11. BÖLÜM
Eskiye dair sevdiğim şeyler sadece antika arabalar ve sisli çocukluk hatıralarımla sınırlı değildi. Aynı zamanda eski Türk dizilerine de bayılırdım. Bazen keşke hepsi uzun soluklu olsaydı da keyifle izlemeye devam etseydik diye düşünürdüm ama her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi onların da sonu geçmişte kalmıştı.
Avrupa Yakası'ndaki Burhan Altıntop'un Makbule'yle uğraşmasından tutun da Elveda Rumeli'nin Sütçü Ramiz'ine kadar hatırlardım bazı ayrıntıları. Hatta yetimhanede öyle zamanlar gelirdi ki kendimi o karakterlerin içinde bulur, sırf küçük çocukları mutlu edebilmek için taklitlerini yapardım. O eski dizileri izlerken çok küçüktüm belki ama hâlâ anımsardım hissettirdiklerini.
Şimdiler de ise televizyonu açmaya bile yeltenmiyordum çünkü her kanalda aynı muhabbet, her akşam aynı senaryonun başka şekilde anlatılmış ve farklı karakterlere yansımış halini görüyordum. Gördüklerim ya evlilik programı oluyordu ya da patron-çalışan ilişkisiyle harmanlanmış dizi senaryoları. Açıkçası bunaltıcı derecede iticiydi. Tüm bunları hissederek sürekli kanalları zaplamamın nedeni ise koca bir hafta sonunu evde bir başıma geçiriyor olmamdı.
Devrim amca önemli hastaları olduğu için henüz eve gelmemişti. Esma Hanım sabahtan bir arkadaşına gitmiş sonrasında ise Zehra teyzeye biraz gecikeceğini haber etmişti. Senem ise... Ah, Senem ise şu herkesin abarttığı partinin çoktan yolunu tutmuştu. Üstelik o hiç de hoşlanmadığım Damla cadısıyla birlikte gitmişti.
Tüm gün oldukça abartılı bir şekilde o partiye hazırlanmıştı Senem. Hafta içinde benden habersiz bir şekilde Esma Hanım'la alışverişe çıkmış, sırf bu parti saçmalığı için yeni bir elbise almıştı. Ayrıca sabahın erken saatlerinde Damla gelmiş ve beraber kuaföre bile gitmişlerdi. O kıza pek güvenmesem de Sevda Hanım'ın sözleri her daim kulağımda çınlıyordu. Senem benim malım değildi. Çocukluğumuzu birlikte geçirmiş olsak da onun önüne taşlar atarak arkadaş edinmesine engel olamazdım. Bu yüzden göz yumuyordum o kızla takılmasına. Fakat yine de tüm bu parti olayını abarttığı için ona kızgındım ve bunu dile getirdiğimde ise hayatında ilk defa gerçek bir partiye katıldığı için her şeyi abartacağını söylemişti. Yine ağzımı açıp tek bir kelime dahi edemedim. Öylece kapıdan gidişini izledim. Gitmeden önce onunla gelmem için yalvarmış olsa da o partiye ayak basmayacağımı ısrarla dile getirdim. Sonunda ise zaten pes etmişti.
Israrlarını üzerime yağdıran kişi sadece Senem değildi. Aynı zamanda Gökçe de partiye gelmem için sürekli mesaj atmış ve beni ikna etmeye çalışmıştı. Fakat Senem'i bile geri çevirirken ona taviz veremezdim. Bu yüzden tavrımı sürdürdüm ve o da sonunda geri çekilmek zorunda kaldı.
Televizyonu kapatarak elimdeki kumandayı sehpanın üzerine bırakıp uzandığım koltuktan kalktım ve mutfağın yolunu tuttum. En azından Zehra teyze evdeydi ve onunla vakit geçirmek partiden çok daha keyifli olabilirdi.
"Yardım lazım mı?" diye sordum mutfak kapısının eşiğine yaslanarak. Göz ucuyla bana bakmış olsa da kaşlarını çatarak yapmış olduğu tarhana çorbasını karıştırmaya devam etti. Zehra teyze de partiye gitmediğim için kızgındı. O yüzdendi bu tavırlı halleri ama en azından ona derdimi anlatabilmiştim. Halimden anlayacağını düşünmüştüm ama görüyorum ki yine yanılgı içerisindeydim.
"Bari sen yapma be Zehra Sultan! Anlattım sana."
Sızlanarak mutfak tezgahına yaklaşmış ve bir tabureye oturmuştum. Bir elimi yumruk yaparak çeneme yasladığımda o da tencerenin kapağını kapatıp başındaki yazmayı düzeltti.
"Ama gitseydun belki de eğlenurdun ha benim kara kuzum."
"O zengin çocukların arasında eğlenemem ben. Vallaha bak!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTUP YILDIZI 1
Teen FictionKUTUP YILDIZI SERİSİNİN İLK KİTABI 'KUTUP YILDIZI 1 YENİDEN WATTPAD'DE SİZLERLE!