neon moon

3.5K 423 238
                                    



Konuşmamızın ertesi günü sabah cidden aşırı uykuluydum. Normalde uyuduğumun saatin 2 saati geç uyuduğum için normaldi...

Konuşacağımız şeyi söylememe rağmen yine de konferans salonuna gelmemi istemişti. Bu defa ne konuşacağımızı merak ediyorum doğrusu.

İlk ders şaşırtıcı bir şekilde hızlıca geçmişti, Jisung'a Hyunjin'in çağırdığını ve gitmem gerektiğini söyledim. Sıramdan kalkıp hızlıca en üst kata yol aldım. Vardığımda salonun kapısı kapalıydı, Hyunjin'in henüz gelmediğini düşündüm. Yine de kapıyı tıklatıp emin olmak istedim.

" Gel içeri. "

Kapıya yaklaştığımda içeriden Hyunjin'in sesini duymuştum. İçeri girdiğimde yine koskoca salonda sadece o ve ben vardık.

" Günaydın Jeongin, nasılsın? " diyip gülümsedi.

" İyiyim sanırım, ders çok sıkıcıydı... " dedikten sonra iç çektim.

" Bizim de öyle, matematikti... "

" Sabahları hiçbir ders eğlenceli değil... Her neyse, ne konuşacaktık? "

" Beni takip et. " diyip hızlı adımlarla sahneye doğru yürümeye başladı.

Sahneye çıktıktan sonra sahne arkasına ilerledi. Tamamen sahne arkasına girdiğimizde bir sürü müzik aleti bizi karşıladı.

" İşte burası, önümüzdeki iki ders için iznini aldım merak etme. Bugün biraz çalışma yapacağız, aceleye getirmek istemem ama festivale 2 ay kadar bir süremiz var... " dedikten sonra gitarların olduğu bölüme ilerledi.

" Sorun değil, ne kadar erken başlarsak o kadar iyidir! "

Heyecanla konuştuğumda gülümsedi, güldüğünde gözleri de gülüyordu resmen.

" Şimdi, çalmayı düşündüğümüz şarkılardan bahsedeceğim. Eğer eklemek veya çıkarmak istediğin bir şey olursa fikrini belirtmekten çekinme. " diyerek söze başladı.

8 şarkıdan bahsetti, hepsi sert ve rock odaklıydı. Birçoğunu biliyordum ve dediği gibi şarkıların ana enstürmanı bateriydi. Öğrenmem zor olmayacaktı çünkü birkaçı dışında hepsi aynı tempoda giden şarkılardı.

" Bu sene en çok süreyi bize verdiler. Diğer grupların 20-30 dakikası olacak, bizim ise yaklaşık 45 dakika. Son yılımız olduğundan eğlenmek adına çok şarkı sıkıştırmadık, ama hala ekleyecek süremiz var. İstediğin bir şarkı var mı? " dediğinde kafamda birçok şarkı çaldı, ancak hiçbiri konsepte uymuyordu.

" Sanmıyorum, düşündüklerim konseptimize uygun değil. Bu yüzden eklemesek daha iyi olur. " diyip etrafımdaki enstürmanlara bakmak için ayaklandım. Tam arkamdaki piyanoya yaklaştığımda Hyunjin konuştu:

" Cigarettes After Sex mi istiyorsun? "

Arkamı döndüğümde Apocalypse şarkısını mırıldanmaya ve kucağındaki gitarla hafifçe çalmaya başlamıştı.

Gözlerini bana çevirdi ve sessiz bir mırıltı çıkardı sorusunu cevaplamam için: " Hm? "

" İ-İsterim tabii ancak dediğim gibi uymuyor. Sorun değil, biz beraber çalarız daha sonra. " diyip gülümsedim.

Benim istediklerimi yapmaya çalışması hoşuma gitmişti. Gitarını kenara bırakıp yanıma yaklaştı.

" Neden uymasın, uydururuz sen istiyorsan. Sadece ne istediğini söyle. "

" Hyunjin, yapmana gerek yok... Hem dinleyiciler de beğenmez bence, herkese uyan bir şey değil. Onlar eğlenceli şeyler için geliyorlar. "

" Jeongin, onlar ne söylesek dinleyecekler bu yüzden çok düşünme. Sen istiyorsan ekleyeceğim. "
diyip arkasındaki masada birkaç kağıtla uğraşmaya başladı.

" Bilmiyorum, grup arkadaşlarımızla da konuşmalıyız, ondan sonra kararlaştıralım. " diyip konuyu erteledim.

" Peki... Öyleyse şunu sorayım, başka enstrüman çalmayı biliyor musun? "

" Biraz piyano biliyorum, hatırladığım birkaç parça var. " diyip piyanonun başına oturdum.

" Harika! Bu çok işimize yarar. Bildiğin bir şeyi çalabilir misin? "

İlk öğrendiğim parça olan Beethoven'dan Moonlight Sonata'yı çalmaya başladım.

Bitirdiğimde Hyunjin minik bir şekilde alkışlamıştı, bunu yaptığında gülümsedim.

" Müthişsin Jeongin, çok yeteneklisin! Bu yeteneğini de kullanacak bir yer bulacağım. Benim önümde ne kadar rahat çaldın fark ettin mi? "

Evet, aslında doğruydu. Hiç nefesim kesilmedi, kalbim hızlı atmadı ve ellerim terlemedi. Normalde çok yakın olmadığım birinin karşısında çalmaya çalışsam küçük ataklarımdan birini geçirirdim.

" Daha başlamadan ilerleme kaydettin Jeongin, tebrik ederim! "

" Teşekkürler... " dediğimde yanaklarımın kızardığını hissediyordum...

" Neden kıpkırmızı oldun? Fobinden dolayı mı? Yoksa burası çok mu sıcak, havalandırmayı açayım mı? " diyip sağ üst köşedeki havalandırmaya doğru yöneldi.

" Hayır, ondan değil. Sen öyle övgü yağdırınca oldu biraz... " dediğimde kıkırdadı, yine gözleri kayboldu.

" Çok şirinsin Jeongin... " diyerek saçlarımı karıştırdı.

" Bugünlük bu kadar olsun, süremiz bitmek üzere zaten. Akşam şarkı listesini mesaj olarak atarım, bakarsın birkaçına. Hadi aşağı inelim. " dediğinde sahne arkasından çıktık.

Sınıflarımız aynı kattaydı, ancak farklı yöndeydi. O sağa ben sola yöneldiğimde birbirimize el sallayıp sınıflarımıza girdik.

Derslere girmediğimden gün hızlı geçmişti. Öğle yemeği vakti yemekhaneye indik. Boş, uzun bir masaya yerleştik.

O sırada Hyunjin ve arkadaşları da geldi, Hyunjin beni gördüğünde el salladı ve gülümsedi, ben de gülümseyerek karşılık verdim.

Jisung ve Felix birbirlerine bakıp sırıttılar, ne demeye çalıştıklarını anlamıştım... Koyu bir sohbete dalıp sessizce yemeğimizi yerken masamızın başına birkaç kişi toplandı.

Arkadan gelen Hyunjin de masaya yaklaştı ve konuştu:

" Bugün sizinle takılabilir miyiz? "


Cas aşkımı bırakamayacağım...

Umarım beğenmişsinizdir, oy verip yorum yapmayı unutmayın ! ^^

drummer,, hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin