20. BÖLÜM

641 87 2
                                    

"Gu Chenbai, sence evliliği çocuk oyuncağı olarak mı görüyorum?" Tu Yan bir yastığa sarılarak sandalyede otururken başını eğdi ve sordu.

Gu Chenbai'nin bakışları bilgisayar ekranına sabitlenmişti, parmakları klavyenin üzerinde geziniyordu ama yine de Tu Yan'a "Hayır," diye yanıt verdi.

"Seni boşanma anlaşması imzalamaya zorladım, sonra boşanmamızın ardından seni bulmak için geri döndüm ve yine de benimle tekrar evlenmek istiyorsun," Tu Yan uzandı, yün battaniyeyi çekti ve tembelce sordu, "Bu oyun oynamak değil mi? Şaka yaptığımı düşünmüyor musun?"

Gu Chenbai son belgeyi işlemeyi bitirdikten sonra arkasını döndü ve Tu Yan'a doğru yürüdü. Yaklaştığını gören Tu Yan kasıtlı olarak sandalyeyi çevirip diğer tarafa dönmeye çalıştı. Gu Chenbai onu durdurmak için sandalyenin kenarını tuttu.

"O zamanlar senin için bir yabancıydım. Her ne yaptıysan mantıklıydı çünkü kendini korumak için yaptın, o yüzden seni hiç suçlamadım."

"Boşanma anlaşması bile imzalamadık mı?" 

Gu Chenbai gülümsedi ve Tu Yan'ın yanağını sıkmak için elini uzattı, "Hayır, çünkü bir gün pişman olacağını biliyordum."

Tu Yan küçümseyici bir şekilde "Narsist," diyerek Gu Chenbai’nin elini tokatladı.

Gu Chenbai, Tu Yan'ı sandalyede kıstırdı. Tu Yan bu hareketle hafifçe onun göğsüne yaslandı, bir ayağı terliğinin üstündeyken diğeri Gu Chenbai'nin bastonunu haylazca tekmeliyordu. Gu Chenbai'nin dudaklarının kenarı kıvrılırken kulağına fısıldadı, "Tu Bao, boşandığımız gün pişman oldun mu?"

"Hayır." Tu Yan kararlı bir şekilde cevap verdi.

"O zaman neden boşanmadan önceki gece birinin yatakta ağladığını hatırlıyorum?"

"Hiç de bile, ağlayan sendin, yanlış hatırlıyorsun."

Gu Chenbai kıkırdadı, "Tamam, ağlayan bendim."

Tu Yan, Gu Chenbai'nin vücudundaki hafif kokuyu aldı ve düşünceleri boşanmadan önceki en dayanılmaz günlere sürüklendi.

Tu Yan'a göre onunla Gu Chenbai arasındaki her şey kaderdi. İlişkileri bir matematik sorusunun cevabını bulmak için yanlış yöntemi kullanırken beklenmedik bir şekilde doğru cevabı bulmak gibiydi.

İkisinin arasındaki hikayenin başlangıcının senaristler tarafından bile uydurulamayacak, kanlı bir TV dizisi olması gerekiyordu. Fakat Gu Chenbai bunu tatlı bir aşk dramasına dönüştürmüştü. Tu Yan daha önce birçok filmde rol almasına rağmen bu oynadığı senaryosu olmayan ilk filmdi. Yapabileceği tek şey Gu Chenbai'nin ritmini takip ederek sevinçleri ve üzüntüleriyle birlikte doğaçlama ilerlemekti. Onunlayken günler sanki sonu yokmuş gibi saatin akrep ve yelkovanı arasında kayboluyordu.

Ancak işler ters tepti. Tu Yan'ın belirlediği yarım yıllık süre neredeyse dolmak üzereydi.

Haziran ayının ortalarındaki kavurucu güneş ve cıvıl cıvıl ağustosböcekleri göz açıp kapayıncaya geride kaldı, ardından tüm sonbahar mevsimini belirsizlik içinde geçirdiler ve kış ortasına doğru birlikte yürüdüler.

Tu Yan ilk pişman olanın kendisi olmasını beklemiyordu.

O gün Ming Şehri’ne yılın ilk karı düşmüştü. Yıl sonunda Hua Sheng'de yapılacak çok şey olduğu için Gu Chenbai sık sık fazla mesai yapmak zorunda kalıyordu. Tu Yan evde sıkılınca ara sıra değişiklik olsun diye Gu Chenbai'nin ofisine giderdi.

Elbette insanlardan kaçınması gerekiyordu; özellikle de Gu Chaocheng'den.

Ancak o gün şanssızdı. Sadece Gu Chaocheng'den saklanamamakla kalmayıp en çok karşılaşmak istemediği kişiyle de karşılaştı; Tu Feihong.

Limited Possession [BL] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin