π³

52.4K 4.2K 11.6K
                                    

Jisung nefesini verdi, başı ağrıyordu, çok ağrıyordu...kahvesinden bir yudum daha aldı, sabah girdikleri çatışmada yara almıştı ve şu an bacağı olabildiğince ağrıyordu. Yani ilk defa kurşun yarası almamıştı ama bu sefer ki gerçekten derindi. İç çekip 6 saatten beri yaptığı gibi önündeki evrakları incelemeye devam etti. Umutsuz vaka olduğunu kabullenmesi gerekiyordu, hiçbir şekilde bu 5 vakanın bir açıklaması yoktu, ne otopsi raporları, ne olay yeri inceleme, ne de dedektifler... dava da Lee Know'a ilişkin hiçbir iz bulamamıştı ve bu canını sıkıyordu, oldukça fazla sıkıyordu

"Sikeceğim böyle işi de..."

Dosyaları kenara fırlatmış ve telefonunu masadan alarak saate bakmıştı Jisung, 22.00. bir bok yapamamıştı ve saat on olmuştu, sinirle artık onu terleten oversize tshirtünün iki ucunu tutmuş ve tek hamlede üstünden çıkarmıştı oğlan, elinde sıktığı tshirtle dolabının önüne gelmiş ve kapısı yarı bozuk olan dolabı tek hamlede açmıştı, tabii Jisung'un görmek istediği manzara dolabının içinde onu süzerek sırıtan bir katil değildi... kesinlikle değildi "Ne işin var senim burda?" Sonra başını çevirerek hemen kapıyı kontrol etmişti Jisung, odasına girilirse biterdi..Şu an bu durumu açıklaması imkansız olurdu "Cevap versene amına koyayım, neden geldin?!"

"Başkomiser... Üzgünüm ama ateşli üst vücudun gözlerimin önündeyken seni ciddiye alamıyorum"

Jisung olmayan tshirtünü farkedince sessizce küfretmiş ardından dolabının içinde olan oğlanın kolunu tutmuştu. Kızıl saçlı oğlan onun bedeni arsızca süzmekten geri durmuyordu bu sürede "Siktirip her nerden geldiysen oraya git, biri falan gelecek" Lee Know düşünür gibi yapmış ve sırıtmıştı, resmen dalga geçmekten zevk alıyordu oğlan "Ya... Ama öylesi daha eğlenceli olacak başkomiser! Ciddiyim bak.." Jisung sabır dileyerek elini alnına vurmuştu "Sen yakalanmayı kafaya koymuşsun galiba, yaşatmazlar seni" Kızıl saçlı oğlan gülmüştü bunun üzerine, komikti gerçekten "Kimse, kimse beni yakalayamaz başkomiser" Jisung bu sefer meydan okurcasına süzmüştü ondan birkaç santim uzun olan oğlanı

"Seni parmaklıkların ardına tıktığımda da bunu söylersin kızıl katil"

Lee know eğleniyormuş gibi gözüküyordu, kolunu dolabın kenarına yaslamış ve oğlana doğru eğilmişti "Seni üzeyim mi başkomiser..?" Sonra dilini yanağının içine gezdirmişti oğlan "Beni yakalatmanın imkanı yok" Jisung oğlanın beklemeyeceği şekilde tek eliyle onun çenesini kavramış ve kendine yaklaştırmıştı, katilin büyüleyici kokusu burnuna ulaşırken onun bal rengi gözlerine sabitlemişti bakışlarını "Einden geleni ardına koyma olur mu Lee? Daha eğlenceli olur" kızıl saçlı oğlanın bakışları Jisung'un dudaklarında takılı kalırken hafif bir gülümseme sunmuştu ona, ona ve onu çok çekici yapan cesaretine

"Seni altıma aldığımda da böyle söylersin çekici başkomiser"

"Siktir git" Jisung oğlanın çenesini bırakmış ve bir adım gerilemişti, dalga geçiyordu, dalga geçiyordu ve bu Jisung'u sinir ediyordu...Elini alnına vurdu oğlan, sonra birkaç adım sesiyle başını kapıya çevirdi. Siktir... Kapıda Jeongin'le konuşan amirlerine öylece bakan Jisung nefesini tutmuştu, mahvolmuştu. Yakalanırsa polislik hayatı biterdi... And içtiği her şeyi kaybederdi, abisini kaybederdi.. "Geliyorlar.." kapının hızlıca açılmasıyla gözlerini yummuştu Jisung, başına gelecekleri bekliyordu, kendini hazırlamış bekliyordu ama düşündüğü gibi olmadı, bileğini nazikçe kavrayan parmaklar onu dolaba çekmiş ve kapıyı gecikmeden kapatmıştı.

Jisung o ufak dolapta kızıl katilin kolları arasında kalakalmıştı öylece, nefesini tuttu oğlan. Göğsü çok hızlı inip kalkıyordu, ortamın havasından mıdır? Adrenalinden midir? Bilinmez... Ama kımıldayamayacağı kadar ufak bir alandı ve kızıl saçlı oğlanın bir eli belini tutuyor diğer eli Jisung'un sırtını verdiği kapağa yaslı duruyordu, yetmezmiş gibi bir bacağı da bacak arasına baskı yapıyordu..."Siktir..." Jisung'un ağzından kaçan fısıltıyla Lee Know elini yasladığı yerden çekip onun dudaklarına kapatmıştı. Sıcaklıkları birbirine karışırken katil ona yaklaşmış ve oğlanın kulağına fısıldamıştı kısıkça "Shh başkomiser, yakalanmak istemezsin değil mi?" Sonra kıkırdayarak devam etmişti "Yoksa etkilendin mi? Hm..."

Killer / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin