wicked games, taennie | daddy issues

ilk görüş

Öncelikle herkese selam kizlarimm 💘

Size daha öncede bahsettiğim bu kurguyu erkenden salmak istedim. Umarım ilginizi çokça çeker ve yorumlarda bol bol eğleniriz.

Bu kitapta yaş farkı olacak. Jennie 19, Taehyung 27 yaşında. En baştan uyarımı yaparak girmek istedim. Yaş farkından rahatsızlık duyan kişiler lütfen kurguyu okumasın kimsenin sinirleri bozulmasın. Çünkü saçma sapan yaş farkı yorumları görmek istemiyorum.

Daddy Issues açıklaması yapmayacağım çoğu kişi biliyor bilmeyen de Google'dan rahat bir şekilde ne olduğuna bakabilir.

Şimdiden heyecanlandim bu yuzden burayi patlatiyoruz anlastik miiiiiii

sizleri kocaman öpüyorum iyi okumalar✨

you're the man
but i got the power.

°

"Hey! Bırakın onu!"

Avazımın çıktığı kadar tüm cesaretim ile bağırdığımda bir grup serseri bana odaklandı. İstediğim şekilde dikkatlerini çekebildiğim için hoşnut olsam da şu saniyeden sonra ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu, plansız haraket ediyordum.

"Güzellik, senin buralarda ne işin var?" Aralarında en iri olan, ağzında sigarasını tutarken kelimeleri geveleyerek konuştu.

Aralarına alıp zorbalık yaptıkları baş belası arkadaşım Changkyun nasıl bu adamlara bulaşmıştı bilmiyordum. Garip hareketleri sonrasında gelen arama ile yanımdan ayrılışı tüm şüphelerimi uyandırdığı için onu takip etmiştim ve şimdi, şüphelerimde haklı çıktığım gözler önündeydi. Benim sesimi duyan Changkyun korku ile gözlerini büyüttü. "Jennie! Git!"

Adımlarımı onlara doğru atıp yaklaştım. Benimle konuşan adamın yüzüne iğrenir bir biçimde bakmaya devam ettim, o ise iğrenç bir sırıtışla oldukça mide bulandırıcı duruyordu.

"Bırakın onu."

Changkyun'un yakalarından tutan adam benim yüzüme bile bakmaya tenezzül etmeden Changkyun'u duvara doğru resmen fırlattı. "Ah, bak bıraktım." Dalga geçer gibi güldüğünde sinirle soludum. Acıyla kıvranan Changkyun'un seslerini görmezden gelmeye çalışarak soğukkanlılığımı korudum.

"Şimdi polisi arayacağım. Artık gerisini siz düşünürsünüz."

Telefonumu sımsıkı elimde tutarken ekranı açmamla beraber telefonun elimden alınışı bir oldu. "Polis yok bebeğim... Polis olur mu hiç? Bu ortama yakışır mı?" İri olan ellerini uzatıp saçlarıma dokununca refleks olarak eline vurdum. "Ups... Birkaç saç teli yüzüne geldi diye düzelteyim dedim. Yemeyeceğim seni."

Aralarında en kısa boylu olan iğrenç bir ses tonuyla konuşarak beni baştan aşağı süzdü. "Yenilebilir aslında."

Tam ağzımı açıp cevap vereceğim sırada bir motor sesi doldu kulağıma. Tam yanımızda durup kaskını çıkaran adam saçlarını iki yana savurup bu grubun arasında bir hayli yabancı olan bana baktı, ardından iri olana. Bir cevap bekliyordu.

"Sanırım şu piçin arkadaşı."

"Düzgün konuş Changkyun ile!"

Motorcu olan gözlerini bana dikti. "Kes sesini ve git burdan."