Sigaralar zararlıdır çünkü partikül polisiklik aromatik hidrokarbonlar (au)

150 14 25
                                    

AU okumayı seviyor musunuz bilmiyorum ama benim çok hoşuma gidiyorlar VE BU DA ÇOK TATLI Bİ HİKAYE (Tamamm... belki biraz aptal ve sinir bozucu davrandıkları ✨TATLI BİR HİKAYE✨)

KEYİFLİ OKUMALARR<33


~ Will gittiği üniversite de oldukça sosyal, başarılı bir öğrenci ve derse geç kalan ilk kez gördüğü serseri çocuğun gelecekte bir iş bulamayacağından emin. Ayrıca ÇOCUK RESMEN SAĞLIĞINI DÜŞÜNMEYEREK SİGARA İÇİYOR???


Will Solace birçok şeydi. Gururlu, nazik ve mükemmeliyetçi olarak adlandırılmıştı. Her şeyi düzenli bir halde severdi, kimsenin çözemediği bir sorunu çözebilmekten, başkalarının kafasının kaşımasına neden olan uzun bir yapbozu bir araya getirmekten hoşlanırdı. Hafta sonları oturup güzel bir kitap okumaktan hoşlanır o kitabın Latince terimler ve teşhislerle dolu, kuru, beyni uyuşturan bir tıp metni olmasına aldırmazdı.

Bir hastanede doğduğundan beri bir hastanede çalışmak istemişti.

Bunda şiirsel bir şeyler vardı; aynı yerde başlayan ve biten bir hayat... 

İlk tercih ettiği üniversiteye kabul edildiğinde ailesi onunla inanılmaz gurur duydu.  Ebeveynlerinin ikisi de başarılı doktorlardı ve tıbbi araştırmaları ile ünlülerdi, bu yüzden Will'in onların izinden gitmesi çok doğaldı. Hayatı, sürekli ileriye doğru uzanan düz, düzgün, küçük bir çizgiydi - net ve temiz.

                                                                                              ***

Genç bir adam sanat tarihi dersine yirmi dakika geç girip çaprazındaki koltuğa oturduğu anda derse olan dikkati bir anda dağıldı.

Sırasına ulaşmak için diğer öğrencilerin yanından hızla geçen, yeni gelene ters ters baktı Will. Üniversitenin üçüncü haftaydı! Üçüncü haftaya kadar nasıl geç kalabilirdi ki bir insan? 

Yanında kağıt ya da kalem getirmemiş gibi görünen esneyen adama baktı. Saçları siyahtı, bir kuzgundan daha koyuydu, her yöne dağılmış dağınık, dikkatsiz dalgaları vardı. Koyu renk giysisinin içinde teni bir hayalet gibi beyazdı. Her tarafı yırtık delikli siyah bir kot pantolon, önünde oldukça saldırgan kelimeler bulunan siyah bir tişörtü vardı ve Will, dürüst olmak gerekirse, gözlerinin altının makyaj mı yoksa sadece koyu renkli torbalar mı olduğunu anlayamıyordu. Kulakları birkaç metal halka ile delinmişti ve dudağının da delinmiş olduğunu fark edince Will'in gözleri iri iri açıldı.

Yeni çocuğun tişörtü dövmelerini ortaya seriyordu. sol kolu tamamen dövmeler ile doluyken sağ kolunda minimal tarz bir kaç tane vardı. Will, köprücük kemiğinin hemen üzerindeki dövmeden bir süre gözlerini ayıramadı.

Bir gün iş bulmada bol şans, diye düşündü Will hemen. Umursamaz bir tavırla bir kez daha süzdü çocuğu. Onun sıradan bir serseri olduğundan emin oldu ve dikkatini dersine geri verdi.

Dışarı çıkarken yanlışlıkla serserinin ayakkabısının arkasına basana kadar onunla hiç konuşmamıştı. "Ah Üzgünüm!" diye ciyakladı ve karşısındaki çocuğun sanki kendini bir kavgaya hazırlıyormuş gibi ne kadar hızlı arkasını döndüğünü görünce irkildi.

Gözleri birbirlerini buldu; Karanlık gözlerine korkuyla bakıyordu ki o sırada Will'in göğsüne garip bir şey oldu. Daha iyisini bilmeseydi, bir çeşit kalp krizi geçireceğini söylerdi.

Solangelo oneshotsWhere stories live. Discover now