2. KAHVE

339 45 48
                                    

Merhaba:) Bendeniz Nida. Nida Çakır...
Namı_diğer Çalıkuşu. Daha doğrusu arkadaşlarım( özellikle de Berna) bana Çalıkuşu demeyi daha çok sever. Hiç susmuyormuşum ve sürekli mırıldanıyor şarkı söylüyormuşum. Ha bir de romantik kuğuymuşum. Hep aşk romanları okuyormuşum. Evet öyle... Şu dünyada da aşk romanları okumayıp sanatla uğraşmayacaksak ne için varız yani ? Soruyorum size:)

Bu sabah çok neşeli uyandım. Camları sonuna kadar açtım ve temiz havayı içime çektim.Tabi yine her zamanki gibi uyanır uyanmaz piyano başına geçtim. Kahvaltıdan önce çalmaya bayılıyordum. Beni uyandıran tek şey bu notaların ahengi bir de mis gibi kokan filtre kahveydi . Mmmm, kokusu burnuma gelmeye başlamıştı. Annem birazdan kahvaltıya çağırırdı..
Her sabah aynı özenle kahvaltı hazırlamaya bayılırdı hem de vals eşliğinde . Evet yanlış duymadınız vals dedim. Sabah saat 7 'de plak takılır, filtre kahve koyulur ( tabi babam tipik bir türk erkeği olduğu için çaydan vazgeçmez), kahvaltı masası büyük bir özenle hazırlanırdı. 3 kişilik bir aile olduğumuza bakmayın siz. Bizim neşemiz bir geniş ailenin sevgisine taş çıkarırdı. Öyle bağlıydık biz birbirimize. Bu yüzden etrafta bana sevgi pıtırcığı diyen arkadaşlarım da vardı. Sevdi mi çiçek gibi sevenlerdendim. Çünkü ben sevgiyi böyle bilmiştim. Ailemden gördüğüm buydu benim.
Müziğin sesi gelmeye başlamıştı bile . Ne sanatçı ruhlu bir aileye doğmuştum Allah'ım... Sana çok teşekkür ediyorum. O günler benim için unutulmazdı.

- Nidaaa! Hadii kızım.Daha kalkmadın mı ?Öğlen oldu amaaa. Sabaha kadar Aşk ve Gurur türevleri okursan olacağı bu tabi. Kahvaltı hazırlıyorum bak en sevdiğin omletten de yaptım .

Bakın ne dedim size . Annem Nurgül Hanım her gün aynı saatte böyle çınlatırdı evi. Hiç şaşmazdı, çünkü tam bir Başak kadınıydı kendisi. Biraz astrolojiye de takık biri ile tanışıyorsunuz bu arada (Ben oluyorum o). Sonra söylemedi demeyin .

- Geliyorum anneciğimm! İndim bile. Muuuah. Annelerin en güzeli günaydın. Bal yanaklardan da aldık modumuz tam bugün. Ama temizlik de olmasa daha güzel olur tabii.

Ben aklıma gelenleri söyleyip omleti tırtıklarken annemin öldürücü bakışlarına maruz kalıyordum .

- Noluuur annem. Bugün Berna ile dışarı çıkmayı düşünüyouz. Köşede yeni bir kafe açılmış orayı merak ediyoruz.

- Kızım bir odanı topluyorsun zaten. Onda da iş yaptırıyor adı mı alıyorum üstüme ,aşk olsun yani.

Siz annemin böyle söylediğine bakmayın bir başladı mı temizliğe evde bakmadığı köşe kalmazdı. Evi baştan aşağı kaldırmazsa içi rahat etmezdi.

- Hem siz daha 13 yaşındasınız kızım. Ne bu her gün her gün dışarı çıkmalar . Yavaştan sınırınızı aşıyorsunuz haberiniz olsun.

- Noluyor sabah sabah! Allah allah bir uyutmadınız canımm.

- Aaaaa günaydın babacığımmm. Babaların bir tanesi anneme bir şey şöyler misin ? Bugün dışarı çıkmama izin vermiyor.

- Nereye isterse oraya gitsin benim kızım.Aklı başında bir kız o ne yapacağını bilir. Değil mi güzel kızım ?

Bu sırada babamla birbirimize bakıp kıkırdamaya başlamıştık. Çünkü annem babamın kendi kararına karışmasını sevmezdi. E ben de az değildim tabi. Babamın yumuşak karnını biliyordum. Masada gazetesi ve gözlüğü olduğu vakit onun eşref vaktiydi. Ne istesem izin verirdi.

- İyi tamam. Ben sizinle baş edemem. Baba kız birbirinizi tutun tabi. Tek kalayım ben.

Annemin girdiği drama queen hallerini hayretle izliyorduk. Babamla aynı anda masadan kalkıp yanaklarına öpücük kondurdurarak müthiş oyunculuğunun ödülünü vermiştik. O da ufak bir tebessümle bu hediyeyi kabul ettiğini açıkça belli etmişti .

Benim ailem buydu , biz üç kişilik bir aileydik. Babam emekli edebiyat öğretmeniydi. Evde şiir kitaplarıyla dans ederdi adeta . Annem ise ev hanımıydı. Vals' e bayılırdı. Eğer bir yerlerde vals eşliğinde temizlik yapan bir ev hanımı görürseniz bilin ki o benim annemdir. Ben de onların biricik kızlarıydım.

Ben her daim ailemin yalnızca anne ve babamdan ibaret olduğunu düşünmüştüm. Ta kii onu görene kadar. Ailemi tanıyamayacak dereceye gelmiştim. En sevdiğim ailemi. Ben ailemi değil kendimi unutmuştum o an. Kimdim, daha önce yaşıyor muydum, önceden aldıklarım nefes miydi. Ondan dahi şüpheliydim. Evimin adresini unutmuştum adeta. İdama götürseniz dahi hatırlamaz ,doğru bir bilgi veremezdim. Ya da yanlış söyler gözlerini tarif ederdim. Kısık kahverengi gözlerini. Her seferinde düştüğüm ve kaybolduğum kahverengi gözlerini...

 || ZİNCİR ||  Bodrum Güzeli  [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin