3 Mayıs 2019 Harry Styles

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


3 Mayıs 2019 Harry Styles

"Ayana gömleğimi bulamıyorum. Nerede?"
"Ben senin odana bile girmedim nereden bileyim?" Gömleğimi bulmuştum fakat en alttaki çekmecedeydi.
"Ayana!" Tanrım belim iki gündür ağrıyordu ve eğilemiyordum.

Üstünde mutfak önlüğü ve boynuna sardığı şal ile odama girmişti. Boynu tamamen morarmıştı. Ben morartmıştım. Yanlış anlamayın öpücüklerimle morarttım. Morarmış boynu ile geldiğinde çekmecelerden birinde bulduğum şalı vermiştim. Sanırım şal eski sevgilim Camille'e aitti.

"Efendim Harry?"
"Gömleğim en alt çekmecede verebilir misin?" Bir süre bana öylece baktı.

Neye dalıp gittiğini anlamak için üstüme baktım. Gömlek olayından dolayı unutup pantolon giymemiştim. Tabii bu nedenle karşısında boxer ile duruyordum.

"Beğendin mi?" Gözlerini bir süre dövmelerimde gezdirdikten sonra kendine gelmeye çalışır gibi kafasını iki yana salladı.

"Ha… Şey. Ben pardon bir an da öyle. Neyse ben sana gömleğini vereyim." Gömleği elime tutuşturduktan sonra adeta odadan fırladı.

Yüzü domatese dönmüştü ve çok komik duruyordu. Bu halini izlemeyi ne kadar istesem de Jeff ile buluşmam gerekiyordu. Aşağı inip anahtarlarımı aldım.

Ayana yemek yaparken onun yanına yaklaştım. Fakat tam yanağını öpecekken bir anda kafasını çevirdi ve dudağını öpmüş oldum.

O an ki heyecanla panikleyip görüşürüz bile diyemeden kapıyı arkamdan kapattım. Gidip tekrar öpse miydim acaba ya? Neyse akşam eve gelince öperim zaten camdan far görmüş tavşan gibi bakıyor.

Tatlı kız aslında. Bu zamana kadar tanıdığım kızların toplamından on kat daha iyi hatta. Önceden tanısam muhtemelen hayatımın aşkı diyebileceğim bir potansiyeli var.

Otoparka arabayı park edip asansöre yürüdüm. Allah'tan burada paparazzi yoktu. Dördüncü katın düğmesine basıp aynadan kendimi inceledim bir süre.

Göz altlarım morarmış ve göz torbalarım çıkmıştı. Birkaç gün önce bebek ilk tekmesini atmıştı fakat ben kaçırmıştım. Bu yüzden Ayana benim evimde bir günlüğüne kalacaktı ve bebeğin tekme atmasını bekleyecektik.

İşler umduğumuz gibi gitmemişti ve bebek biz stüdyoda şarkı kaydederken tekme atmıştı. Sanırım sesime karşılık vermişti. Ben o sırada çoktan Jeff'in dairesine girmiştim bile.

"Hoş geldin dostum. İçecek bir şey ister misin? Ayana da yolda zaten geliyor. Oradan Alessandro'nun yanına gideceğiz."

Üçüncü kahveme geçmiştim ki zil çaldı. İçeri adımını atar atmaz "Kahve kokusu alıyorum hem de bol kafeinli. Kim içiyor kahve?" Kahve bardağını elimden alıp Jeff'e verdi.
"Ben kahve içemiyorsam sen de içmeyeceksin." Koyduğu kurallardan biriydi bu.

Hamilelik boyunca yapamadığı şeyleri ben de yapmayacaktım. Böylece biraz da olsa ona destek olabilecektim. Ama kahve konusunda bayağı bir ısrar etmişti.

"Olivia'nın menajeri ile konuştum. Olivia Met Gala'ya davetiye almış fakat katılmayacak. Gala'ya zaten Harry ev sahipliği yapacak. Siz gala'ya beraber gideceksiniz. Harry'nin kıyafeti hazır. Ayana'nın ölçüleri alınacak ve ona uygun olacak kıyafet ile ilgili konuşacaksınız. Hazırsanız çıkalım?"

Jeff şoför koltuğuna ben de hemen yanına oturmuştum. Ayana ise arka koltuğa oturmuş ve bacaklarını uzatmıştı. Kısa eteği neredeyse beline kadar açılmıştı.

Kulağına kulaklık takmıştı ve eteğini fark etmemişti bile. Arkamı dönüp elimi bacağının üstüne koydum. Dokunuşum irkilmesine neden olmuştu ve bacağını hafif kendine çekmişti.

Uzanıp eteğini düzelttim. Otoparka park ettikten sonra arabadan inip asansöre yürüdük. Elini elime kenetlemiştim. Şu sıralar ruhumu iyileştiren tek şeyin o olduğunu  fark etmiştim.

Onunla vakit geçirmek bile tükenmiş enerjimi arttırıyordu. Gergin bir şekilde elimi sıktığında ona döndüm. Gerginliğini anlıyordum çünkü bende gerilmiştim.

Şarkıcılık kariyerime başlayalı bir hayli olmuştu fakat hala bu ortamlara alışabilmiş değildim. Ve popüler olmanın getirdiği berbat ortamdan Ayana'yı ve bebeğimizi korumak istiyordum fakat bir anda ağzımdan benimle Gala'ya katılmasını istediğimi söylediğim cümle çıkmıştı.

Ayana'nın Ağzından.

"Jeff'ten senin bir fotoğrafını istedim ki sana göre nasıl bir elbise tasarlamam gerektiğini anlayayım." O sırada asistanları da kumaş örneklerini getiriyordu.

"Harry'nin takımı siyah. Görmüşsündür belki. Ama ikiniz de siyah giyerseniz biraz iç karartıcı olabilir. İlk önce ölçülerini alalım. Daha sonra elbisenin şekline ve rengine karar veririz. 3 günümüz var. Hızlı karar vermemiz gerekiyor. Kızlar bana yelpazemi getirin lütfen bulamıyorum hiçbir yerde."

Yaklaşık iki saat sonra Harry Gala'da giyeceği takımı göstermek için yanıma gelmişti. O sırada benim de ölçülerim alınıyordu. Siyah dantelli organze gömleği, altında ise siyah pantolonu vardı. O kadar iyi görünüyordu ki.

Alessandro hemen lafa atlayıp,
"Ooo, prensimiz prensesini kontrol etmeye mi geldi acaba?" demişti. Harry ise onaylayıp yanıma gelmişti. Alessandro yanımızdan ayrılmıştı. Harry bir sandalye çekip oturmuştu ve kucağına beni çekmişti.
"Harry ne yapıyorsun bir gören olacak."

Kalkmaya yeltendiğimde geri oturttu. Hayır yani ya bizi gören biri olsa ne diyeceğiz?
"Bak sana ne diyeceğim. Hiçbir şeyden çekinme olur mu? Biliyorum böyle pahalı şeyler istemiyorsun ama benim sana hediyem. Şimdi arkana yaslan ve bu anın tadını çıkar."

Beni biraz daha kendine çekip saçlarımı öpmeye başladı. Nereden çıktı bu yakınlık? Sonunda ayağa kalktığımızda eteğimi düzelttim. Harry hızlıca önümde eğilip karnımı öptü.

"Bugün kimsenin görmemesi gereken şeyleri çok yapmaya başladın Styles."
"Bir şey olmaz. Hem doktor ne dedi? Bebeğimize onu sevdiğimizi göstermeliymişiz." Evet gerçekten doktor böyle söylemişti.

Harry o sırada doktorun dediklerini ses kaydı alıyordu. Her neyse. Konuşmamız Alessandro'nun odaya girmesi ile son buldu ve hızlıca birbirimizden ayrıldık.

Katın diğer ucundaki bölüme gitti. Orada biraz daha vakit geçirdikten sonra Alessandro beni stüdyoda gezdirmeye karar verdi.

"Burada tasarımcılarımızın ofisi var yan tarafta da dikim ofisi var." Anı kalması için bir yandan videoya çekiyordum. Alessandro kameraya el sallayıp konuşmasına devam etti.

"Elbisen iki gün sonra teslim edilecek fakat maalesef ki önceden denemek ve tekrar dikmek için ya da rötuş yapmak için zamanımız yok." Biraz daha gezdikten sonra yanımıza Harry geldi. Oradan ayrılıp arabaya bindik ve eve gittik.

857 kelime.

Lover || Harry StylesWhere stories live. Discover now