Merhaba :)

108 12 38
                                    

Bu bölümü daha önce Çok kısa bir süre için yayınlayıp sonra geri silmiştim çünkü bir kaç benden kaynaklı yanlış anlaşılma oldu, şimdi ise açıklama yaparak ve bir kaç düzenleme ile bölümü yeniden paylaşıyorum...

Bu bölümde 2 farklı yazı tipi kullanılıyor fark edersiniz ki italik ince ve normal. Normal olan paragraflar şuan gerçekleşen olaylar ve will yaşıyor bunları, italik olanlar ise paragrafların arasında kendini gösteren Nico'nun eskiden Will'e yazdığı mektuptan alıntılar.

Yani böyle yazılıyorsa Nico'nun eskiden will'e yazmış olduğu mektuptan alıntılar.  Normal yani böyle yazılıyorsa Will'in perspektifinden şuan.

İyi okumalar <3

------

Merhaba

Tıpkı tanıştıkları gün olduğu gibi, berrak bir ilkbahar günüydü. Güneş gökyüzünde yükselmiş, hafif esintide hışırdayan ve Will'in ayaklarına doğru süzülen kurumuş yapraklar üzerinde parlıyor...

Gökyüzü berrak, mavi ve sonsuz. Will yeterince dikkatli baktığında güneşin peşinden koşan, yükselen ayın en zayıf şeridini görebiliyor. Bir an durup hayranlıkla bakıyor. Gökyüzünde sadece bir leke, ağaçların tepesinde zar zor görülüyor ve yine de Will bakışlarını kaçıramıyor.

Biliyor musun, her zaman astronot olmak istemişimdir. Ben çocukken, yani.

Will içini çekerken başka bir esinti yanından geçer. Paltosunu kendine doğru silkti ve burnunu boynuna doladığı eski atkısının içine sakladı. Atkı bir hediyeydi, ondan. Gerçekten dört yıl önce miydi bu? Kaç gün oldu? O zamandan beri Will kaç kez ayın doğuşunu ve batışını izledi?

Her zaman gerçekte ne olduklarını merak ederek yıldızlara baktım. O zamanlar, onların tanrılar ya da gezegenler olması gerektiğini düşündüm. Tamamen farklı yeni dünyalar.

Will yürüyüşüne devam ediyor ve derin bir nefes alıyor. Yeterince konsantre olursa, eskiden kullandığı parfümünün hafif kokusunu hâlâ alabilir. Zengin, aromalı, dünyevi. Will, ne kadar uğraşırsa uğraşsın, aynı türden bi parfümü bir daha asla bulamadı. O da silinmeye yüz tutmuş bir anıya dönüşmüş oldu böylece zamanla.

Tüm hayatımı onlara ulaşmak için harcadım. Tüm harçlığımı bir teleskop falan için harcadım. Hatta o kuyruklu yıldızı görmek için parkta iki saat bekledim. Hatırlıyorsun öyle değil mi?

Will yanağında ki kırışıklığı kaşıdı ve kaşlarını çattı sanırım yine tıraş olması gerekiyordu.

Yapraklarla kaplı kaldırımda rüzgarla birlikte bir kağıt bardağın yuvarlandığını gördü ve onu almak için eğildi.

Aslında ilk tanışmamız böyle oldu. Dondurucu soğukta dişlerimiz takırdarken öylece dikilmek, başka bakmaya değer hiçbir şey yokmuş gibi kocaman açılmış gözlerle gökyüzüne bakmak... Belki ara sıra birbirimize attığımız kaçamak bakışlar hariç.

Will elindeki plastik bardağa bakıyor ve üstündeki altın M harfi Will'e bir kez daha onu hatırlatıyor. Yıllardır fast-food restoranına şöyle bir göz bile atamıyordu. Buna rağmen, bazen canı patates kızartmaları için can atıyor.

Kuyruklu yıldızı gördükten sonra beni McDonald's'a davet ettin. On yedi yaşındaydım ve bütün geceyi bunun ilk randevum olup olmadığını merak ederek geçirdim. Sonunda numaramı istediğinde buna karar verdim - evet. Öyleydi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 08, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Solangelo oneshotsWhere stories live. Discover now