3. Bölüm "ESİR"

3.9K 136 6
                                    

- Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


- Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın -

İyi okumalar dilerim.

▪︎▪︎▪︎

Hayat düğümlenmiş bir ipten başka bir şey değildi. Eğer düğümleri açmayı başarabilirsen hayatın güzel giderdi. Her şey sorunsuz olurdu. Ama açamazsan... O zaman üzerine kara bulutlar çökmeye başlardı.

Yanında tek bir kişi bile yokken o düğümle bakışmak belki de hayatından bir on sene götürürdü. Yanında biri varsa ise o senin için o düğümleri açardı zaten.

Benim yanımda kimse yoktu.

Annemde yoktu babamda. Tek bildikleri beni azarlamak, işlerini yaptırtmaktı. Severler miydi beni; belki bir ihtimal.

Annem her gün arıyordu yalan yok. Hâlimi hatırımı sormadan yapamazdı. Yine de bana yaptıklarını unutturmuyordu. Bazen telefonlarını hiç açmak istemiyordum ama elim cevaplama tuşuna gidiyordu işte.

Onunla konuşmadığım beşinci gündü. Beni aradığı ama ulaşamadığı beşinci gün. Kimseyi de arayamazdı başka. Arkadaşım yoktu çünkü. Öylece ben ona cevap verene kadar beklemekle yetinmek zorundaydı.

O zamana kadar ömründen ömür giderdi, bilirim. Ancak bu sefer elimde olan bir şey yoktu. Şu dakika aramasını görsem aklım istemese yüreğim ister, o aramayı cevaplardım.

Beşinci günün sonunda evden ona görünmeden çıkıp etrafı incelerken düşünüyordum bunları. Çünkü şimdi bir kez daha anlıyordum ki kurtulma gibi bir ihtimalim yoktu.

Yol çizgisinin bile belli olmadığı bu yerde ağaçlardan başka bir şey yoktu. Sağa gitsem orman, sola gitsem orman... Evet, araçların geçebileceği kadar boşluklar vardı. Ancak bu yollardan hangisinden geldiğimi nereden bilebilirdim?

Buradan o beni götürmeden gitmem imkânsızdı. Belki de artık bu yüzden emindi kaçmayacağımdan. Çünkü kaçamayacağımı biliyordu.

Kriz geçirdiği günden bu yana ayrılmaz olmuştuk. Kahvaltılarımızı beraber yapıyor, yemeklerimizi beraber yiyorduk. Hatta bazen canım çok sıkıldığı için onu spor yaparken izlemeye bile gidiyordum.

O anlamıyordu ama onun her hareketini aklıma kazıyordum. Tabii en çok da onu izlemek bir zevk hâline geldiği için izliyordum. Kum torbasına vurdukça gerilen kaslarını, hızlıca yumruklarını geçirirken genişleyen sırt kaslarını...

Vücudumda bir kıpırtı hissederken kollarımı birbirine dolayıp kollarımı sıvazladım. O anlarda olduğu gibi yine vücuduma bir titreme gelmişti.

Birden arkamdan belime sarılan kollarla olduğum yerde korkuyla sıçrarken kafamı beni saran kolların sahibine çevirdim.

"Melikşah?" Şaşkınlıkla adını tonladığımda yüzündeki ciddi ifade de bir değişim olmadı.

SARMAŞIK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin