan sıcak nefesi bana fazlasıyla yakın olduğunu söylüyordu.

Yanağımı okşayan eli yavaşça çeneme inip sert bir şekilde kavradı hemen ardından kendini kontrol etmek ister gibi elini gevşetti ve elini çekti. Sıcaklığı da uzaklaştığında gözlerimi kırpıştırarak etrafıma baktım.

"Ne oldu?"

"Sana... Sana dokunmamı istemiyorsan söyle. Seni gördüğümde bile kendimi zor zapt ediyorken, senin şuan karşımda bu şekilde durman bana kolaylık sağlamıyor." derin bir nefes vererek söylediklerini tane tane ayırırken sesinin geldiği tarafa baktım.

"İstemeseydim eğer, söylerdim. Neden böyle bir şey düşündün? Bana daha önce o partide de dokundun. İlk defa olacak bir şey değil."

"Evet ancak bana hâla sinirli misin bilmiyorum ondan dolayı sormadan dokunmak istemedim." sesiyle beraber adımları da yaklaştığında heyecanlanarak yerimde kıpırdandım.

"Sana dokunmam hoşuna gidiyor öyle değil mi?" belimi kavrayıp beni ayağa kaldırmasıyla ellerim omuzlarını bulmaya çalıştı fakat sadece göğsüne gelmişti. Ellerimi yukarı doğru çıkarırken omzuna geldiğimde tırnaklarımı geçirdim.

"Uzunmuşsun." sorusuyla alakasız bir cevap verdiğimden dolayı kaşlarının çatıldığını hissettim.

"Sana dokunmam hoşuna gidiyor mu bebeğim?" cevap istediğini açıkça belli eden sesine karşı yutkunarak alt dudağımı dişledim.

"Evet, bana dokunmandan hoşlanıyorum." açık sözlülüğüme ben bile şaşırırken devam ettim "Ve sana dokunmaktan da hoşlanıyorum." elimi göğsünde gezdirerek söylediğim şeyle belimi tutuşu sıkılaştı.

"Hım... Bana odanı göstermek istiyorsun sanırım."

18+ ~ NUDE TEXTINGWhere stories live. Discover now