31.Bölüm

318 23 1
                                    

He he he. Selamlarrr.

Kitap taslakke ben kendi kendime konuşuyorkeee

Neyse bölüme geçem.

10.07.22

Medya: Kaan <3

-
-

Ameliyattın bittiğini işaret eden yazıyı gördüğümde daha kapı açılmadan ayağa kalkmıştım.
Bittiyse iyi geçmiştir o zaman değil mi? İyi olmasaydı bitmezdi. Bitmezdi değil mi?

Düşüncelerime cevap olacak olan ameliyathane kapısının açılmasıyla Kaan'ın annesi ve babası hızla doktor doğru ilerlemişlerdi.

"Oğlum iyi mi doktor bey? Ameliyat nasıl geçti?"

"Gözünüz aydın. Oğlunuzun ameliyatı gayet iyi geçti. Kaza geçirdiğinde karnını kesen bir cam parçası fazla kan kaybına sebep olmuştu ama kanamayı durdurduk. Şuan için iyi ama travma ve olası durumlar için yoğun bakıma alacağız."

Derin bir nefes alırken rahatladığımı hissettim. Biliyordum. O kolay kolay pes eden biri değildi.

Herkesin  gözyaşları, sevinçlerini gösterirken Ali abinin sorusu doktora dönmeme sebep oldu tekrardan.

"Peki ne zaman uyanır?"

"Onu kestirmek biraz zor. Bu biraz da hastaya bağlı."

Önemli değildi. Uyansa yeterdi. Şuan için iyi olması bile yeterliydi aslında.

Doğru, Onur burda değildi ve şuan olanlardan haberi yoktu. Ellerim telefonumu buldu. Onur'un numarasını tuşlayıp aradığımda çalmasına rağmen açmadı. Öğrenmesi gerektiğini düşündüm. Ne olduğuna anlayamamıştım ama Kaan'ın iyi olduğunu bilmesi gerektiğini düşündüm.

Kime: Onur'um♥︎

Kaan'ın ameliyatı iyi geçti. Şuan iyi. Haberin olsun istedim.

Ameliyathaneden çıkarılan Kaan'ı görmek öylece kalakalmama sebep oldu. İyi olduğu için şükretmeliydim ama yüzündeki yaralar tekrardan ağlama isteğimi körüklüyordu.

Patlayan kaşına attılan dikişler, şişmiş ve morarmış göz çevreleri, yer yer küçük çizikler bende çok acı çekmiş olabileceğini düşündürüyordu ve bu inanılmaz derecede göğsümdeki ağrıyı şiddetlenmesine sebep oluyordu.

Acıyı ne kadar hissettin Kaan? Seninle aynı acıyı hissetmek isterdim. Belki acın azalırdı.

-

Oturduğum yere iyice yerleşirken oturakların ne kadar sert olduğunu düşünüyordum. Giydiğim pantolon beni rahatsız hissettirirken bir daha giymeyeceğime adım gibi emin olduğum crop ve pantolona baktım.

Ne yapmalıydım bunları? Atmalı mıydım?

"Neye daldın?"

Selim'in sakin ses tonunu garipsemeden edemedim. Normalde her zaman şen şakrak biri olduğu için normal ses tonuyla alakasız olması garipsetmişti.

"Hiç. Nilay nasıl?"

"Hâlâ baygın. Sen nasılsın?"

"İyiyim."

"Öyle gözükmüyorsun."

Omuz silkmekle yetindim.

"Bana diyene bak."

O da benim gibi omuz silkerek omuz silktiğinde gülümsedim.

"Ona çok değer verdiğin belli."

"Ne değeri? Kaan'a mı? Nerden belli oluyormuş. Hiçte değer vermiyorum o puşta."

"İlk defa bu kadar ciddi gördüm seni."

"Kan verdiğin için teşekkürler, Mislina."

Dediğimi umursamadan bana teşekkür eden Selim'e gülümsemekle yetindim.

"İyi olur değil mi, Selim?"

"Kaan bu. Ne zaman gördüğün pes ettiğini?"

Hiç görmedim. Pes ettiyse bile haberim yoktu.

"Burda beklemek yerine istersen dinlenme odasına geçip biraz dinlen. Ben burdayım zaten."

Gözlerim yoğun bakım yazısını gördüğünde hâlâ uyanmamış Kaan'ı yalnız bırakmak istemedim.

"Sorun değil. Burdayım ben. Sen git dinlen istersen."

Karşımdaki oturaklara oturması Selim'in bana cevabı olurken ayaklarımı kendime çekerek başımı dizlerime yasladım. Bir süre uyku ve uyanıklık arasında gideip gelen zihnim yanıma birinin oturmasıyla kendine gelmeye çalıştı ama yorulduğumdan olsa gerek gözümü dahi açamamıştım.

"Ben geldim, Mis."

Dönüp bakmadım. Bakamadım. Açık olan bilincime inat ediyordu sanki gözlerim. Açarsam daha da uyuyamazmışım gibi hisseden tüm hücrelerim gözlerimi açmamam konusunda ısrar ediyorlardı.

"Böyle uyursan boynun tutulur. Kimse öğretmedi mi sana bunu?"

Konuşmak istemedim. Onur da bunu umursamadı zaten. Elleri yavaşça çenemi bulup başımı kaldırdığında hâlâ tepkisizdim. Başım yumuşak bir yerle temas ederken anlamıştım beni, kendine yasladığını.

"Kaan'ı tanıyorum, biliyor musun?"
Sessizliğim ona cevap olurken konuşmaya devam etti. "Çocukluk arkadaşım. Ailesi sıklıkla ona Efe dediği için onu, Efe olarak tanıdım. Kaan Efe. Dün görüştüğüm kişi de oydu. Eğer onu dün akşam görseydim tanırdım ya da herhangi bir fotoğrafını görsem bile yeterliydi." histerik bir gülüş çalındı kulaklarıma. "Onun Efe olduğunu zerre kadar düşünmedim biliyor musun? O yüzden sadece üzülmekle yetindim çünkü tanımıyordum. Onun, Efe olduğunu bilseydim sakin kalamazdım, Mis. Çocukluk arkadaşım değil o sadece. Her zaman yanımda olup beni destekleyen sayılı insanlardan. O kadar uzakta olmama rağmen bir telefonuma bakardı yanıma gelmesi." derin bir nefes aldı. "Üç yıldır birini seviyor. Bana hiçbir zaman kim olduğunu söylemedi. Sadece çok yakından tanığım biri olduğunu söyleyip beni geçiştirirdi." gülmeye başladığında ne yapmam gerektiğini bilemedim. "İşin komik kısmı da bu, Mis. Bizim hiçbir zaman ortak bir kız arkadaşımız olmadı. Bir tek sen vardın ama konuştuğunuz tek bir gün bile yok. Olsaydı düşünürdüm ama sadece bir defa karşılaşmış olmanız o düşünceyi silip atmama sebep olmuştu ama şuan düşününce her şey yerli yerine oturdu."

Mayışan tüm hücrelerime inat konuştum.

"Ne zaman karşılaştık?"

Onunla karşılaşmış olma düşüncesi beni mutlu etti.

"Gittiğim gün. Otogarda."

Düşünmeye başladım. Hatırlamı- doğru. Şimdi hatırlamıştım. Bana bakan o mavi gözleri nasıl unutabilmiştim ben?

"Ne demeye çalışıyorsun?"

Kısık ve uykulu sesimle konuştuğumda elleri saçlarımı buldu.

"Hiç, uyu sen."

Cevap vermek yerine susup mayışan bedenime uydum. Düşünmek de insanı yorardı. Düşünmek de heves ettiirirdi. Düşünmek de seni hayal kırıklığına uğrattırdı. O yüzden düşünmek yerine uyumayı tercih ettim. Bilincim uykuya dalmadan önce Onur'un konuştuğunu anımsadım ama bunu kendim de uydurmuş olabilirdim aslında. Pek emin olamıyordum.

"Kaan, seni güzel seviyor, Mis."

-
-

Heyooo ben geldim 👐🏻

Nasıldı bakam bölüm?

Aslında az çok şey kesinleşti ama yine de sormak istiyorum. Sizce anonim kimmm?

Yorum yapmayı ve küçük yıldıza basmayı unutmayın:)

Sevirem sizi♥︎

LİNA | Yarı TextingDove le storie prendono vita. Scoprilo ora