22.Bölüm

352 18 2
                                    

Bu bölüm telâfi bölümü. O yüzden uzun olacak jsjsjs yani umarım.

13.06.22 /  00.54

Milat-Hatıra

-
-

Bilinmeyen: Kalan iki haftayı unut. (04.38)

Bilinmeyen: Sana söylediğim şeyleri unut.

Bilinmeyen: Sana mesaj attığımı unut.

Bilinmeyen: Sana olan sevgimi unut.

Bilinmeyen: Hiç mesaj atmadığımı varsay.

Bilinmeyen: Ben bunların hepsini unutacağım.

Bilinmeyen: Hiçbir şey olmamış gibi unutacağım.

Bilinmeyen: Çünkü ben, Mislina. (05.15)

Bilinmeyen: Seninle ilgili her şeyi unutacağım.

Sabah gözümü açtığımda karşılaştığım mesajlar bunlardı. Ne yazacağımı bilmez bir şekilde ekrana bakakalmam onun mesajları mıydı emin değildim. Çünkü kötü hissetmiştim. Dün söylediğim şey kırıcıydı, biliyordum. Onu da kırmıştım. Uyarmasına rağmen yine aynı şeyi yapmıştım ve bunun beni rahatsız hissettireceğini hiç düşünmemiştim.

Siz: Dün söylediklerim için özür dilerim.

Yazacak başka hiçbir şey bulamadım. Özür dilersem düzelir miydi bilmiyordum ama dediklerim onu daha fazla kötü hissettirmesin istedim. Çünkü gereksiz yere kötü bir niyeti olmadığını inanmaya başlamıştım farkında olmadan.

-

"Sana da günaydın."

Daha kendime gelemediğim için Selim'in çığırışını görmezden gelerek başımla onu selamlayarak karşılık verdim.

"Ne bu halin kız, Mislina? Surat beş karış. Kötü bir şey mi oldu?"

Birbirimizin selam verecek kadar bir muhabetimiz varken Selim, bunu umursamadan sırama kadar gelip yüzümü incelediğinde ona garipseyerek bakmadan edememiştim.

"Hayır. Sadece keyfim yok."

Üstümdeki bakışlarını çekmeden benden uzaklaştığında gülmeden edemedim. Garipti.

"Bugün maçınız yok muydu sizin?"

"Hayır. Maç yarın."

"Nasıl gidiyor çalışmalar? Kazanacak kadar çalışıyorsundur umarım. Kaybettiğin an seni yuhlamaya başlarım. Sonra okulun panosuna okulun yüz karası diye de posterini asarım. Yapmadığım şey değil biliyorsun."

Geçen sene son sınıflara yaptığı şeyi anımsayınca istemsizce gelen gülme isteğimi bastıramadım.

"Bu kadar önemli mi kazanmak?"

"Hayır. Kazanmak önemli değil ki kazanacağınızdan şüphem yok. Sadece Nilay iyi oynasa bile kaybederse bunu dert eder. Dert edip kendini kötü hissetmesini istemiyorum."

İstemsizce gülümserken buldum kendimi.

"Nilay'a değer veriyorsun."

"Ne değer vereceğim o cadıya be!"

Selim'in yüz ifadesi dediğiyle o kadar zıttı ki dediğine inanmak imkansızdı.

"Sesin okulu aşıyor salak çocuk."

Nilay'ın bıkkın çıkan sesi sınıfı doldururken Selim gözlerini devirmiş dediğini umursamadığını belli etmişti.

"Sen hariç rahatsız olan birini göremiyorum ben, Zekiye."

Sıraya bıraktığı çantasını alıp Selim'e fırlatan Nilay'a gülmeden edemedim. Bu kızın cidden hiç acıması yoktu.

"Bana bir daha Zekiye deme demiştim."

"Göbek adın Zekiyeyse ben ne yapayım?"

"Yok öyle bir şey."

"Aynen aynen. Kaan da atıyordu zaten."

"Sana söyleyen ben değildim. Yalan söylemeyi bırak."

Sınıfa giren Kaan'ın, Selim'e hitaben konuşup yerine geçmesiyle Selim hızla ayaklanıp yanına geçmişti.

"Ne bu halin lan?"

Çantasını sıraya bırakıp başını yaslayan Kaan'ı incelemeye başladım. Sanırım uyumamıştı çünkü göz altları çok şişmişti.

"Yok bir şey."

Onu izlediğimi hissetmiş gibi bakışları beni buldu. Gözleri bana o  kadar yorgun baktı ki kendimi rahatsız hissetmeden edemedim.

"Cidden ne bu halin? Dün gece hiç uyumadın mı?"

Nilay'ın sesi bakışlarını benden çekmesine sebep olurken önüme döndüm. Neden böyle rahatsız hissetmiştim bilmiyordum ama bu hissi sevmemiştim.

"Uyku tutmadı. Abartmayın bir şeyleri."

Kaan'ın cevabı ikisini de susup yerine geçmesine sebep oldu.

Sınıf yavaş yavaş dolarken başımı masaya yasladım. Ders dinleyecek kafada değildim. Düşüncelerim, başımı ağrıtmıştı.

-
-

Başaramadık :'l

Ruh halim değişken bu aralar.

Bölüm hakkında yorumları bekliyorum. Sevindirin azcık beniii

Küçük yıldıza basmayı unutmayın :)

Seviyem sizi ♥︎

LİNA | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin