𖥸'43

273 28 0
                                    

James

"Ne dedin sen?!" Gözlerimi Henry'ye diktim. Ellerimde sıkıştırmakta olduğum kağıtlar öfkelenmemin en büyük nedeniydi. İçimdeki sızı karnımdan kollarıma kadar gidiyordu.

"Kraliyet ailesinin kararı." Henry yüzündeki her zamanki umursamaz ifade ile devam etti. O da bu durumdan hayli sıkılmış gibiydi. "Kraliyet ailesi bu meblağı kendisi ayarladı."

Gözlerimi yeniden kâğıda diktim. "Neredeyse bir ülkenin hazinesi kadar!"

"Zayıf bir ülkenin hazinesi." Gözlerim tırmanıp Henry ile karşılaştı. Henry'nin dudakları kıvrılmıştı. Derin nefes aldım. Jasmin ile nehir kenarındaki görüşmemizin üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti. İşlerim olduğundan sarayda değildim. Öyle ki Karen'in düğününe çok az zaman kalmıştı. Şimdi ise Henry ile, saraydaki çalışma odamdaydık.

"Leydimden böyle bir şey istemeyeceğim." Kâğıdı masaya fırlattım. "Ondan bu kadar büyük rakamlı bir çeyiz istemek ne kadar doğru? Buna ihtiyacımız bile yok!" Gözlerimi camdan dışarı diktim. Buradan krizantem bahçesi görülmekteydi. Her tarafım hatunumla kaplasın istiyordum. Kafamı nereye çevirirsem çevireyim, onunla ilgili izlerle karşılaşmayı deli gibi arzuluyordum. Bu yüzden bahçe, çalışma odamın penceresinden bakılınca görünüyordu. Çiçekler solar ki en beteri krizantemlerdir; gece boyu mükemmeldir ama sabah sararır, solar, görmek istemeyeceğiniz bir hal alırdı.

"Ne de olsa..." Henry'ye baktım; gözlerini kâğıda dikmişti. "...biz de ona kralımızı veriyoruz." Yüzündeki ifadeden alay ettiği apaçık belliydi. "Ayrıca kraliyet ailesinin kesin karar daha belli değil. Yani..." Biraz mahcup halde gözlerini kaçırdı. "...başka kararlar da verilebilir." Eminim o başka kararlar bundan fazlasıyla beterdi.

"Bu naçizane fikir..." Pencerenin önüne geçtim. Ellerimi ise arkamda birleştirmiştim. "...arşidüşese Gloria'ya ait?"

Henry'nin iç çektiğini duydum. "Annem bazen çok ileri gidiyor."

"Ay büyücüsü eğitmeni ne durumda?" Çeyiz saçmalığını bir kenar ittim.

"Ayarladım. Leydi bu konuda çok çalışıyor." Sana bin defa dedim! Leydi, değil leydim! Henry'nin cümlesi üzerine gülümsedim. Açıkçası Jasmin'den kaçıyordum... Neden mi? İlk beraberliğimizden sonra çocuk olmuştum. Nasıl yine kendimi göz göre göre böyle bir duruma sokarım ki? Evet, Jasmin için zehir de içerdim, ama bu, farklı bir konuydu. Korkunç canavarlarla savaşıp hayatta kalmayı beceren kral, kadının gücü karşısında çaresizdi. Hem kadının gücü hem de cazibesi kralı esir alıyordu. Hoş... o esirlik için kral bir ömür verirdi.

Gözlerim yeniden masanın üzerindeki kağıtla karşılaştığında gülümsemem silindi. Altını bol çeyiz konusunu nasıl halledeceğimi düşünsem iyi olurdu.

Büyülenmiş ZamanTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang