İş yemeğinden günler sonra, İstanbul 2017.
"Ne yaptık dedin?"
Oldukça yüksek çıkan bu sesi bastırma umuduyla gözlerini patlattı genç kadın. "Şışşt! Sessiz ol biraz."
Sude hemen kapıya doğru baktı, ardından yeniden arkadaşına çevirdi gözlerini. "Erhan mı öptü? Neden? Nasıl oldu? Anlat hemen!"
Ceyda aklına gelen an ile hafifçe gülümseyerek bakışlarını kaçırdı ve oldukça kısık bir sesle, "Ben öptüm," dedi. Sesi o kadar alçaktı ki Sude duyduğunun doğru olduğundan bir süre emin olamadı. "Ne dedin sen?" dedi bunu onaylamak için. "Doğru mu duydum?"
"Muhtemelen doğru duydun."
Genç kadın birden sevinç çığlıkları atmaya başlayınca Ceyda ne yapacağını şaşırdı. Çok ama çok ses çıkarıyordu. Dışarıdan duyan biri onun canını aldığını düşünebilirdi. "Biliyordum ya! Sen eskiden de onu sevmiştin Ceyda sadece bunu kabul etmedin."
"Eskiyi karıştırmaya gerek yok..."
Sude hemen toparladı ve, "Haklısın, önemli olan şu an. Ve şu an birbirinize deli gibi aşık olmanız," dedi heyecanla. Bu kadar mutlu olması Ceyda'yı gülümsetti. Sanki yazdığı masal gerçekleşiyor, o da bunu izliyordu.
Ceyda Türk kahvesinin son yudumunu içtikten sonra, "Sevgimin boyutunu bilmiyorum ama onu görmeyi çok sevdiğimi biliyorum," dedi yavaşça. Erhan için bunun oldukça yeterli olduğunu da biliyordu. Sanki onun uçsuz bucaksız sevgisi ikisine de yetecek gibiydi. Bunu hissetmek ne garipti.
"Benim bildiğim şeyse gözlerindeki heyecanı uzun zamandır görmediğim."
İki arkadaş birbirine baktı. Sude gerçekten çok mutluydu. Erhan'a bu iş için birini tanıdığını, o kişinin de Ceyda olduğunu söyleyen oydu. Eşi ile konuşurken tesadüfen birini aradıklarını duymuş ve anında olaya müdahale etmişti. Görüyordu ki bu müdahale tam da beklediği sonucu doğurmuştu. Aslında Ceyda Erhan'ı en başından beri seviyordu, ancak bunu kendine asla itiraf edememişti. Bakışlarından anlıyordu arkadaşının hislerini. Erhan'ın yoğun duygularından kaçmak daha kolay olmuştu onun için. Hayat ikisini tekrar bir araya getirene dek kaçmayı başarmıştı da.
Kapının tıklatılmasıyla kısa süren sessizlik dağıldı. "Gelin," dedi Ceyda sakince. O sırada Sude de kahvesini hemen bitirdi. Kapı açılınca büyük bir çiçek buketiyle yüzünü kapatarak içeri giren kişi iki genç kadını da 32 diş gülümsetti. Kapıyı kapattıktan sonra çiçeği aşağı çeken Erhan, Sude'yi görünce biraz şaşırdı ve telaşlandı. "Ah, merhaba Sude. Şey ben müsait olduğunu düşünmüştüm. Sonra-"
"Hayır, gitmene gerek yok buket adam. Ben de kalkıyordum," dedi Sude ve sırıtarak ayağa kalktı. Aynı sırıtışla Ceyda'ya baktıktan sonra, huzurlu bir iç çekti ve kapıya doğru ilerledi. Erhan'ın yanına geldiğinde kulağına eğilip sessiz olmaya çalışarak, "Aferin," dedi ve odadan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aradığınız Aşka Şu Anda Ulaşılamıyor
General FictionCeyda iş gezisi için gittiği Moskova'da yıllardır aradığı aşkı bulur. Ancak ülkeye geri döndüğünde birbirleriyle iletişim kuramayıp ayrılırlar. Aradan geçen beş yılın ardından Ceyda, hayallerindeki adamla şans eseri karşılaşır. Ancak bu düşündüğünd...