3》I Did It For Love | Minsung

529 78 37
                                    

Minho, tüm odağını masasının üzerindeki kağıtlara vermiş, dikkatlice inceliyordu. Lian Chen'in elinden kurtardığı çocuklar şu anda Minho'nun himayesi altındaydı ve Minho, kurtardığı tüm çocukları gelecekte ekibine katılmaları için eğitiyordu. Toplamda 76 çocuk kurtarmıştı fakat hedefine ulaşmak için yeterli bir sayı değildi.

Minho'nun ekibi genelde diğer mafyalardan çalardı, bu yüzden kurtardıkları çocukların eğitim, sağlık ve diğer tüm giderleri için kendi kasalarından herhangi bir harcama yapmaları gerekmezdi.

Kurtardığı çocukları bir esir olarak değil de, küçük kardeşleriymiş gibi yetiştiriyordu. Çocukların iyi eğitim almaları, bolca eğlenmeleri, her daim sağlıklı olmaları gibi konular Minho için fazlasıyla önemliydi.

Dışarıdan bakıldığında Minho'nun çocukları kurtarması, içindeki şefkat duygusu yüzünden sanılabilirdi. Ne yazık ki gerçek sebep basit duygulardan kaynaklı bir şey değildi. Minho, iyi yetiştirdiği çocukların kendisine ihanet etmeyeceğini çok iyi biliyordu. Babası, tüm ekibini bu şekilde yetiştirmiş ve başarılı olmuştu. Minho da kendi ekibi için bu taktiğin üzerinden ilerliyor ve başarılı olmayı umut ediyordu. İhanet edenler yok muydu? Elbette vardı. Ancak Lee ailesine baş kaldıran ve ihanet edenler hayatta kalamazdı, o tesiste kalan herkes bunu iyi bilirdi.

Minho'nun şefkatli davrandığı tek an, arkadaşlarıyla birlikte olduğu zamanlardı. Minho'nun taş kalbini pamuğa çevirebilen sadece 6 kişi vardı şu hayatta. Onlara olan sevgisini davranış olarak belli edemiyor olsa bile, bakışlarıyla edebiliyordu. Gözler yalan söylemezdi.

Minho her seferinde, aralarındaki bağın fiziksel etkileşimlere ihtiyaç duymadığını söylüyordu. Yine de dakikalarca süren ''Fizikselliğe ihtiyaç yok.'' temalı konuşmalara dayanamıyor ve arkadaşlarının sarılmalarına sıkıca ve uzunca olacak şekilde karşılık veriyordu.

Kim bilir belki de Minho'nun huzurlu hissedebildiği tek yer, yalnızca arkadaşlarının sıcak kollarının arasıydı.

Masasının üzerinde duran saati kontrol etti, gece yemeği saati gelmişti. Gece yemeği; askeri çalışma programındaki bir öğündü. Bu programdaki öğrencilerin gece beslenmesi gerekiyordu çünkü tüm gün boyunca antrenman yapıyor olacaklardı.

Gün içinde yemek yemeye fırsat bulamayan ekip üyeleri ise öğrencilere katılarak karınlarını rahatlıkla doyurabiliyordu. Tesistekiler, yemeğe başlamak için Minho'yu bekliyordu, bu davranış ona saygı duyduklarının bir göstergesiydi.

Elindeki kağıtları masanın ikinci çekmecesine koyduktan sonra çekmeceyi kilitledi. Önce lavaboya sonra da yemekhaneye doğru yol aldı.

Yemekhaneye girdiğinde herkes ayağa kalktı ve ona selam verdikten sonra tekrar yerlerine oturdular. Minho arkadaşlarının olduğu masaya ilerledi, gördüğü şey ile birlikte kaşlarını çattı. Changbin ve Chan'ın elleri sargılıydı büyük ihtimalle kırıkları vardı, yüz ifadesini bozmadan yerine oturdu.

''Minik kırıklar var fakat sorun değil. Çabuk iyileşeceğiz yani.''

''Sormadım.''

Cidden de umursamıyor gibi duruyordu.

Gözleri masanın üzerindeki yemeklerde gezindi, tabağına baktığında midesi bulandı. İşkence ederken sergilediği davranışlar aklına geldi, şu an tabağında duran eti görmeye dayanamıyordu. Ağzını kapattı ve hızla yerinden kalkıp lavaboya doğru gitmeye başladı. Chan ve Felix onun hemen arkasından giderken, Changbin'in sür sesi yemekhanede yankılandı.

''Yemeye başlayabilirsiniz, afiyet olsun.''

Lavaboya girer girmez kusmaya başladı, sabahtan beri aç olduğu için midesinden çıkan şeyler sudan başka bir şey değildi. Tüm vücudu titremeye başlamıştı, nefret ediyordu kusmaktan. Chan, Minho'nun arkasına geçti ve düşmemesi için onun titreyen bedenini sıkıca kavradı. Minho, kusmaya devam etmeyeceğini anladığında ağzını ve yüzünü yıkadı.

I Did It For Love | MinsungWhere stories live. Discover now