Selamün Aleyküm Amirin Kızı Ailesi!
Ben geldim şükür, yazarken oldukça eğlendiğim bir bölüm oldu. Umarım sizde yüzünüz de içten bir gülümseme ile okursunuz...
Keyifli okumalar dilerim 🚓👸
🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓
"Taktuk mi!"
Azrail'in tok sesine aynı anda karışan tiz çığlık Rivriv'in di. İsrafil'in laz damarını artırdıktan sonra kayıplara karışan sivri dilli Rivriv nihayet geri dönmüştü. Konunun nedense Reşat'a dolayısıyla da baklavalara bağlanacağına emindi ve Su'yu sadece bir kaç saniye de oyun dışına atmıştı.
"Hemi de ne taktuk. Rivriv, bizim taktuk bitene kadar komuta sende kalsın. Bu yemini sen ettirdin madem takımı da sen kurtaracaksın."diyerek mantık diyarından hayli uzak sözlerini sıralayan adam aracının kapısını açarken ön koltuğa hevesle kurulan Rivriv, küçük abisi Azrail'in hala kaldırımda beklediğini görüp huysuzlandı. Şekeri düşmüştü ve baklavalara giden yolda herşey mübahtı. Üstelik bu kez Su'yu alt ederken yalnız da değildi. İsrail'in sınır tanımaz Trabzonspor aşkı rüzgarı adeta Rivriv'in hizmetine vermişti.
"Habu gazuk ne deyi binmeyi tomofile?"
Bıkkın bir nefes verip iri cüssesiyle zorlansa da aracın arka koltuğuna yerleşen Azrail, aklına gelen ihtimalden hoşlanmasa da bire karşı iki taka ile baş etmesi zordu. Hele de Rivriv'in şekeri İsrafil Abi'sinin Trabzonspor'u söz konusuysa. "Sana da tomofiline de, size uymak zorunda kalan narin bedenime de. Nereyesun sabrum nereye..." dedikten sonra başını iki yana sallayıp, "Hasbinallahi ve nimel vekil." diye mırıldandı.
Azrail'in çıkışını görmezden gelip trafiğe karışan İsrafil dikiz aynasından kısa bir an göz göze geldiğinde hevesle aklında kileri anlatmaya başladı...
Abisinin son sözlerinin ardından beklentiyle kendisini bulan gözlerinden kaçmak için başını eğen Azrail, "Abi Nazif Amca ile görüşmeden kalkışmasak bu işe. Hem babamın dükkandan elimizi kolumuzu sallayarak çıktık diyelim sonrasında ne halt edeceğiz?" diyerek umutsuz olsa da son kez İsrafil'i vazgeçirmeye çalıştı.
İsrafil'den önce lafa atlayan ise Su'yu yedek kulübesine adeta çivileyen Rivriv'di. "Ne diyecesun Nazif Emiceye? Paçi delidur Rivriv ondan delidur mi? Ya ha bu bordo mavi duduklu uşağun deduğuni edersun ya da Su'yu emri billah salmam guyidan..."
"Nereyesun sabrum nereye!" diye bağırıp inatçı bir tavırla burnunu Kaçkar dağlarına diken Rivriv'den çevirdi yüzünü. İsrafil deli Rivriv zirdeliydi...
Kardeşin Azrail'in suskunları oynaması ile derin bir nefes alan İsrafil aracını hızlandırıp trafiğin içinde akarken Trabzonspor'u kurtarmak için babasından temiz bir sopa yemeyi göze almıştı ve bu yolun geri dönüşü yoktu.
Geldikleri yüksek ve geniş bahçeli binanın önünde duran araçtan teker teker inen üç kardeş birazdan kopacak kıyamet için koca bir sülaleden papara yiyip Emniyet güçlerinin kara listesine liste başı olarak gireceklerini biliyorlardı.
"Rivriv hayde bul şu kilçuğu!" diyen İsrafil'le taktuk fitilini ateşleyen Rivriv kelimelerinin şivesiz sıralayıp Su'yun oyun dışı bıraktığını gizledi. Kot tulumunun cebinden çıkardığı tuşlu telefonda kayıtlı olan ismi buldu. Kara Sakal ve Baklavaları diye kaydettiği numarayı aradığında ise kan şekeri pamuk şekerden bir bulutun üzerinde geziniyordu. "Cansuyum!" diyen Reşat'ın sesinde ki yarışa tutuşmuş iki duygu vardı. Korku ve heyecan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMİRİN KIZI
HumorAnnesinin çocukluğunun bedelini sırtlanan ve şehadet aşkı ile yanıp tutuşan Reşat'ın masalında gökten elma değil hamsi düştü. Güzeller güzeli gözleri kara kokusu deniz olan bir hamsi... İnatçı, kavgacı ve asi Su' yun masalında ise gökten elma değil...