Final

1.1K 79 24
                                    

Kemoterapinin işe yaramadığını öğrendikten sonra Berk'i başka hastaneye götürmeye ikna etme çalışmıştım ama nafile dinlememişti beni.

"Bebeğim başka hastaneye gitmiyorum diye trip mi atacaksın?" Sorduğunda cevap vermeyip yürümeye devam ettim.

"Elif bebeğim sana söz veriyorum yarın başka hastaneye gideriz. Gel bin arabaya."

"Söz mü?"

"Söz."

Gene benim dediğim olmuştu, gene benim sözüm geçerliydi ve Berk hâlâ hanımcıydı. Yanından geçip arabaya binmiştim. Berk'de bindikten sonra sahile doğru gidiyorduk.

"Neden arabayla gidiyoruz ki? Yürüyerek gidelim hemen şurada işte." Söylenmeye başlamıştım yine.

"Güzelim beni biliyorsun hemen yorulurum ben. Ama istersen yürüyerek gidelim." Dediğinde canım yanmıştı. Ah benim akılsız kafam nasıl düşünmemiştim ki.

"Hayır, hayır arabayla gideriz. Ben düşünemedim özür dilerim."

"Özür dileme bebeğim. Hadi oradan bir şarkı aç da dinleyelim." Kafamı sallayıp radyoya uzandım.

Ay inanmıyorum, ay inanmıyorum.
Aşka çıldırdım dönendim durdum.
Yandım kavruldum.
Deli sevdaymış yolu bilmezmiş.
Zora gelmezmiş ay inanmıyorum.

Berk'le bağıra bağıra şarkıya eşlik ediyorduk.

Sevmişim boşuna bakmadan yaşına.
Darısı başına.
Ay inanmıyorum.

Sahile vardığımızda şarkı da bitmişti. Gülerek emniyet kemerimi çözüp aşağıya indim. Çimenlik tarafına geçip oturduk.

"Berk iyi misin? Bembeyaz olmuşsun?" Endişeyle konuşmaya başlamıştım. Sevdiğim adam çok çaresiz duruyordu ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

"İyi-" konuşamayıp kollarıma yığılmıştı, sevdiğim adam iyim diyemeden kollarıma yığılmıştı.

"Berk," herkes etrafımıza toplanmıştı. "Açsana gözlerini sevgilim." Deli gibi korkuyordum. Allah'ım benim canımı al ama onu bana bağışla lütfen, lütfen.

Ağlayarak sevdiğim adamı uyandırmaya çalışıyordum. "Yardım edin lütfen." Bağırarak yardım istiyordum.

Benim ağlama seslerim, insanların telaşlı sesi, ambulans sesi birbirine karışmıştı. "Bak geldiler sevgilim. Uyanacaksın şimdi tamam mı? Korkma."

Sağlık çalışanları koşarak yanımıza yetiştirdiler. "Nasıl oldu? Bir hastalığı var mıydı?"

"Kan kanseriydi. Ama bazen böyle yorgunluktan bayılıyor, gene yorgunluktan oldu demi?" Berk'i ellerimin arasından alıp sedyeye koyup götürüyorlardı. Ambulansa doğru koşarken sağlık çalışanlardan biri ambulansın önünde durup binmemi yasakladı.

"Hanım efendi binmeniz yasak. Lütfen bizi takip edin." Diyerek yanımdan ayrılmışlardı.

Berk'in arabasına binip ambulansı takip ediyordum. Sonunda hastaneye varmıştık. Arabadan kendimi dışarıya atıp sedyede olan Berk'in peşinden koşmaya başladım.

"Sevgilim bak hastaneye geldik, biraz daha dayan olur mu?"

"Hanım efendi içeriye gelmeniz yasak lütfen burada bekleyin biz size haber vereceğiz." Berk'i benden alıp götürdüler ama iyileştirip geri getirecekler.... Getirirler dimi?

Sırtımı soğuk duvarla buluşturup yavaşça yere çöktüm başımı dizlerime yaslayıp canım çıkana kadar ağladım.

Sırtımı soğuk duvarla buluşturup yavaşça yere çöktüm başımı dizlerime yaslayıp canım çıkana kadar ağladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Hayalet sevgilim |Texting Where stories live. Discover now