6| Eskisi Gibi

140 94 39
                                    

"Eskiler özlenir.
Ölüm girmediyse araya,
tekrar da yaşanabilir.
Daha güzelleriyle belkide..
Ama ölüm varsa,
ölüme ne çare.."

*6.Bölüm:Eskisi Gibi*

Buğlem ile aramızdaki sorunu hallettikten sonra eve doğru ilerlemeye başladık. Yolda müzik dinledik, konuştuk, gülüştük..

Eskisi gibiydik. Ateş'ten önceki biz gibi. Ateş hayatıma girdiğinden beri sanırım Buğlem'i bayağı ihmal etmiştim. İsteyerek olmasa son bir ayda onu boşladığımın farkındaydım ve şuan bunu düzeltmek için elimden geleni yapıyordum. Başarıp başaramayacağımı bilmesem bile..

Eve vardığımızda Burçin Abladan güzel bir fırça yedikten sonra film izleme kararı aldık. Burçin Abladan izin aldık ve bize geçtik. Annemlerin şehir dışına çıkalı 1 hafta olmuştu ve sürekli ya Buğlem bizde ya da ben onlarda kalıyordum. Bu gece de Buğlem bizde kalacaktı.

Saat 14:00'e geliyordu. Biz ise tam bir saattir ne yapacağımıza karar veremiyorduk. Birden aklıma bir şey geldi. Hızlı bir şekilde yerimden kalktım ve televizyon kumandasını alıp televizyonu açtım.

"Noldu, ne yapacaksın kuzum?" dediğinde ona döndüm ve hafif bir gülümsemeyle cevap verdim. O ise oturduğu yerden bana bakıyordu. "Madem bugün eskiye dönmek için ilk adımları attık. O zaman başlayalım." dediğimde bana bakıp o da gülümsedi.

"Serdar Ortaç." dedi ve sonra devam etti. "Serdar Ortaç mı dinleyeceğiz?" dedi. "Gerçekten şuan bunu mu yapacağız." dedi. Sanki biraz tedirginlik, biraz korkuyla.

Evet anlamında kafamı sallarken konuşmaya başladım. "Tabiki de, neden bu kadar şaşırdın ki? İstemiyor musun yoksa?" dedim. "Hayır hayır istiyorum tabiki de, sen emin misin bundan? En son hastalığından önce dinlemiştik."

Buraya eskilerden hiçbir şey yazmak istemiyorum. Bu yüzden size şimdilik hastalığımdan bahsetmeyeceğim. Her neyse. Buğlem'in dediği olayın üzerinden yaklaşık 6-7 sene geçmişti. Uzun bir süreydi bu fakat benim hayatımdan 3 sene çalındığından bana biraz hızlı geçmiş gibi gelmişti. Belki de bayağı...

"En son hastalığın olduğu zaman dinlemiştim ben. Hatırlıyor musun bilmiyorum ama sen sesini duyunca bile sinir krizi geçirmiştin." diyerek meraklı gözlerle bana baktı. Ağzımdan laf almaya çalışıyordu. Bu gayette belliydi. Bir süre durdum ve onun merakını gidermek için cevap verdim.

"Yarım yamalak." dedim. "Tam değil her şey silik." diye devam ettiğimde tamam amlamında kafasını salladı. "Peki buna rağmen hâlâ dinlemek istiyor musun?" dediğinde onun tekrardan aynı şeylerin olmasından korktuğunu anladım. Gözlerindeki ve sesindeki o korkuyu hissettim.

"Eskiden olmuş olan bir olay yüzünden yıllardır yaptığımız bir aktiviteden vaz mı geçeceğiz? Bu kadar çabuk mu olacak yani?" dedim. Gözlerimin içine baktı. "Korkuyorum." dedi. "Tekrardan öyle olmazsın değil mi?" diye devam etti. "Nazan Teyze de yok şimdi, tek başına ne yapacağımı bilemem ki ben." dediğinde sesinde bir titreme oluştu.

"Ne ben eski benim ne de sen eski sen." dediğimde yutkundu. "Ben eskisi gibi o şekil tepki vermem, sende eskisi gibi benden korkmazsın." dedim. "Anlaştık mı?"

Evet anlamında kafasını salladı. Ardından bana doğru gelip birden sarıldı. Sarılırken bir şeyler mırıldandı. "Keşke hep eskisi gibi kalsaydık. Annem yaşıyor olsaydı. Evet belki sen hastaydın, zor zamanlardı senin için ama en azından mutluyduk." dedi. "Mutluyduk değil mi?"

ÖLÜM ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now