4.BEN SANA MECBURUM⚘

177 36 18
                                    

Gözlerimi açtığımda yatağımdaydım. Dünkü şoku hala atlatabilmiş değildim. Sahi bana ne olmuştu öyle ? Hemen telefonu alıp saate baktım. Öğlen 1' i gösteriyordu. Annem dünkü halimden korkmuş olmalı ki hiç uyandırmamış. Muhtemelen ağlama krizime şahit olmuştu. Ayy inşallah babam görmemiştir. Allah' ım lütfen görmemiş olsun, Allah' ım lütfen ,lütfen ,lütfen...

Annem bu konularda dirayetliydi ama babam beni ağlarken görmeye dayanamazdı. Daha duygusaldı babam. Bu yüzden içimden bildim bütün duaları okumaya başlamıştım. Hemen yataktan kalkıp banyoya gittim. Bi duş alsam her şey geçecekti sanki.

Aynada gördüğüm surat karşısında şok olmuştum. Çünkü gözlerim kocaman birer eti pufa dönmüştü. Hemen kendimi toparlamalıydım. Saçımı kuruturken bir yandan da ne giysem diye düşünüyordum . Dolabıma gidip bordo renkli çiçekli elbisemi giyindim. Saçımı at kuyruğu yapıp yeşil bandanamı etrafına doladım. Annemin aldığı yasemin odaklı parfümü üzerime boşalttıktan sonra merdivenlerden aşağı indim.

Annem yine her zamanki gibi mırıldanıyordu. Canım annem kim bilir ne kadar üzülmüştü.

- Papatya gibisin , beyaz ve...

- Günaydın anneciğim , keyifler yerinde bakıyorum?

- Ayol ne günaydını kızım. Gün mü kaldı ortada ?

Doğru dünkü akıl almaz olaylardan sonra çareyi, günü uyuyarak akşam etmekte bulmuştum.

- Sen nasıl oldun bakalım kızım ,dün pek iyi değildin galiba .

Ohh neyse ki ağlamama şahit olmamışlardı. Bu benim için iyi bir haberdi. Yoksa bugün ellerinden kurtulamazdım. Nurgül Hanım yüce mahkemesini kurup sorguya tutardı vallahi.

-Aaa! Evet annecimm. Dün Berna ile biraz tartıştık da keyfim yoktu o yüzden. Her arkadaş arasında olan tartışmalar işte , bilirsin...
Eee annecim , sen yine neden pasta malzemelerini çıkardın? Akşam parti mi var yoksa.

-Hayır kızım. Mahallemize yeni bir aile taşınmış. Sabah baban söyledi. Yoldan geçerken aileye denk gelmiş. Baban bu, hiç durur mu? Gidip hemen tanışmış tabi . Az çok yerleşmişler zaten . Babanla biraz sohbet etmişler. Baban da bizden bahsedince, tanışmak isteyip akşam çaya davet etmişler. Ben de pasta yapıyorum o yüzden. E davete de icabet etmek gerekir . Akşam babanın doğum gününde aldığı elbiseyi giyersin. O sana çok yakışıyor.

- Anne beni hiç karıştırmasanız olmaz mı? Evde oturur uslu uslu dizi seyrederim .

-Olmaz kızım, çok ayıp olur. İhsan bey hepimizi davet etmiş o yüzden sen de geliyorsun.

- Peki annecimm, senin istediğin gibi olsun.

O sırada kapı ısrarla çalıyordu .Hemen kapıya koştum, gelen Berna' ydı.

- Aaaa! Berna hoşgeldin. Girsene içeri.

- Yok, hiç girmeyeyim Nida .Ben seninle önemli bir konu hakkında konuşacaktım aslında . Biraz sahile insek olur mu acaba?

-Bilmem ki olur mu? Onu anneme sor bence bana değil .

Bunları söylerken kıkırdıyordum ve annem bana 'seninle sonra hesaplaşıcaz' bakışı atıyordu .

- Peki gidin cadılar .Ama çok gecikmeyin ona göre. Ha bir de dönüşte pasta süsü almayı unutma Nidaa.
Annem lafını bitirmemişti ki ayakkabılarımı giydiğim gibi kapıyı kapattım.

-Ne o , akşam parti mi var ?

-Off! Sorma yaaa. Mahalleye yeni bir aile taşınmış. Bizi de davet etmişler ,pasta onlar için.

- E peki sen neden buna bu kadar üzüldün?

-Annem ısrarla benim de gitmemi istiyor çünkü. Sen bi iyilik yapıp beni kurtarsan , orta yaş üstü muhabbetleri hiç sevmem bilirsin.

- Valla çok isterdim canım ama biz de bugün halamlara davetliyiz. Git işte canım fena mı hem tecrübe olur sana da .

- Offf ya Berna ,dalga geçme çok rica ediyorum .

Uzunca yürüdükten sonra sessizliği bozan taraf ben oldum.

- Ee Berna' cım bu yolun sonu sahilde romantik bir akşam yemeğiyle bitecek galiba .

Bu tepkim Berna' ya epey komik gelmişti.

- Hayır tabi ki şapşal. Az sabret sana bir sürprizim var.

- Ne sürpriziymiş bu .

-Bekle de gör...

Az daha yürüyüp köşedeki çiçekçiyi geçtikten sonra bir terzinin önünde durduk. Bu bir erkek terzisiydi.

- Aşk olsun sana Berna . Sen benimle dalga mı geçiyorsun kuzum. Niye getirdin beni buraya , çırakları gözetlemeye mi ? Ben ne haldeyim diyorum , uğraştığımız şeylere bak..

- Bruşşşşttt. Yavaş gel atarların sultanı. Dereyi görmeden paçaları sıvadın hemen .Gördüğün manzara karşısında bana teşekkür etmezsen ben de Berna değilim. Şöyle az ilerleyip camdan içeri bak da niçin geldiğimizi algıla.

Azıcık ilerleyip camdan içeri baktım. İçerde terzi amcayla konuşan biri vardı.Ama arkası dönüktü yüzü tam net değildi. Sonra bir anda yüzünü döndü ve gördüğüm surat karşısında şoklara girdim. Bombelere gel ayol. İçeride duran o' ydu . Hala ismini bilmediğim ama ilk görüşte tutulduğum şahıstı.

- İsmi Hakan, Hakan zorlu. Mahalleye yeni taşınan ailelerden birinin oğluymuş. Muğla Fen Lisesi' nde okuyormuş. En sevdiği müzik türü klasik müzikmiş ve tıp okumak istiyormuş. Zeki ve yakışıklı çocuk vesselam.

- Ayy çok hoş , boya bak filinta mübarek . Ne diyorum ben yaa ,off kendine gel Nida !? Hem sen nereden öğrendin tüm bunları ? Hafiyeciliğe başladın gene.

- Akrep burcu olmanın nimetleri diyelim biz şuna .

Berna kendiyle övünürken ben sanki sonumuzu görmeye çalısıyordum gözlerinde. Hakan... Hayatıma anlam katan isim... Hiçbir ismi bu kadar sevmemiştim ben. Ömrümün sonuna kadar unutamayacağım tek isim...

Sahibinden süt bekleyen kediler gibi camın önüne yapışıp kalmıştım. O sırada kaybolmayı beklediğim gözleri tekrar değdi gözlerime. Duraksadı ve uzun uzun baktı. Sonra da hiç bakmamış gibi cool bir şekilde önüne döndü.

- Yuhhh!! Bu çocuğun bizimle yaşıt olduğuna emin miyiz . Diktirdiği takım elbiseye bakacak olursak ergenliği kafasında bitirip yetişkinliğe atlamış .

Berna' nın o an söylediklerini duymuyordum. Çünkü Hakan terzi amcayla konuşurken dudaklarını okuyordum. Ne söylediğini anlamaya çalışıyordum. Ama amacım bu değildi esasında. Yüzünün her detayını ezberlemeye çalışıyordum. Mimiklerini , şaşırdığında havaya kalkan kaşlarını, gülünce görünen köpek dişlerini , yeni yeni çıkmaya başlayan kirli sakalını , konuşmasıyla uyumlu biçimde hareket eden ellerini, alnına doğru kıvrılan saçlarını ve en çok da kahverengi gözlerini .

Saatlerce betimleyebilirdim onu. Çünkü bilirdim ki kim anlatsa kelimeleri kifayetsiz kalacak .Onu ancak ben anlatabilirdim. Bu mucizenin hakkını ancak ben verebilirdim. Onu ruhuyla hisseden ben...

Nihayet işi bitmişti. Hakan, terzi amcanın verdiği emeğin karşılığını bebeksi tebessümüyle taçlandırıyordu. Paketlenen kıyafetini büyük bir vakarlıkla aldıktan sonra başıyla selam verip büyük adımlarla çıkışa doğru ilerledi. Yanımızdan geçerken kafasını kaldırıp gözleriyle beni selamladı , sanki onun için yandığımın haberini almış gibiydi. Ardından klasik bir parça mırıldanarak önümüzden geçip gitti.

- Nida!?? İnanmıyorum , sana mı baktı Hakan .

- Evet , bana baktı...

O andan itibaren içimi bir sükunet kapladı. Heyecanımdan geriye eser kalmamıştı. Sanki bu bakış bana yetmişti . Şu an tek istediğim eve gidip saatlerce bu anı düşünmekti .

Bu oyun , Berna' ya göre hafiyecilikti belki ama bana göre bir kumardan farksızdı. Hükmen mağlub olduğum bir kumar...Bu oyunu seçerken hiç düşünmemiştim. Fakat ne aptalca bir sözdü söylediğim. Bu bir seçim değildi. Ben bu oyuna mecburdum.

Ben ona mecburdum...🌻

 || ZİNCİR ||  Bodrum Güzeli  [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin