56.Bölüm 🖤 8.Kat

7.8K 1.2K 146
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

Not : Bölümleri beğeni ve okunma sayısına göre güncelliyorum.

56.Bölüm

Gülümsedi. "Bunları hatırlamaman da garip. Ama hatırladığında büyük şeyler olacak belli ki!" Omuz silkti. "Eh, madem çoğu şeyi hatırlamıyorsun, sana küçük bir iyilikte bulunacağım."

"Lütfen!" diye fısıldadım.

Yanıma oturdu ve dibime iyice yaklaştı. "İnsanların Cennetten kovulmasına sebep olan asıl kişi sendin, Hazel!"

"Ne?" Şaşkın iniltim sessizlikte kayboldu.

"Evet."

Dina turuncu saçlarını sırtına atarken üzerine giydiği açık yeşil kostümü dalgalandı. Mini bir elbise olmasına rağmen Dina bir azize gibi duruyordu. Çekik badem gözleri ve minik burnuyla onu hala nereden anımsadığımı çıkaramıyordum.

"Nasıl olur da insanların kovulmasına sebep olurum? Buna imkan yok!"

Burnunu kırıştırdığında minik gamzesi ortaya çıktı. "Sana bütün detayları anlatamam."

"Neden?" Her şeyi bilmek istiyordum.

"Yasalar gereği kovulmuş meleklerle özel şeyler paylaşmayız. Ama biz dosttuk! Verdiğim küçük bilgi sana yapabileceğim tek iyilik!"

"Hiçbir şey diyemez misin?"

Yutkundum. Cennette bir tapınakta affedilmeyi beklerken kendimle ilgili detayları nasıl öğrenirim, bilmiyordum. Aslında buraya gelme nedenim en başta kayıp geçmişimi bulmaktı. Fakat geleli üç gün olmasına rağmen hiçbir şey bana tanıdık gelmiyordu.

Dina dışında! Ancak onu bile nereden tanıdığımı anımsamıyordum.

İnce parmakları ellerimi yakaladı ve yüzük parmağımı buldu. Stolas'ın evlilik için verdiği yüzük hala parmağımdaydı. Çıkarmamış, çıkarmayı bile düşünmemiştim. Evliliğimin bittiğini reddediyordum.

"Bu yüzük!" dedi yavaşça. "Taşı buraya aittir."

"Evet. Stolas verdi."

"Başka kim olabilirdi ki?" Başını kaldırdığında bilgece gülümsedi. "Taş Cennete ait olsa da 8.katın yani en üst katın taşıdır. Gücü çok özeldir."

Konuyla alakasını çözmeye çalışarak, "Ya..." dedim.

"Özel bir ışıktan meydana gelmiştir ve bu taş sadece bir kişiye aittir."

"Kime?"

"Evrenin görüp görebileceği en güçlü, en parlak ve en bilge meleğine aittir!" İç çekerken bakışları dalgınca etrafı taradı. Yeniden gözlerimiz kavuştuğunda gülümsemesi solmuştu. "Lucifer'e!"

Parmağımı çevirerek yüzüğü kendime doğru tuttum. "Lucifer!.." diye mırıldandım.

"Sana bu yüzüğü sence neden verdi?"

"Anılarımı hatırlamam için olmalı." Uzakta kalmış silik bir anının hayali hala hatırımdaydı. "Bunu taktığım gün birkaç dakikalık görüntüler gördüm."

"Evet. Bu yüzüğün anıları hatırlatma gücü de var, Hazel. Ama en önemli özelliği bu değil!"

"Nedir?" Dikkat kesilmiştim. Sessiz tapınağın cilalı zemini sıcak bir oturma alanı sağlamasına rağmen nedense üşüyordum.

"Seni meleklerden korumak!"

Bir kez daha şaşkınlık yaşıyordum. "Ne?"

"Bunu taktığın an hiçbir melek sana zarar veremez. Auran güçlenir ve ışığınla dilediğin gibi hareket edebilirsin."

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin