4. ☘︎-küçük bey?☘︎

429 64 22
                                    

Karşımda gördüğüm beden şuan beni şoka uğratıyordu. Hareket etmeden saniyelerce kapının eşiğin de dururken Jungkook'un sesleri kulağıma sinek vızıltısı gibi geliyordu. Bana bakması, gözlerini bir yarıştaymış gibi kırpmayışı ellerimi titretmişti.

Bu yüzden hemen ellerimi yumruk yapıp bakışlarımı ondan çektim. Yanında gelen ondan kısa olan beden koltuğa oturmuş Jungkook'a bir şeyler söylerken bakışları benimle buluşmuştu.

Neden buraya geldikleri bilmediğim bedenler beni şuan dumura uğratıyordu.

"Bebeğim bu kişiler seninle pazarda tanışmışlar, seninle konuşmak istiyorlarmış." annemin sesi oturma odasın da yankılanırken tekrar bakışlarım sesime kötü ve kirli diyen adamı buldu.

Gözlerim tekrar hatırladıklarımla anında kısılıp, kaşlarımı çatmamı sağlarken dudaklarında ki hafif tebessümü fark ettim. Resmen karşımda gülümsüyordu, bu da sinir kat sayılarımın fırlamasını sağlıyordu.

İyice kaşlarım çatılırken yanıma yaklaşarak elini kaldırıp kaşlarıma götüreceği sırada başımı hemen başka yöne çevirdim. Bu sırada annem sesime kirli diyen adamın yanın da getirdiği o adamla konuşuyor ve kıkırdıyordu.

"Buraya böyle gelmek istemezdim." karşımda yüzümü çevirdiğim beden ilk bir kaç saniye duraksayarak elini indirip bir kaç kelime söylemişti. Ben de bu yüzden başımı tekrar ona doğru çevirip güzel mahallenin kızlarının görse hemen aşık olacağı yüzüne baktım.

"Ne şekilde tanışmak isterdin adını bile bilmediğim ama herkesin içinde sesime kirli diyen bey?" annemin duymaması için kısık ses tonumla konuşmamla sadece bir kaç saniye içinde annem seslenmişti.

"Bebeğim çay yapıp getirir misin misafirlerimize ve bize?" gülümseyerek sorduğu soruyla önümde ki bedenden uzaklaşıp bir şey demeden hemen arkamı döndüm.

Arkamdan geldiğini bildiğim halde bir şey demeyerek mutfağa gelip çaydanlığı elime aldıktan sonra suyun altın da çarkalamaya başladım. Çaydanlığı güzelce temizleyip vakit kaybetmeden hızlıca ocağa bir demlik su koyup derin bir nefes alıp verdim.

Bu sırada arkamdan gelerek kalçasını masaya yaslayan tanımadığım bedenle ona doğru dönüp parmağımı kaldırarak yavaşça ona yaklaştım.

"Neden geldin bilmiyorum ama git buradan. Senin sesime veya bana bir şey demeni bir kez daha dinleyemem." diyerek elimi indirip yumruk yaptım.

Gururumu zedelemişti sözleri ve o bunu bilmediği halde evime gelmişti. Arkamı dönüp sinirlerim iyice artış gösterirken seslice ofladım, işin kötü tarafı onun yüzünden uyuyamıyor şuan çay yapıyordum.

Bir elimi banyodan çıktığım için dalgalı sarı saçlarımın arasına daldırıp arkama dönerek adım atıp tezgaha gideceğim sırada bileğime sarılan eli hissetmemle duraksadım.

"Öfken bir hafta da dinmedi mi küçük bey?" diyerek soru yönelten adamla bileğimi onun elinden çekmeye çalıştım, ama sadece boşuna güç sarfedip omzumun açılmasını sağlamıştım.

Omzuma ilişen gözleriyle duraksarken bakışlarının saniyeler içinde bütün vücudumda gezindiğini hissettim. Adamın karşısına saten şort ve tişörtle çıkarsan olacağı bu olurdu da bol tişörtün omzumdan kayması son noktaydı. Bileğimi sertçe onun elinden çekerek ondan kurtarıp omzumu hemen kapadım.

"Adını bile bilmiyorum neden öfkeleneyim sana sen kimsin?" diyerek sorusunu kestirip attım.

"Gururunu zedeleyen, sesini beğenmeyen tek kişiyim. Tuvalette isteyerek aldığın ceketin tam olarak sahibiyim." konuşmalarına oranla yavaş bir hızda vücuduma yaklaşıp üzerime eğilmesiyle put kesilmiştim.

HeartfeltHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin