4| Papatya

287 153 433
                                    

"Ellerin kışı bahar eder mi?
Tutuşunca yüreğimi örter mi?
Ey ruhuma kır alemi papatya,
Beni böyle koyup gitme olur mu?"
(HiraiZerdüş-Papatya)

*4.Bölüm: Papatya*

Bir kaç dakika ikimiz de konuşmadık. Sessizliği bozan ben oldum.

"Çok geçmiş olsun Ateş. Annenin durumu nasıl?" Durdu. Birkaç saniye gözlerimin içine baktı. Acıyla yutkunduğunu gördüm. Gözleri dışarıya daldı. Buğlem'i gördü, dudaklarını araladı bir şey söyleyecek gibi oldu, sonrasında vazgeçti. Gözlerini geri bana çevirdi ve ardından soruma cevap verdi.

"Yoğun bakımda, durumu hâlâ ciddi." Düz bir sesle söylemişti cümlesini. Tekrardan sustu gözleri tekrar dışarıya daldı tekrardan gözlerini Buğlem'e dikti, ardından konuşmaya devam etti. "Dışarıdaki kız, arkadaşın mı? Az önce yanındaydı."

"Evet arkadaşım, senden bahsetmiştim ona. Yanına geleceğimi duyunca o da gelmek istedi geçmiş olsuna." diye yanıtladım sorusunu. Çok geçmeden o da konuştu. "Geçmiş olsuna mı geldi yoksa senin tek gelmeni istemediğinden mi?" Müneccim misin be adam bu nasıl tahmin!

Bozuntuya vermeden onu cevapladım. "Fark eder mi ki?" saniyesinde cevap verdi ve ben öylece kaldım. "Bilmem," Bozuntuya vermeyeceğim diyen Lavinya'nın iki saniyedeki muhteşem değişimi diye manşetlerde olmam gerekiyordu benim bu cevaptan sonra. "Evet, benim tek gelmemi istemediği için geldi. Başka soru?" Aptal mısın kızım çocuğa başka soru denilir mi? Of Lavinya off! "Yani bana güvenmediğinden?" Heh aynen sende devam et soru sormaya zaten, mükemmel ya.

"Ne güveni Ateş? Daha tanışmadınız bile?" dedim. Yarı utangaç halimle. "Anlattığını söylemiştin?" dediğinde çok geçmeden konuşmaya başladım. "Anlatmak ile olur mu bu? Tanışmanız gerekir önce." dediğimde anlamsız gözlerle bana bakıyordu.

Ama bu bakış benim korkuyla titrememe sebep olmuştu. Sanki istemeden bir şey yapmıştım ve bu onu üzmüştü diye düşünürken annesinin yoğun bakımda olduğu aklıma geldi ve o yüzden üzgün olduğunu anımsayınca konuşmaya devam ettim.

"Buğlem de annem gibidir. Görüp tanımadığı birine güvenmez. Bir de annem ile babam şehir dışına gitmeden beni ona emanet edince böyle geleceğim diye tutturdu işte. Bende kabul ettim."

"Emanete sahip çıkıyorum moodları yani." dedi. "Aynen, onun gibi bir şey. " diyerek geçiştirdim onu. "İyiymiş," Hafif bir tebessümle onu onayladığımda Buğlem'i beklemeye koyulduk.

Yukarı çıkmak için Buğlem'in telefonla konuşmasının bitmesini bekliyorduk. 2-3 dakika sonra konuşması bitti ve yanımıza geldi.

Buğlem Ateş'e bakıyordu adım atamıyor çekiniyor gibiydi, gözlerini bana çevirdi ve ona karşı hafif tebessüm ettim. Çekinmemesi için bu ona karşı ufak bir yardımdı. Buğlem de önce yutkundu ardından elini Ateş'e uzatarak;

"Merhaba ben Buğlem, Lavinya'nın arkadaşıyım. Çok geçmiş olsun. Nasıl şu an annen? " dedi. Hızlıydı evet. Hepsini tek nefeste söyledi. Normalde bu kadar çekingen olmayan Buğlem şuan Ateş'ten çekiniyordu. Ateş gözlerini Buğlem'e dikti Buğlem ise gözlerini Ateş'ten kaçırdı. Bunları bölen şey Ateş'in sesiydi.

"Bende Ateş, tanıyorsun zaten. Memnun oldum. Annem, yoğun bakımda durumu aynı." diye yanıtladı. Buğlem birkaç saniyede olsa Ateş'e döndü ve tekrardan aynı şekilde gözlerini kaçırdı. Yutkundu ve konuştu.

ÖLÜM ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now