40

1.3K 139 57
                                    

" Kadir, kıpkırmızı olmuşsun."

Eliyle alnını yoklayınca Kadir geri kaçtı.

" Dokunma."

Dokunma seni de kirletirim.

" Abi ben çıkıyorum."

" Dur len. Yine manitonla mı konuştun?"

" Abi, deme şöyle."

Ali utanırken Remzi kardeşinin kafasını kolunun altına alıp saçlarını karıştırdı. Bu görüntüyle ürperdi Kadir. Çok tanıdık gelmişti bu sahne.

" Benim birader büyümüşte matitosuyla konuşuyormuş he."

Abi kardeş şakalaşırken fazlalık hissetti kendini Kadir. Bu iki kardeşe pisliğini bulaştırmadan gitmeliydi bir an önce. Yollar açılır açılmaz gidecekti.

Akşam olduğunda Ali abisine haber verip dışarıya çıktı. Kadir'se daha iyi hissediyordu kendini. Sandığının aksine kırık çıkığı yoktu. Hastanelik bir durumu olmadığını da anlamıştı. Evine gidip delirmemesi için bir nedeni kalmamıştı artık.

" Kadir, sen ne iş yapaysun. Hiç anlatmadun?"

" Polisim ben."

Sesinden bile anlaşılıyordu mesleğiyle gurur duyduğu.

" Vayy. E nasul olduda düştün sen suya?"

" Remzi girmeyelim hiç oralara."

" Eyvallah girmeyelum o zaman. Benum Ali de gitti mi saatlerce gelmez. Bu karanlıkta ne halt ediyor kim bilur. Kesin balıkçı Cezmi'nun kardeşuyle manitolar bunlar. Bizim uşakta tam kapalu kuti. Ser verup sır vermiyor."

"Senin tam tersin yani."

" Eh bizumda dilumuzun kemiğu yoktur ne diyeyim. Valla bana insan olsun karşusuna geçer günlerce çene çalarum ."

İkisi de güldü bu dediğine.

Kadir şuursuzca tebessümüne dokunmak istedi adamın. Eli ondan habersiz kalktı yanından. Ne yapmaya yeltendiğini farkedince oturduğu yerden fırladı.

" Ben bir hava alacağım."

" Ula. Ne havaymuş bu be. Giden gidene."

Remzi ardından söylenirken Kadir kendini buz gibi soğuğun içine attı. Onu ancak bu hava kendine getirirdi.

Remzi'nin büyüsünden kurtulur kurtulmaz yaptığı aymazlık bir tokat gibi çarptı yüzüne. Ne yapıyordu o böyle? Gerekirse yürüyerek çekip gitmiş olmalıydı bu zamana kadar.

Garipsedi Kadir. Kendine ters bir sürü şey olmuştu ama tetiklenmemişti. Ne oluyordu ona. Bu kadar kolay mıydı gerçekten her şey?

Kabullenmek bu kadar basitse Kadir bu hale gelmeden neden kabullenememişti? Bunca şey boşuna mı yaşanmıştı. Bunca can boşuna mı yanmıştı yani.

Kadir saçlarını yola yola ilerledi. Nereye ğittiğini kendi bile bilmiyordu. Tek istediği Remzi'den uzak olup aklını başına almaktı. Tüm savunması yerle bir olmuştu.

Duyduğu sesle kulakları dikildi birden. Eli beline gitti. Silahı olmadığı aklına gelinde ses çıkarmamaya dikkat ederek ilerledi.

Bu saatte kim böyle bir yerde olurdu ki?
İlerledikçe sesler belirginleşti.

" Alim, kurban olduğum."

Fısıltıyla söylenen sözler Kadir'i beyninden vurulmuşa döndürünce biraz önce duyduğu seslerin öpüşme sesi olduğunu anladı. Ve tekrar başlamışlardı öpüşmeye.

DOĞUR KENDİNİ _GAY- TamamlandıWhere stories live. Discover now