dokuz

620 89 36
                                    

𒆜
"Kendime bakıyorum ama kaybolmuşum. Kendimi tanırım, bu gördüğüm ben değilim..."

-Fernando Pessoa, Anlamaktan yoruldum.

𒆜

Uzun bir yolculuk yapacağımızı Jeongguk söylemişti lakin bu kadarını beklemiyordum açıkçası, öyle ki yolun yarısında uykunun esiri olmuş ve uyandığımda kanepede uzanır bir halde bulmuştum kendimi. Gözlerimi ovuştururken Jeongguk'u hemen yan tarafımda oturup telefonla uğraşırken buldum.

"Neden beni uyandırmadın?" dedim, mayhoş bir sesle.

"Çok güzel uyuyordun, uyandırmaya kıyamadım."

Gülümsedim, doğruldum uzandığım yerden. Etrafa göz gezdirdim, gerçekten bir dağ evine göre gayet modern dizayn edilmişti içerisi.

"Burası gerçekten güzel görünüyor." Kendi kendime konuşurken, bir yandan etrafa bakmaya devam ediyordum. Jeongguk'a baktığımda tırnaklarını kemirdiğini görünce kaşlarımı çattım. O sadece stresliyken böyle yapardı.

"Jeongguk, canım, bir sorun mu var?"

Jeongguk elini serbest bıraktı. Kafasını kaldırdı ve bana baktı.

"Yok, uyuyalım mı? Yorgun gözüküyorsun. Şurada 2 oda var, istediğin bir odayı seç. Diğerinde ben kalırım, olur mu?"

Kafamı salladım onaylarcasına. Bir oda seçtim ve oraya girmeden önce Jeongguk'a iyi geceler demeyi eksik etmedim. Yatağa uzanmadan kapım tıklatıldı ve Jeongguk içeri girdi. Elinde bir bavul vardı.

"Bu senin için, içerisinde kıyafet ve ihtiyacın olan çoğu şey var."

"Jeongguk ne gerek vardı, zaten fazla durmayacaktık burada."

Jeongguk gözlerini kaçırdı.

"Senin için." dedi, bıraktı bavulu ve odadan çıktı. Şaşırsam da bir şey diyemedim.

Bavulu açtığımda gerçekten ihtiyacım olan çoğu şey vardı. Kıyafetler, pijamalar, makyaj malzemeleri, daha sayamadığım birçok şey...

Üzerimdekilerden kurtulup seçtiğim bir pijamayı giydiğimde yatağa uzandım. Aşırı rahattı...

...

Sabah uyandığımda telefonumu almak için elimi komidine uzattığımda bulamadım. Yere düşmüştür diye elimi yere uzattım ama yine bulamadım. Sonra uyku sersemindendir diye yataktan kalktım ve öyle aradım, her yere baktım ama yine bulamadım. Odadan çıktığımda yemek kokuları burnuma geldi.

Salona doğru ilerlediğimde henüz burayı tam bilemediğimden Jeongguk'a seslendim.

"Jeongguk!"

Jeongguk elinde mutfak havlusuyla önüme çıktığında sendeledim. Ani bir çıkıştı çünkü.

"Günaydın sevgilim, arkadaki bölüm mutfak. Oradaydım."

𝐑𝐞𝐦𝐞𝐦𝐛𝐞𝐫 𝐭𝐨 𝐑𝐞𝐦𝐞𝐦𝐛𝐞𝐫 𝐦𝐞「 JJK 」Where stories live. Discover now