Montikor sal artık şu kampı

423 25 71
                                    

Selam! Bu benim yayınladığım ilk hikaye ve umarım beğenirsiniz<3 Yazım hatalarını ve devrik cümleleri belirtmekten çekinmeyin lütfen. Defalarca düzeltme okuması yapmama rağmen hala pürüzlü yerler varmış gibi hissediyorum :/ Hatta hikaye başlıklarına bile öneride bulunabilirsiniz.. İYİ OKUMALARR!

~Nico ve Will bir montikor ile savaşıyorlar ama ikisi de birbirlerine karşı fazla korumacı

Ilık, güneşli bir Haziran sabahı Will ve Nico, Melez kampı'nın girişinde bekliyorlardı. Bir gece önce, Chiron bir satirden iris mesajı almıştı, o ve yeni yarı tanrının yolda olduğunu ve ertesi sabah orada olacağını bildirmişti. Satir gençti. Bu, kampa getirdiği ilk yarı tanrı olacaktı. Chiron, Nico ve Will'den geldiklerinde onları karşılamalarını istemişti. Nico kılıcını kuşanmış, Will'de yayını ve oklarını sırtına asmış, bir ilk yardım çantasını kolunun altına almıştı. Ve gelmelerini bekliyorlardı.

"Şimdi Will," dedi Nico. "Bir sorun olursa bırak ben halledeyim. Geri çekil ve sınırı geçtiklerinde yaralılarsa onları tedavi et. Senin tehlikede olmanı istemiyorum."

Will, "Bir kavgada kendimi idare edebilirim, Nico," dedi. Nico'nun endişelenmesine biraz sinirlenmişti ama fazla sinirlenmemişti çünkü bunun Nico'nun onu umursadığı anlamına geldiğini biliyordu. Ve Will kendine yalan söyleyemezdi. İyi bir dövüşçü değildi... Ama bu, Nico tehlikedeyse kavgaya girmeyeceği anlamına gelmiyordu. "Tamam," diye karar verdi. Şimdilik öyle olsun."

İki çocuk, bir çığlık ve kükreme sesi duyana kadar bir süre sessizce beklediler. Satir, dokuz ya da on yaşlarında bir çocuğun elini sımsıkı tutarak görüş alanlarına girdi. Çocuk elinde bir oyuncak tutuyordu ve omzunun üzerinden onları kovalayan canavara bakarak deli gibi çığlık atıyordu. 

Nico canavarın bir montikor olduğunu görünce nefesinin altından küfretti. Elinde kılıcıyla ileri doğru koştu ve kendini montikorla avının arasına koydu. Montikorun kuyruğundan sivri uçlar çıktı ama Nico onları ustaca atlattı. Pençelerin erişemeyeceği bir yerlere fırladı ancak bir kaç sıyrık almaktan kaçınamadı.

Will, erkek arkadaşının hayatından endişe etse de, Nico'nun zarif ve akrobatik dövüş stiline hayran olmaktan kendini alamadı. Kendini zihinsel olarak salladı. Satir ve genç meleze odaklanmak için dikkatini Nico'dan uzaklaştırdı. "Biraz daha yaklaşmalısınız," diye bağırdı onlara. 

Ama tam o sırada satir bir çıkıntıya girdi ve genç yarı tanrının elini bırakarak sert bir şekilde düştü. Oğlan durdu. Satir yavaşça ayağa kalktı ve topallayarak öne çıktı, çocuğa koşmasını ve iyi olacağını söyledi. Ama çocuk onun yanından ayrılmayacaktı. 

Satir'in bileğini incittiğini gören Will, harekete geçti. Sınırı geçti ve satirin omzuna yaslanmasına izin verdi. Kampa güvenle girdiklerinde Will, satirin ayak bileğini incelemeye koyuldu.

 Acı bir bağrış duyunca durdu ve aşağı baktı. Nico, montikorun sivri pençelerinden biri tarafından sol omzundan vurulmuştu. Biraz tökezlemişti ve montikor ona ulaşmak üzereydi. Will ayağa kalktı, yayını hazırladı ve montikor'a ateş etti. Ok montikor'a çarptı ama çok derine inmedi. Canavarların kalın derileri vardır. Will, daha iyi bir açı elde etmek ve ipe başka bir ok yerleştirmek için sınırın ötesinden biraz ileri koştu. Montikor, Will'e doğru döndü ve ileri atıldı. Çok geçmeden üzerine geldi ve yayı yakın mesafede işe yaramazdı. Montikor sıçrayarak tüm ağırlığıyla Will'in üzerine atladı. Will yere çarptığında sağ kolunun kırıldığını hissetti. Montikor, dişlerini bir gülümsemeyle göstererek ona baktı. Keskin pençelerini göğsüne sapladı.  Will acıyla inledi.

Aniden, Nico oradaydı. Hızlı, bulanık hareketler ve mutlak bir öfke.

Kılıcını montikorun göğsüne saplamayı başardı ve canavar toza dönüştü. Will'in yanında dizlerinin üzerine çöktü. Omzu zonkluyordu ama şu an umurunda değildi. Will'in kırık kolunu ve göğsündeki yaraları inceledi. Will'in normalde bronz olan teni solgundu. Nefesi hızlı ve kısa kısaydı ama Will gülümsemeye çalışıyordu.

Solangelo oneshotsWhere stories live. Discover now