İlk Görüş

332 174 129
                                    

Bahar yeni gelmişti. Etrafa bakıp yeşilliğin tadını çıkaran Zhi derin bir nefes aldı. Gözlerini kapatıp kendini serin çimlerin arasına attı. Tatlı bir esinti ona ormanın derinliklerinde ki çiçek kokularını getirmişti. Yüzünde tatlı bir gülümseme belirdi.

"Mutlu musun Zhi?" 
"Her uzanıp gözlerimi kapattığımda başlamak zorunda mısın?"
"Her soru sorduğumda bunu söylemek zorunda mısın Zhi?"
"Bunu her sorduğumda soru ile karşılık vermek zorunda mısın?"
"Alışmak zorundasın Zhi senin senden başka kimin var?"
Çok doğru bir şey söyledin. Kendime söyle bana karışmasın. Kendime kızarım yoksa (:

Not: --(Sevgili okuyucu, anlamazsan. Anlarım (: saçma bulursan çok haklısın. )--

"Susacağım ama önce söylesene Zhi mutlu musun?"
"Hayır değilim bir eksik var. Kocaman bir boşluk hissediyorum sanki dünyadaki her şeye sahibim ama içimde bir yerlerde zihnimin derinliklerinde bir eksiklik hissediyorum. Her şey güzel ama tam değil, koca bir eksik var koca bir boşluk."
"Belki de o eksiklik sensin Zhi. Her şeye sahipsin ama kendi zihninin derinliklerinde ki sana sahip değilsin. Zihnin de kendine ulaşamıyorsun. Bağlantı kurmak için bir veri gönderiyorsun ama erişemiyorsun orayı hissedemiyorsun?"
"Ne saçmalıyorsun. 2 gram aklım vardı zar zor bana yetiyordu. Ona da göz dikmişsin."
"Sustum Zhi seni doğayla baş başa bırakıyorum. Bu arada seni izliyorlar Zhi."
Biliyorum. Onlara da hak vermeliyiz. Bende kendimi görsem uzaktan izlerim.


- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - ♧ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Pencereden Zhi'yi izleyen Diva, arkasını döndü ve masa başında oturan 1.70 boylarında, kır saçlı; gözlüklü adama seslendi.

"Mr.Serp dediğiniz gibi sürekli onu izliyorum. Fırsat bulup konuşuyorum ters bir durum yok."
"Tuttuğu günlüğü bulabildin mi?"
"Hayır bulamadım. Odanın altını üstüne getirdim. Bir kağıt parçası bile bulamadım. Onu bir şeyler yazarken de görmedim."
"Bize anlatmadıklarını günlüğünde tutuyor. Mrs.Diva o günlüğü bulup kopyalamalıyız . Böylece ona daha fazla yardımcı olabiliriz."
"Peki Mr.Serp daha dikkatli olacağım."


Pencere doğru yürüyen Diva Zhi'yi yerinde göremedi. Telaşa kapıldı.
"Zhi ortalıkta görünmüyor. Mr.Serp dedi."
"Korkma ağaçların arasına ilerlemiştir. Sende ona hissettirmeden peşine düş, onu yalnız bırakma. Sonrasında bana tam rapor et."
"Peki Mr.Serp izninizle."

- - - - - - - - - - - - - - - - - -  - - - - - - - - - -- ♧ - - - - - - - - - - - - - - - - - -  - - - - - - - - - - -- - - - - - - -  - -- - - -


Ormanın derinliklerinden gelen farklı bir koku Zhi'nin merak duygusunu dürttü. Bu koku, zihninde geçmişin derinliklerine kadar indi. Bu koku hatırladığı bir kokuydu.
Yerinden doğruldu ve kokuya doğru ilerledi. Birden baş ağrısı tuttu. Kendini iyi hissetmiyordu ama koku o kadar güzel geliyordu ki ayaklarına engel olamıyordu ve birden gözleri ışıl ışıl parladı. Onu gördü. Beyaz orkidelerin arasında dizlerinin üzerine oturmuş, orkidelere narin ve zarif elleriyle dokunuyordu.

Sağ kulağının arkasında bir orkide, üzerinde uzun beyaz elbise vardı. Zhi'nin baş ağrısı gittikçe artıyordu ama hissettiği o anlamlandıramadığı hissi baş ağrısını bastırıyordu. Bu güzel kokunun güzel olma nedenini anlıyordu çünkü kokunun sahibi daha önce görmediği bir güzellikteydi. Beyaz tenli, yeşil gözlü orkidelerin arasında bir orkide kadar zarif ve hoş görünüyordu. Zhi onu orkiden farksız  görmüyordu.

Adım adım göğsünü onun kokusu ile doldurarak ilerledi. Birden yere yığıldı.
Gözlerini açtığında göz yuvarları büyüdü ve kalbinde dört nala koşan atların start emri verilmişti.

"Ah! Şu güzellik halis mi? Yoksa ben deliriyor muyum? Yoksa bu bir rüya mı? Eğer rüya ise lütfen beni kimse uyandırmasın lütfen ! Sen ne güzel bir şeysin Be!" Söylediği şeylerin içinden geçtiğini sanıyordu. Tüm hepsi hava ile temas etmişti.

Tatlı bir gülümseme ile; "İyi misiniz?"  Dedi kadın. Duydukları hoşuna gitmiş olmalıydı ki gözleri ışıldıyordu, kocaman göz bebekleri vardı.

Zhi parıldayan ve koca yeşil gözlere bakarak. "Daha önce hiç bu kadar iyi hissetmemiştim."  
"İyi olduğunuzdan emin değilim. Ansızın yığıldınız."
"Ne kadar süredir baygınım?"
"Yaklaşık 7 dakikadır."
"Seni daha önce buralarda görmedim. Öylesine geçerken bakınmak mı? İstedin yoksa yakınlarda bir yerlerde mi? Konaklıyorsun."
"Az ilerde bir kulübe de kız kardeşimle yaşıyorum."

İşaret parmağı ile kulübeyi işaret etti. Zhi gösterdiği yere baktı ama orada ağaçlardan başka bir şey yoktu. Galiba kulübe daha ilerde diye düşündü.

"Ben Zhi az ilerde ki malikane de kalıyorum. Her gün 13:00 saatlerinde malikanenin dışına çıkarım. Yeşil alan temiz hava bana kendimi iyi hissettirir. Çok konuştum mazur görün genelde buralar sessiz olur. Sizi görünce şaşırdım. Hayır çok şaşırdım"
"Rica ederim. Öyle düşünmeyin. Ben Yabiş bundan sonra beni daha sık görebilirsin buralarda. Yeşil alan ,temiz hava bana da iyi gelir."
"Memnun oldum. Bayan Yabiş siz yeşil alana değil, orkidelerin arasına daha çok yakışıyorsunuz. Hayır orkideler sizinle daha canlı ve güzel kokuyor. Yeşil alanı bilmem ama bu alan sizin tahtınız siz de orkidelerin kraliçesi olmalısınız bu daha doğru bir terim olur."  Yabiş gülümsemesine engel olamıyordu.

"Teşekkür ederim. Çok naziksiniz." Sözüne devam edecekti ki Zhi'nin gözüne siyah uzun elbisesi olan ve yüzü kapalı bir kadın takıldı.

Zhi çok garip hissetti sinsi ve acımasız karanlık gözlerinin önünden zihnine doğru ilerliyordu. Onun kim olduğunu soracaktı ama aklına Yabiş'in söylediği kız kardeşimle yaşıyorum sözü zihninde yankılandı.
Siyah kadın "Yabiş" diye seslendi.

"Geliyorum Rabiş bir saniye. Mr.Zhi gitmeliyim . Sizi tanıdığıma memnun oldum."
"Erken değil mi?"
"Anlamadım?"
"Kardeşinin neden yüzü kapalı?"
"O öyledir garip bir havası var. Seni ürküttü mü?"

Gülümseyerek yanından ayrılan Yabiş'in yüz ifadesi Zhi'nin aklına kazanmıştı. Gözünü kapatınca görüyor, açınca bir daha görüyordu. Bu ona o kadar anlamsız geliyordu ki. Bir an önce odasına gitmek istiyordu. Yaşadıklarını tuttuğu günlüğe aktaracak ve günlüğünü tekrardan okuyacaktı. Bunu sürekli yapardı, her yeni bir şey eklediği zaman günlüğünü baştan sona okurdu. Çocukluğundan beri tuttuğu günlük anılarını tazeletiyordu ona.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - ♧ - - - - -- -  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ağaçların arasından Zhi'yi izleyen Diva onun göreceği şekilde ön tarafa çıktı ve seslendi.

"Zhi napıyorsun?"
"Mrs.Diva hiç orkidelerin arasında havayı kokluyorum."
"Nereye bakıyordun? Kimle konuşuyordun?"
"Hiç kimse, kimse yok buralarda."
"Anladım. İçeri geliyor musun?"
"Oradan başka bir yerde yaşayamam Mrs Diva bunu bilmeniz gerekiyor."
"Peki hadi gidelim."

Diva, Zhi'yi çok garip buluyordu. Sessiz ve tuhaf her an ne yapacağını yada ne söyleyeceğini kestiremiyordu ama Mr.Serp onun aksine Zhi ile gayet güzel anlaşır ve aralarında tatlı bir sohbet geçerdi. Bu her zaman olur. Mr.Serp, Zhi'yi anlar. Zhi ise onun kendisini anladığını bilirdi. Diva, Zhi'yi izleyip gördüğü şeyleri bir bir yazıp rapor haline getiriyordu. Bunu ondan Mr.Serp istemişti onu işe aldığı ilk gün bunu ona özellikle anlamıştı. Tek önemli nokta buydu. Oda bir an önce malikaneye dönüp günlük raporunu bitirmek istiyordu. Zhi ile beraber sessizliklerini bozmadan malikaneye döndüler. İkisi de kendi odalarına ayrıldı.

Ormandaki KulubeWhere stories live. Discover now