32. Bölüm

333 19 0
                                    

Slm.

Hâl hatır sormadığınızı fark ettim. Sorun ulen beniii. Neyse hikayenin taslak oluşuna sevinip gidirem.

Şuan çalan şarkıyı bırakıp öyle gidem bari.

Yanıbaşımdan-Duman(Sevirem şu grubu yav)

11.07.22

Medya: Nilay & Sedef

-
-

"Hâlâ uyanmadı mı?"

Birkaç hışırtıdan sonra gelen seslere bakılırsa Onur'un müsait olmadığı anlaşılıyordı.

"Hayır."

"Tamam. Ben okul çıkışı uğrarım o zaman."

"Tamam görüşürüz."

Kapattığım telefonu masaya koyarak etrafıma bakınmaya başladım. İlkbaharın serin havası yüzüme vururken okul kapısından giren Nilay'ı fark etmişti, gözlerim.

Başını yerden kaldırmadan ayaklarını sürüye sürüye gelen Nilay karışıdan gelen Sedef ve arkadaşlarını görmemişti. Sedef bunu fark ettiğinde sertçe ona çarparak Nilay'ın durmasına sebep olmuştu.

"Önüne baksana be!"

Cırlayan bir Sedef. Rahatsız ediciydi.

"Seninle uğraşacak modumda değilim. O yüzden beni uğraştırmadan yolumdan çekil, Sedef."

"Haspama bak sen. Uğraştırsak ne halt edersin? Merak ettim bak. "

Beril'in tiz kahkahası bahçede yankılanırken ayağa kalkıp Nilay'a doğru ilerlemeye başladım.

"Sen ne alaka, Beril?"

"İnsanın sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş be Nilay. Ne yaparsın?"

"Sinirimi bozuyorsun, Beril."

Nilay, saatli bomba gibiyken Beril'in üstüne gitmesi hiç iyi değildi.

"Sende benim sinirimi bozuyorsun ve bu fazla can sıkıcı olmaya başladı."

"Havlayan köpeklerden farkın yok. Sadece havlamakla kalıyorsun. Doğru, sahibin seni salmış gibi ha, ne dersin?"

Sedef ve Beril'in bir kaç saniye affalladıklarını hissettim. Sonra birden yanından geçen Nilay'ın saçını tutup çekiştirmeye başlayan Beril ile hızla arlarına girerken buldum kendimi.

"Saçını bırak."

Ellerim, Beril'in ellerini tutarken Sedef, ellimi sertçe iterek temasımı kestiğinde sinirlenmemek için derin bir nefes almıştım.

"Sen karışma, Mislina."

Sen kavga etmezsin Mislina. Nefret edersin hatta. Sakin ol. Sakin ol.

"Saçımı bırakmadığın an buna pişman olacağını temeni ederim."

Beril pişkin pişkin gülmeye başlarken tekrardan uzandım ellerine ama Sedef, önünme geçerek aramıza duvar olduğunda sinirle gülmeye başladım.

"Sedef zorlamasan?"

"Seninle hiçbir sıkıntımız yok. O yüzden karışmak gibi bir hata yap-"

Beril'in tiz sesi susmasına sebep olurken hızla onlara dönen Sedef ile görüntüm netleşirken az kalsın kendimi tıtamadan gülüyordum.

"Sana bırakmanı söyledim."

Nilay'ın bir elinde Beril'in saçları diğer eliyle de kollarını tıtmuşken Beril'in hareket etmesini biraz zor görünüyordu. Sedef hızla Nilay'a doğru ilerledi ama bu sefer onun önüne geçen ben olmuştum.

"Karışmak yok."

"Çekil."

Kolumdan tutup sertçe itmesi beklediğim bir şey olmadığından kendimi yalpalayarak yerde buldum.
Kalkmaya yeltendiğimde önümde bana doğru uzatılan bir elle başımı kaldırdığımda Selimle göz göze gelmiştim. Ellerini tutup ayağa kalkarken Nilay'a doğru ilerledi. Tek hamlede belinden tutup Beril'in saçlarını ondan kurtarırken Nilay'ın sinirli gözleri, Selim'i bulmuştu.

"Ne yaptığını sanıyorsun?"

"Asıl sen ne yapıyorsun? Ne bu haller?"

Selim'in buz gibi sesi şaşırmama sebep oldu. Karşısındaki Nilaydı. Başka biri değil. Neden bu kadar soğuktu?

"Sana ne? Seni ne ilgilendirir?" dolan gözlerine inat gülen siması duraksamama sebep oldu. "Doğru. Sevgilin için endişelenmiş, ona bir şey oldu diye korkmuşsundur sen şimdi."

Beril ve Selim sevgili miydi?

"Nilay!"

"Ne var ne?"

"Kes artık şunu."

"Doğru. Keseyim artık ben konuşmayı."

Yere düşen çantasını yerden alıp çıkışa doğru yürüyen Nilay'ın peşinden giderken nasıl davranmam gerektiğini düşünmeye başladım.

"Nilay?"

Durmadı. Aksine hızını artırdığından tekrar seslendim.

"Yalnız kalmak istersen anlarım ama kaçmak bir işe yaramaz."

"Kaçmıyorum."

Sesinin kırıklığı ağladığını düşünmeme sebep oldu.

"Nilay durur musun?"

Ona yetişmemi sağlayan yavaş adımları gülümsememe sebep oldu.

"Ne oldu? Anlatmak ister misin?"

Başını olumsuzca salayan Nilay'ın çenesini tutarak bana bakmasını sağladım. Dolu gözleri taşmış sessiz sessiz ağlarken öylece ona baktım. Neden ağlıyordu?

"Çok mu kırıldın?"

"Hayır."

"Neden ağladın o zaman?"

Sorumu umursamadı.

"Kaan'ın yanına gidelim mi Mislina? Onu özledim."

Bende özlemiştim.

"Gidelim."

Yüzünü silip bana dönerken konuşmadım. Onun için her şey üst üste geliyor olmalıydı ki ağlıyordu. Kolay kolay ağlayan bir kız değildi, üstelik bunu benim gibi bir yabancının yanında asla yapmazdı. Aslında onu gerçekten tanıyan bir insan böyle olmadığını anlardı.
Dışının sertliğine rağmen içi çok kırılgandı çünkü.

-
-

Ay noluyo noluyoooo? Bende bilmiyorum sjsjsjsj

Selim ve Beril de sevgiliymiş. Yeni öğrendim ayolll.

Yorumlarınızı bol bol bekliyorum ;)))

Küçük yıldıza basmayı unutmayın:)

Sevirem sizi♥︎

LİNA | Yarı TextingWhere stories live. Discover now