on ikinci bölüm

469 57 7
                                    

eve geldiğimden beri odamdan çıkmamıştım. kapımın arkasına oturmuş öylece odama bakıyordum. şu an her şey boş geliyordu, amaçsız gibiydi. hyunjin beni bir daha affetmeyecekti, sikik gururum rahattı ama kalbim çok aciyordu. ne diyeceğimi veya ne yapacagimi bilmiyordum. arkadaşlarım durmadan beni arıyordu benim onlara verecek cevabım bile yoktu. bana çok kizacaklarini biliyordum, kimseden özür dilemeye yüzüm de yoktu. sevdiğim çocuğun kalbini param parça etmiştim.

benim üzülmeye bile hakkım yoktu.

hatta normal birisi gibi yaşamaya bile hakkım yoktu. bu yüzden kendimi cezalandırdım.

1 hafta sonra.

olayın üzerinden tam 1 hafta geçti. doğru düzgün yemek yemedim, hep su içtim. aynaya baktığım zaman zayıfladığımı fark ediyordum. gözlerimin altı morarmıştı. uyuşturucu kullananlar gibiydim aslında.

ben bu haldeysem hyunjini düşünmek istemiyordum, bu aptallığı yapan kişi olmama rağmen bu haldeydim.

minho ve jisung defalarca arayıp kapıya kadar gelmisti ama birisiyle görüşmek istememiştim. onları görürsem zaten aklımdan çıkmayan hyunjinin o görüntüsü gelecekti ve yine ağlamaktan başka bir şey yapamayacaktım ama bugün gelmelerine izin verdim.

felix beni bir kere bile aramamıştı. her zaman iyimser birisi olduğundan dolayı yaptığım şeyi doğru bulmamış eminim bana çok kızmıştı. sonuçta hyunjin kuzeniydi, onun yanında olmalıydı ki bunun böyle olmasını bende isterdim.

hyunjinin yeni edindiği arkadaşlara gelecek olursak onlarda beni defalarca aramıştı. hiçkimseye cevap vermediğim için onlara da dönüş yapmamıştım ama bugün hyunjin hariç hepsinin geleceğini biliyordum.

ayrıca geçen gün birisiyle görüşmek zorunda kalkıştım. seungmin beni gördüğü anda biraz şaşırmıştı, herhalde hepsi gülerek hayatıma devam ettiğimi dusunuyordu. fakat ben hyunjin için kavga etmiş bir insandım, böyle olmam normaldi.

daha beteri olmalıydım.

saatin 2ye doğru geldiğini görünce yatağımdan kalktım. bir insan bir hafta boyunca sadece bir kere yemek yiyince cidden mahvoluyormus. resmen bacaklarım incelmişti.

(yzr: denemeye bile kalkmayın, bilen birisi olarak söylüyorum ilk iki gün mahvoluyorsunuz)

üzerimde ki kısa şortu çıkarıp dizlerime kadar gelen bir siyah şort giydim. üzerime de kolsuz beyaz bir tişört geçirdim. hiçbir şeye özen gostermeyecektim.

en sonunda aşağıya inerken zilin çaldığını duydum. kapıya doğru ilerleyip açtığımda önde duran jisung ve seungmin yüzünü buruşturdu.

"olm bu koku ne?" dedi jisung, burnunu kapatarak içeri geçiyordu. evi havalandirmadigim aklıma gelince iç çektim.

"siz içeri geçin changbin ve ben camları açalım." dedi felix, yüzüme bile bakmamıştı. ve sonra hiç beklemediğim bir şey oldu. herkes içeri girdikten sonra başı önde bekleyen birisi vardı.

hwang hyunjin.

hiçbir şey demedi ve içeri girdi. şansıma tükürüyordum çünkü bu halde görmesini istemiyordum. ayrıca o çok iyi gözüküyordu. en azından buna mutlu olmalıydım.

nepenthe, hyunin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin