Altı

1.1K 80 30
                                    

İyi okumalar


Taehyung

Doktor gideli neredeyse 4 saat oluyordu. Çocuk hala uyanmamıştı ama ara ara sızlar gibi sesler çıkartıp tekrar uyuyordu. 4 saat boyunca iyice kendine gelsin diye hiç dokunmamıştım ama şimdi onu uyandırmam gerekiyordu.

"Çocuk uyan"

Sadece hafifçe omzuna dokunarak dürtmüştüm fakat omuzları da fazla yara almış olmalı ki ufacık dokunuşum ile yerinden sıçrayıp inlemişti..

"Ahh"

"Sakin ol sadece seni uyandırmaya çalışıyordum"

"Özür dilerim lütfen bana tekrar zarar verme!"

"Sakin ol dedim, sana zarar vermeyeceğim"

"....."

"bekle burada"

Bir şey demesine izin vermeden bulunduğumuz kattaki mutfağa gidip onun için yaptırdığım çorbayı almıştım. Bunu içerse kendisine gelebilirdi. İçine kas gevşeticide damlattırmıştım. Bu iyi gelirdi.

Çorbayı da alıp odaya tekrar gireceğimde aralık kapıdan çocuğun ne yaptığına bakmıştım.

Yatakta diklenebildiği kadar diklenmiş ve ağlıyordu..

"babalarım.. Ölmediğinizi biliyorum yalvarırım kurtarın beni.."

Siktir...

Elimdeki çorba sesindeki o kırgınlıkla titremişti. Düşürmekten korkup hemen içeriye girdim.

"Neden ağlıyorsun çocuk?"

"Hhiç hiç bir şey için ağlamıyorum lütfen kızma"

"Bu çorbayı iç ve bir an önce iyileş. Hiç işim yok gibi birde çocuk bakıcılığı yapamam sana"

"Bana ne yapacaksın?"

"Ne yapmamı istersin?"

"Öldürmeni"

"Öldürmek? Bu kadar korkakken ölmek istemende saçmaymış"

"Değil. Eğer yaşarsam daha çok canım yanar. Ölürsem babalarıma kavuşurum"

Benim yanımda korkusuzca babalarından bahsetmesi garipti. Sırf bu yüzden bile öldürebilirdim onu.. Aptal çocuk.

Çorbayı masaya bırakıp hemen odadan çıktım. Daha fazla kalmanın bir lüzumu yoktu.

Yoongi - Taehyung 

Hyung

Efendim

Namjoonlar ne oldu
Öldüler mi?

Ah Taehyung
Nasıl denir bilmiyorum

Ne? Noldu
Öldüler mi??

Onları en son sizin arkanızdan gelen adamları durdurmaya çalışırken gördük
O günden beri ikisinden de hiç bir iz yok.
Ama büyük ihtimalle ölmüşlerdir.
Adamlar çok kalabalıktılar.

Sikeyim
Kesin öldüler

Bu sevinmen gereken kısım değil mi?

Sonra konusalım

JungKook

Yaklaşık yarım saattir artık soğumuş olan çorbayla bakışıyordum. Ne bir yudum alacak halim, ne de moodum vardı. Babalarımın ne durumda olduklarını bile bilmiyordum. Ama o kalabalıkta onlara bir şey olduğunu düşünmek bile kalbimi sıkıştırıyor.. Daha fazla önümde ki çorbaya eziyet etmemek için yandaki komidinin üzerine bırakıp, yatakta cenin pozisyonuna girdim. Karnıma açlıktan kramplar giriyor, boğazım yırtılıyor gibi acıyor, vücudumun her yeri sızlıyordu. Hayatımın en berbat günüydü. Bundan sonra da bir hayatım olacak mı orasını da bilmiyordum..

"Bu çorba neden içilmedi!"

Arkamı döndüğüm kapıdan gelen sesle neredeyse yerimde zıplamıştım. Hemen diklenip yüzüne bakmaya başlamıştım, sinirliydi.

"Şey ben yiyemedim. Özür dilerim"

"Ben sana o çorbayı içeceksin diyorsam, sonunda kusacak olsan bile içeceksin o çorbayı. Duydun mu beni!"

"Lütfen hyung..yapamıyorum, yiyemiyorum. Bu kadar belirsizliğin içinde boğazımdan geçmiyor."

"Ne belirsizliği, ha!"

"Babalarım! Onlardan haber alamadıkça bu devam edecek!"

"Onlardan haber alamayacaksın!"

"Hayır alacağım! Onlar beni kurtarmaya gelecekler"

"Gelmeyecekler. Kendini kandırıyorsun!"

"Asıl sen kendini kandırıyorsun!"

"ONLAR ÖLDÜ"

"....."

Ne diyordu bu adam? Gerçek miydi o dedikleri yani.. Herşey şakaydı değil mi? Aksi taktirde deliriyordum

"Sen..sen yalan söylüyorsun! Yalan söylüyorsun! Yalan, yalan yalan!"

"Kes sesini"

Nefes.. Nefes alamıyordum. Tükenmiştim, bitmiştim ben.

Sizi bu kadar uzun süre beklettiğim için hepinizden özür dilerim. Ciddi sorunlar ile uğraşıyordum ve girmeye asla vakit bulamadım. Bu hafta hepsini telafi edeceğim..

𝖯𝗎𝗋𝗂𝗍𝗒 | 𝗍𝗄 Where stories live. Discover now