Bölüm 16

33.3K 554 210
                                    


Talha yazıyor...

Yutkunarak ekrana baktım. Belki paranoyaklaşıyordum fakat direkt olarak erkekler demesi nedensizce içimde şüphe uyandırmıştı. Kafamı kaldırıp masadakilerin üstünde gözlerimi gezdirdim. Sapık bakışlı olan telefonuna gömülmüş stresli bir şekilde bir şeyler yazıyordu.

Furkan ve Sinem gülüşerek bir şeyler konuşuyor birbirlerine telefondan komik fotoğraflar gösteriyolardı.

Furkanın diğer arkadaşı olan gözlüklü çocuk yanında getirdiği kitabı büyük bir dikkatle okurken diğer hafif saçları uzun olansa uyukluyordu.

Kafenin geri kalanında da gözlerimi gezdirip telefona geri döndüm.

Talha çevrimiçi.

Hiç bir şey yazmamıştı. Kaşlarımı çattığım sırada tekrar yazıyor göründü.

Ece: Kitap falan mı yazıyorsun?

Talha: Hayır.

Ece: Bir şey sordum?

Talha: Yani Sinem kız olduğuna göre sevgilisi erkek olacaktır ve onun arkadaşları da erkek olur diye düşünmüştüm.

Ece: Kız arkadaşı olamaz mı?

Talha: Off salladım işte, bir an erkek olduklarını düşününce kıskandım.

Ece yazıyor...

Biri koluma dokununca yazdığım mesajı bırakıp kafamı kaldırdım. Tanımadığım bir çocuktu hafif tebessüm ederek bakıyordu.

"Ee merhaba. Numaranı alabilir miyim diyecektim? Eğer sende istersen." utangaç bir şekilde bana baktığında masadakiler de ona dönmüştü. Sinemin dudakları aralanırken erkekler kaşlarını çatmış ya da göz devirmişti.

"Napacaksın kızın numarasını?" sapık konuya atladığında kaşlarımı çatarak ona döndüm. Bana değil çocuğa bakıyordu. Çocuk onu takmayıp bana bakmaya devam etti.

"Talha ben, tanışmak istersen eğer yanlış anlama arkadaş oluruz." gözlerim pörtlerken çocuğa baktım. Zayıf uzun ve ince bir çocuktu. Saçları arkada küçük bir topuz yapılmıştı. Sapık çenesini ovuşturarak benim sanki tepkimi ölçmek ister gibi baktı.

Ah hayır o olma ihtimali yoktu. O bu kadar zayıf değildi.

"Kardeşim siktir git Talha mısın nesin başlatma arkadaşına da numarana da." sapık sinirle kalkıp çocuğun kolunu kavradı.

"Hayır kusura bakma istemiyorum." çocuk kolunu sapığın elinden kurtarıp gittiğinde telefona döndüm. Bir şey yazmamıştı. Yazmaktan vazgeçip sohbetten çıkıp telefonu kapattım.

"Biraz dışarı çıkacağım." çantamı alıp ayağa kalktım.

"Dur bizde kalkalım biraz yürürüz." Furkana kaşlarımı çatarak bakıp kasaya gittim. Kendi milkshake'im ve Sineminkini ödeyip kapının önüne çıktım.

Duvara yaslanıp beklemeye başladığımda önden sapık arkasından Furkan ve Sinem çıkınca kaşlarımı kaldırarak baktım.

"Buğra uyuyordu, Samet de kitap okuyacakmış." Furkan omuz silkerek kolunu Sinemin omzuna atıp kendine çekti.

Oturduğumuz kafe denize yakındı, Furkan ve Sinem önden giderken oflayarak peşlerine takıldım. Sapığın gülerek arkamdan geldiğini görünce ani bir şekilde durdum. Bana çarpmamak için o da sert bir şekilde kendini durduğunda ona döndüm.

Gözlerimi kısarak ona baktım. Diğer iki çocuğun ismini öğrenmiştim fakat onunkini hala bilmiyordum.

"Söylesene adın ne?" çenesi kasılırken bozuntuya vermeden sırıtarak yanımdan geçip yürümeye başladı.

Bende yürümeye başladığımda bana baktı.

"Osman." boğuk bir sesle söylediği şeyle ona dönüp kaşlarımı çattım. Asla Osman tipi yoktu.

Ses çıkarmadan yürümeye başladım. Sinem ve Furkan çok önümüzdeydi. Furkan arkasını dönüp bize el kol yaptı. Bağırarak bize doğru bir şeyler söyledi.

"Talha oğlum hadisene kızı mı götürüyorsun arkada?"

×

18+ ~ NUDE TEXTINGWhere stories live. Discover now