30. BÖLÜM

3.6K 470 194
                                    

Selamün Aleyküm yol arkadaşlarım! Nasılsınız, umarım hepiniz iyisinizdir. Amirin Kızı'nın daha çok kişiye ulaşması için arkadaşlarınızı etiketlemeyi unutmayın ❤️

Bölümü meral_28  e ithaf ediyorum.

Keyifli okumalar...

🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓

Su'yun unuttuğu geçmişini karanlıkta yazılan bir masal gibi uzun uzun anlatmasının ardından genç kızın cümlelerini devralan Nadir'di. Rivriv Hanım'ı ise unuttuğu İyi Katil'inin kanını döken kişinin babası Süleyman Takalar olması gerçeğiyle derin bir sessizliğe gömülmüştü. Su'yun sessizliğe demir atan gözlerini üzerine çekmek isteyen Nadir, "Baban sadece yapması gerekeni yaptı." dedi Süleyman Amir'e hiç bir zaman kızmamıştı.

Görünürde zararsız bir kaç damla yaşın teninde bıraktığı tarifsiz acıyı taşıyamayan Su, kararan bakışlarını adama çevirip acısının yükünü öfkeyle haykırdı. "Seni vurmuş! Oysa ben sakallarını kesip acılarını öpecektim! Ama en çok o yakmış canını! Kanını döken adam benim babam!"

"Haklıydı..." dedi bir kez daha Nadir. Gerçekleri daha fazla taşımak için vakti kalmamıştı. Dokuz yıldır susturduğu gerçekler artık Ravza'nın hayatını bir zırh gibi sarmalı, Rivriv Hanım ve İyi Katil'i bir araya getirmeliydi.

"Neden sustun peki? Neden bağırıp çağırmadın ellerimde sadece kötülerin kanı var diye?" Sorusunun cevabını beklerken aldığı her nefes göğsüne bir hançer gibi saplanan Su ayağa kalkıp odanın ortasında gezinmeye başlamıştı...

"Ölmek istedim..." dedi adam katıksızdı itirafı. Ölmek istemişti. Rivriv Hanım'ını kurtarmış, Ravza'yı özgür bırakmıştı. Kimsesizlikle sınanmaktan yorulan ruhuna fani dünya dar gelmişti.

"Tetikçi olarakta babamı seçtin öyle mi? Katil bana can veren babam, maktul bana ikinci kez hayat veren babam. Kimi kime kırdırdın sen İyi Katil? Allah aşkına kimi kime kırdırdın?"

"Affet..." diyebildi Nadir başı önde odadan çıkmak için ayaklanırken. Yine kimsesiz yine bir başına çıkacaktı ustasının karşısına. Eli kapının kulpuna uzandığında kapının ahşap gövdesine serçe çarpıp parçalara ayrılan cam bardakla duraksadı. Su'yun, "Sen sözünden dönsen de ben dönmem İyi Katil! Sakallarını kesip acılarını öpeceğim..." sözleri ise saniyeler önce yüzlerce parçaya ayrılan bardağın cam kırıklarının yanına savurmuştu kalbini...

Başını geriye çevirip duyduklarını gerçek olmasını dilendi suskun bir bekleyişle. Dilendiği merhem ise çok geçmeden Su'yun devam eden sözleriyle kalbinde ki yarayı sarmıştı. "Çok acıdı mı canın?"

"Hiç acımadı!" dedi Nadir, berbat bir yalancıydı. Saatlerdir sessizliğini koruyan Ravza, dilinin, gönlünün sırrı olan sevdasının kendisine daha fazla zulüm etmesine razı gelemedi. "Hiç acımadı demek! Senin yalanına ortak olmayacağım Nadir. Su herşeyi öğrenecek artık." diyerek öfkesini kelimelere vurdu. Bakışları Nadir'den kopup genç kızı bulduğunda sesi hızla öfkeden arınıp hüzne boğuldu. "Karaciğeri hasar görmüştü, üç hafta yoğun bakım kaldı. Karaciğer naklinin ardından  normal odaya alındı. Bil bakalım o oda ya alındığı ilk gün ziyaretçisi kimdi? Baban... Süleyman Bey... Kızının yerini bulamadım deyip elinde ki yazma parçasını yastığının üzerine bıraktı Nadir bilinçsizce yatarken. Bir daha da çıkmadı karşımıza. Nadir'i ve seni kurtarmak için çok sevdikleri silahlarını bırakmak zorunda kalan meslektaşlarını suçlu ilan etmişti.

Aşevine gelip Nadir'in yerini soran polisler Erkut Müdür'ün attığı iftira sonucu meslekten atılmış. Senin kaçırılmana  yardım etmişler sözüm ona. Baban da dört hain polisin yüzüne dahi bakmak istememiş konuşmak için kapısına gittiklerinde.

AMİRİN KIZIWhere stories live. Discover now