Bölüm 2

507 346 251
                                    

Uyarı❗: kitabımın herhangi takliti ve ya çalınma durumunda adli işlemler başlatılır.

Düzenlememde en büyük yardım eden sevgili Querencia_suden her şey için teşekkür ederim ♥️

İyi okumalar

BÖLÜM 2
𝙷𝚊𝚢𝚊𝚝ェ𝚖𝚍𝚊....

𝚈𝚊𝚜̧𝚊𝚍ェ𝚖, 𝚜𝚎𝚟𝚍𝚒𝚖, 𝚔𝚊𝚢𝚋𝚎𝚝𝚝𝚒𝚖, 𝚘̈𝚣𝚕𝚎𝚍𝚒𝚖, 𝚒𝚗𝚌𝚒𝚗𝚍𝚒𝚖, 𝚐𝚞̈𝚟𝚎𝚗𝚍𝚒𝚖, 𝚑𝚊𝚝𝚊𝚕𝚊𝚛 𝚢𝚊𝚙𝚝ェ𝚖...
𝙰𝚖𝚊 𝚎𝚗 𝚌̧𝚘𝚔 𝚍𝚊 𝚘̈𝚐̆𝚛𝚎𝚗𝚍𝚒𝚖...

Havanın dondurucu soğukluğu vardı bu gün. Soğuk hava yeniden tüm İstanbul'u esir almıştı.Güzelim İstanbul, bu soğuk, insanın içini titreten havanın etkisi altında olduğu için çaresiz durumdaydı. Sanki güneş yer yüzünden bıkmış ve bulutların arkasında saklanmıştı bir daha çıkmamak üzere.

Soğuk, sadece bu güzel, heybetli şehri, İstanbul'u değil, benim bedenimin her hücresini de esir almıştı. Vücudum, bu dondurucu soğuğun karşısında aciz kalmış bir şekilde kıvranıyordu. Bitap düşmüştüm buz gibi soğuğa karşı. Başlarda hafif hafif esen rüzgar gittikçe daha çok hızlanıyor, soğuyor, ortalığı kasıp kavuruyordu. Ve yüzüme sert bir şekilde tokat atıyordu adeta, öyle hissettiriyordu. Bu soğukluğun karşısında nefes almak bile insana zor geliyordu. İliklerime kadar hissediyordum soğuğu ama adımlarımı yine de, meydan okurcasına hızlandırmıyordum. Esir alınmış İstanbul sokaklarında yavaş adımlarla ilerliyordum.

Ben zaten kafamın içinde dönüp dolaşan düşüncelerimle büyük savaşın içerisinde yaşamıştım. Beynimde karmaşalara sebep olan bu düşünceler, verdiğim mücadeleler beni hiç bir zaman korkutmamıştı, korkutamamıştı. Yaşadıklarıma o kadar alışmıştım ki, artık olanlar benim canımı bile yakamıyorlardı.Hayat durmadan beni zorluyor, bana benim soğuğa meydan okuduğum gibi meydan okuyordu. Hep beni yıkmak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Canımı acıttıkça acıtıyor hiç insaf etmeden, adaletsizce canımı yakıyordu. Beni ayakta tutan ne biliyor musunuz? Ben bu savaşta kazansam da, kaybetsem de hep gülümsedim, gülümsemeyi, mutlu olmayı bildim. Bazı insanlar kaybedince üzülürlerdi, küserlerdi mızmız bir çocuk gibi ben ise öyle biri değildim, üzülmemek için içimde binlerce savaş veriyordum, savaşımın sonucu da hep bir buruk gülümseme oluyordu. Bu savaşta bana yardım eden birisi bile yoktu. Tek başımaydın, yalnız bir asker gibiydim. Ruhum etrafı tuzaklarla, tehlikelerle, düşebileceğim çukurlarla, incinebileceğim tümseklerle dolu bir meydanın ortasında kalmıştı. Herkes durmadan beni yıkmak için can atıyordu. Ellerine geçen her fırsatı değerlendiriyor, bunu yaparken çekinmiyorlardı.Ama tek bir şeyi unutuyorlardı. Ben yıkıldığım yerden kalkmayı da bilirdim. Kendi yaramı sarmayı da bilirdim. Ve bu yüzden her savaşın ardından kazanarak çıkardım, her tarafım yara bere olsa bile. Savaş hasar almadan bitmiyordu belki fakat yenilgiyle de bitmiyordu...

Ben bu savaşlar içerisinde çoktan kendimi kaybetmiştim. Ben zaten bunca yıl hiç bir zaman kendim olamamıştım. Acı bir cümle, değil mi? Kendim olamamak... Bana da acı geliyordu ama ne yapabilirim işte, engellenmiştim.Kendim olmama bile izin vermemişlerdi ki. Yüzümde bir maskeyle yıllarca farklı senaryoları oynamıştım. Bir oyuncudan farksızdım. Doğaçlama bile yapamazdım, metnin dışına çıkamazdım.

Ben mutluluğu sevdiğim adamda bulmuştum. Sevdiğim adamın benim yüzümden artık bana güvenmemesi, bana bir şey olsa yarım edip yüzüme dahi bakmaması, bana neden onu bıraktığımı sormaması beni yıkmıştı. Bana mutluluğu, sevgiyi, aşkı ve güveni öğreten o adam, o akşam yaşanan olayı bilse asla kendini affetmezdi. Ama bilen o değildi, bu olayı bilen bendim. Bu olayı kafasından çıkaramayan, boşluğa bakarak bunları düşünen bendin, o ise bihaberdi tümünden. Ona o adamın infaz emri verilmese bile o adamı öldürüp cehennemde de başında dururdu. Tesis tarafından kendine verilen cezayı da umursamazdı.

Sessizliğimde Kayboldum (Düzenlenmede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin