maison

3.9K 408 534
                                    

sınır: 200 oy, 300 yorum.

i'm falling, you watching me fall.

°


"Okulun açılmasına iki gün kaldı."

Changkyun sıkıntıyla nefesini dışarı verip saçlarını karıştırdı."Bıktım ya. Bok varmış gibi mühendislik tercih ettim."

"Sen değil, ailen tercih etti." Ağzıma üzümlerden bir tane attım. O da kucağımda duran salkımdan bir tane kopardı ve ağzına attı. "Doğru."

Changkyun'un ailesi beni uzun zamandır tanıdığı ve sevdiği için okul olduğu halde görüşmemize karışmıyorlardı. Onlar beraber olduğumuz zamanlar ders çalışıyoruz sanıyorlardı fakat tam tersi. Kitap yüzü bile açmıyorduk. Tıp okumaya başlayacağım için beni tipik inek öğrenci profiline sokmuşlardı. Bu da bizim işimize geliyordu.

"Jimin'le nasıl gidiyor? Bayağıdır konuşmuyoruz."

Jimin konusunu nedense bana pek anlatmıyordu, özellikle son günlerde.

"Konuşmuyoruz."

Şaşkınlıkla ona döndüm. "Neden?"

Omzunu silkti ve üzümden birkaç tane daha alıp ağzına attı. "Hislerimi küçümsedi. Sadece takılmaya devam etmek istediğini ve ciddi olmamasını söyledi."

Açıkçası Jimin'den de bu hareketi bekliyordum. "Sen ne dedin?" Bana baktı ve güldü. "Siktirip gitmesini söyledim."

"Helal lan!" Omzuna vurdum gülerek. O ise pek gülmüyordu şu an. "Üzüldüm Jennie. Tamam, içten içe bunu ben de biliyordum. Beni velet gibi görüyordu, takılmak istedi. Yine de iyi vakit geçirdiğimiz için bir şeylerin değişebileceğine dair umudum artmıştı. Aşırı aptalım."

Kucağımdaki tabağı sehpaya bırakıp sarıldım ona. "Yakışıklısın oğlum, elini sallasan ellisi. Niye Jimin yani? Yerden bitme zaten."

Geri çekildiğimde gözleri dolmuştu. Gerçekten onu üzdüğü için Jimin'in yanına gidip onu bir güzel dövebilirdim.

"Hep sen onun etrafında dolaştın, bunu hak etmedi. Tamam, başta üzülmen normal ama emin ol zaman geçtikçe alışacaksın."

Akmaya başlayan birkaç göz yaşını eliyle hızlıca sildi. "Gerçekten de tek amacı yatağa atmakmış. Zaten bunu biliyordum, açıkça da belli etmişti. Salaklık bende, ben kendime kızıyorum. Sevdiğim için izin verdim, kabul ettim."

Changkyun hep saf duygusuyla hareket edip en sonunda zarar gören o kişi oluyordu. Birden ayaklandım.

"Ağlamak yok, partilemek var. Kalk ayağa, gidiyoruz."

"Nereye?"

Birkaç kez gittiğimiz bir gece kulübü vardı. "Maison'a." Kolundan tutup onu kaldırdım. "Kendine gel, saçını başını yap banyoda, hadi." Changkyun'u itekleye itekleye zorla banyoya soktum. Ben de odama gidip gece kulübüne uyacak şekilde seksi sayılabilecek lila bir mini elbise giydim. Makyajım zaten yapılıydı.

Odamdan çıkıp Changkyun'un yanına gittim. Saçlarına nasıl iki dakikada fön çekmişti bilmiyordum ama güzel duruyordu.

"Sikerler, bugün sarhoş olacağım Jennie. Nasıl oldum?"

wicked games, taennie | daddy issuesWhere stories live. Discover now