ch-28

1.6K 166 333
                                    




hyunjin:
bebeğiiimm
güneş açtığına göre
sen uyanmışsın🌞
günaydınn💛

felix:
hyunie yicem seni 🥺
günaydıınnn bebeğim💛

hyunjin:
kahvaltı yaptın mı?
bugün boşsan birlikte yapalım diyecektim

felix:
duş falan aldım
kahvaltıyı yapamadım daha
sende mi yaparız bende mi?

hyunjin:
duş almışsın üşütme sen
ben gelirim

felix:
tamam aşkım🥰


hyunjin pov

sabah uyandığım gibi minik civcivimi özledim. haftanın beş günü birlikte olabilirdik ama ben her günümü onunla geçirsem bile güzel tatlımsı kokusunu, gülümsemesini, çillerini görmeyi özlüyordum. bulmuşum böyle güzel bir çocuğu bırakır mıyım hiç peşini?

üstüme grimsi tişörtümü geçirip saçımın iki yanını arkaya doğru bağladım. hava sıcaktı bu yüzden evden çıkarken üstüme bir şey almadım.

bu felix'in evine ilk gidişim değildi ama içeri ilk girişim olacaktı. daha önce okuldan evine kadar yarım saat yürümüştük, sırf daha fazla göreyim diye kırk takla attığım günlerden birinde yani.

otobüs durağı ikimizin tam orta noktasındaydı, yaklaşık on dakikalık bir mesafe vardı. telefonumu ve cüzdanımı masadan alıp evden çıktım. apartmanın yan tarafında mini market vardı, kahvaltılık bir şeyler almak için içeri girdim. bebeğim hazırlamak için zahmet etmesin, kıyamam ben ona.

peynir, kaşar falan derken lolipopta aldım. felix buna bayılıyordu. özellikle şeftalili olana. ve dudaklarındaki şeftali tadını almaya da ben bayılıyordum.

aklıma bunun gelmesiyle gülümsedim. bugün o tadı tekrar alacaktım hemde doya doya. ilk zamanlar çok utangaç olsa da şimdi o da beni öpmeyi alışkanlık haline getirmişti. bu bizim aramızda 'seni özledim' 'seni seviyorum' demenin kısa yöntemiydi. seviyor musun? öp. özledin mi? öp.

marketten aldıklarımı poşete koyduktan sonra hızlıca sokağa adımladım. birazdan koşmaya başlarsam hiç şaşırmayın, çok özledim diyorum.

7-8 dakika sonra felix'in evinin önüne gelmiş, zilini çalmıştım. kapıyı yüzünde gülümsemeyle, elinde spatulayla açmıştı.

"hoş geldin birtanemmm" güzel dudaklarını öne doğru uzatınca gülümseyip öpücük kondurdum.

"bebeğim sen uğraşma diye gelirken bir şeyler almıştım ben, niye zahmet ettin?" elimdekileri almaya çalışmış ama vermemiştim tabi ki.

"zahmet olmadı, hem pankek ne kadar zahmet verebilir?"

felix'i takip etmiş mutfağa kadar peşinden gelmiştim. elimdekileri masaya bıraktıktan sonra o da bana yardım edip poşettikleri çıkarmaya koyuldu.

"ya lolipop bile almışsın, hemde şeftalili!"

"canım çok çekmişti o yüzden aldım." üzülmüş gibi bir ifadeyle bana döndü.

aşıklar durağı, hyunlix ✓Where stories live. Discover now