1.0

11.7K 363 345
                                    

Selaaaaaamm bomba gibi bir bölüme hazırmıyızzz??

Öyleyse sizii uğurliyim çünkü okuyacaklarınız bir tık şaşırtabilirrr.

Herneyse minik yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmuyoruzzz.

İyi okumalar dilerim küçük askerlerrr 🐥

🍓

15 Ağustos/Pazartesi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

15 Ağustos/Pazartesi

Sahtelikler, sahte insanlar ve bolcada sahte simalar, hayatım tam olarak sahteydi.

Ben kimdim? Babası tarafından zorla kötü olmuş bir Çilek mi? Yoksa herkesin güler yüzlü tanıdığı Alisyamıydım?

Merdivenlerden inerken arkamda bıraktığım sanki bir ucu çıka çıka cehenneme kadar uzayacak yolamı yoksa, aşağı doğru inen bir cennet mi?

Sanırım bunların bir cevabı yoktu, topuklu ayakkabılarım zeminde sesler çıkarırken güçlü olduğumu varsayıyordum yada öyle zannediyordum.

İçeride nelerin beni beklediğini bilmediğim odaya girmek için ilk adımımı atmış, kapıya tıklamıştım. İçeriden gir sesi gelirken kapıyı çok nazik olmayacak bir şekilde açtım ve içeri girdim.

Adımlarım odaya bir çığlık gibi düşmüş insanları bana çeviriyordu.

Toplantı odasındaki herkes beni teker teker süzerken, baş koltuğa oturmuş olan ihtiyarın tam karşısındaki diğer baş köşeye geçtim.

Kurumuş olan dudaklarımı ıslatırken gözlerimi toplantı odasındaki üyeler ile buluşturmadan saçlarına aklar düşmüş olan ihtiyara odaklandım.

"Hoşgeldin Çilek!" dediğinde mırıltıyla, "Hoşbuldum ihtiyar"dedim, İhtiyar yüzündeki hiç solmayan gülümseme ile beni izliyordu, ona kaç kere bana Çilek dememesi gerektiğini söylemiştim ama anlamıyordu, bacağımda hissettiğim dokunuş ile Yankıya döndüm.

Yüzündeki erkeksi sırıtışı ile beni izliyordu, onu göz devirip bakışlarımı ihtiyara geri çevirdim, "Konuşucakmısın ihtiyar? yoksa gideyim mi?!" yerinde hafif doğrularak bir kez öksürdü ve konuşmaya başladı.

"Bu seferki görevin zor Çilek!" dediğinde anlamaz gözler ile bakışlarımı sürdürüyordum, "Görevim nedir?"diye sordum, sesimde merak vardı, birazcıkta nefret.

"Bu seferki görevin bizim düşmanımız olan adamın askerini tuzağa çekmek"dedi ve öksürdü, siktir diye bir küfür savurdum, "Ne askeri ihtiyar?!" dedim sinirle.

"Karaca Avşin, 25 yaşında bir asker çok zeki bir adam, ayrıca üst düzey bir asker"dediğinde aklıma gelen soru ile söze atladım, "Nasıl üst düzey bir asker?" yüzündeki tebessüm ile bir yere odaklandı, "Normal askerlerden daha üstün, daha bilgili ve daha zeki"dediğinde oflayarak elimi masaya vurdum.

Çilek Reçeli | TextingWhere stories live. Discover now