wicked games, taennie | daddy issues

beraber yaşam

bir suru yorum bekliyorum haberiniz olsunn ona gore 💘💘

one love, two mouths
one love, one house.

°

Tüm eşyalarımı zorlukla topladıktan sonra Taehyung'un evine geldik. O, hala valizlerimi taşıyordu, ben ise elimdeki ayıcıkla onu bekliyordum.

Elinde tuttuğu büyük iki valizle daha geldiğinde yorgunlukla derin bir nefes verdi.

"Cidden bu kadar eşyayı kullanıyor musun?"

Sevimli görünmeye çalışarak başımı salladım.

"Şu o kadar ağırdı ki bir an öleceğim sandım."

Bahsettiği valizde kitaplarım vardı. Kendisi benim yardımımı istemeyip burda kalmamı söylemişti.

"Yani dört valiz. Çok da fazla değil."

Şaşkınlıkla bana bakıp kapıyı kapattı. Valizlerin hepsini kalacağım odaya götürdü.

"Burdaki dolaba yerleştirebilirsin, benimkinde yer yok çünkü."

"Zaten burda kalacağım, burası da benim odam."

Garip bir şekilde yüzüme baktı. "Burda, bu yatakta?" Başımı sallayarak onu onayladım.

"Ben beraber uyuruz diye düşünmüştüm."

Onu biraz gıcık etmekte sorun görmedim. Omuz silkip valizimi açtım ve yerleştirmeye başladım. Kapının pervazına yaslanmış beni izliyordu.

"Bu yatak hiç rahat değil bu arada. Haberin olsun yani."

Onun göremeyeceği tarafa dönüp gülümsedim. "Sıkıntı yok, değiştiririz."

"Imm... Pekala."

Odadan çıktı ve rahatça yerleşmem için beni yalnız bıraktı. Yaklaşık iki saatin sonunda tüm eşyalarımı yerleştirdim.

Yorgunlukla salonda oturup televizyon izleyen Taehyung'un yanına attım kendimi. Başımı dizine koyacak şekilde uzandım. Anında eliyle yanağımı okşadı.
"Bitti mi?"

"Evet ama ben de bittim."

Gülümsedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı. "Masaj yapayım mı? Yorgunluğa birebir."

Pekala, buna asla hayır diyemezdim. Hem de Kim Taehyung'un ellerinden bir masaj.

"Çok güzel olur."

Başımı kaldırdım, o da ayağa kalktı ve uzanmam için alan açtı. Yüzüstü uzandım ve vücudumu rahat bıraktım.

Askılı cropumun açıkta bıraktığı omuzlarımdan başladı. Dokunuşu bir yandan rahatlatırken bir yandan da rahatsız ediyordu. Rahatsız ediyordu çünkü etkileniyordum, vücudum geriliyordu. Fazlasıyla güçlüydü.

"Ah!"

"Pardon, fazla sıktım."

Yavaş yavaş sırtıma indi. Tanrım, dokunuşları o kadar tahrik ediciydi ki masajın rahatlatması gerektiği yerde kaskatı kesiliyordum. Belimin açıkta olduğu yere değdirdi ellerini bu sefer. Pekala, buraya kadar iyi dayanmıştım. Yerimde kıpırdandım, bunun üzerine bir de bana kızmıştı.

"Yerinde durur musun artık?"

"Sen de yavaş yavaş dokunmasan mı artık?"

Bunu demem üzerine hareketini durdurdu.
"Ha ondan yani."