tartışma

2.2K 291 500
                                    

sınır: 350+ yorum

i don't wanna know,
if you're playing me
keep it on the low.

°

Kim Taehyung. Bu adama karşı, sabaha kadar bildiğim tüm küfürleri bir bir sayıp sayıştırmıştım. Gözüme girmeyen uyku, göz altlarımda hafif morlaşmanın sebebi. Göz çevrem hafif kızarmış ve gerçekten de yanmaya başlamıştı.

"Jimin de orda."

Changkyun'un telefondan gelen sesi beni sakinleştirmeye yetmiyordu.

"Yani?"

Verdiği nefesi, hoparlörden hışırtılı bir şekilde çıkarken devam etti.

"Seninkinin de orda olması çok doğal kızım. Ne olursa olsun onların ekipten biri. Hepsi arkadaş."

İçimde büyüyen huzursuzluk ile ne düşünmem gerektiğini kestiremiyordum. "O halini görmeliydin. Tamam, endişelenebilir ama çok farklıydı. Anla işte. Beni duymayacak, görmeyecek kadar farklıydı."

Changkyun da ne diyeceğini bilememiş olmalıydı ki uzunca telefonda bekledi, tek bir kelime etmedi. "Bak, diyecek hiçbir şey bulamadın sen de."

"Bu konuyu açık bir şekilde konuşup ona sormalısın."

Bunu yapmam gerektiğini ben de biliyordum. Yapacaktım da, ne zaman olursa olsun karşısına oturup aklımdaki her soruyu soracaktım.

"Eğer kendisine ulaşabilirsem konuşacağım."

"Telefonu açmıyor değil mi?"

"Aynen öyle."

Şarjı bitmiş olabilirdi ama beni düşünse bir şekilde çocuklardan birinden arayıp ulaşabilirdi.

"Her neyse Changkyun, senin de kafanı şişirdim."

"Saçmalama."

Kapı sesiyle birlikte aceleyle konuştum. "Geldi, kapatıyorum." Telefonu kapattıktan sonra oturduğum yerde kaldım ve istifimi dahi bozmadım. Sabahın yedisi ve ben tatil günlerinde bu saatte asla uyanık olmam.

"Erken uyanmışsın." Taehyung benimle dalga geçiyor olmalıydı.

"Uyumadım." Ciddi bir ses tonunda, gözümü gözüne değdirmeden söyledim.

"Telefonumun şarjı bitti, arayamadım." Sesi bitkin geliyordu.

Patlamaya hazır bomba gibiydim. Vücudumdaki o sıcaklığı ve enerjiyi dibine kadar hissediyordum.

"Jimin'den arayabilirdin."

"Aklıma gelmedi."

Yanıma oturmadı. Elindeki ceketle ayakta dikilmeye devam etti.

"İyi, aferin."

Bıkkın bir şekilde nefesini dışarı üfledi. "Sonra konuşalım olur mu?" Sesi alçak, üzgün ve bitkin. Sinirimi bozmuştu.

"Şimdi konuşacağız Taehyung." Onun geçiştirmesini bekleyemezdim.

"Jiyeon hastanede, dediğim gibi. Onun yanına gittim ve şarjım bittiği için seni arayamadım. Arayacak halde de değildim zaten. Olay bu. Boşuna bu durumdayken basit bir olayı karmaşık hale getiriyorsun."

wicked games, taennie | daddy issuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin