drummer,, hyunin

after hours

Chan ve Seungmin, ne?

—

"Siz... ne yapıyorsunuz?"

Beni fark eden Seungmin stresle Chan'ın yanından ayrılmış, yanıma ilerlemişti.

"Jeongin! Neredeydin?"

"Konferanstaydım ama buna gerek yok. Siz ikinizin burada ne işi var?"

Chan, Seungmin'in ardından yavaşça kapıda olan benim yanıma gelmişti. Boğazını temizleyip konuşacakken Seungmin lafa atladı, "Ödev hakkında konuşuyorduk."

"İyi de farklı sınıftayız, nasıl ortak ödeviniz var?"

Seungmin yalan söylemeyi hiç beceremiyordu...

"Hoca ödevi söylemem için beni görevlendirdi, o yüzden."

"Hmm, öyle olsun bakayım." diyip sırıtmıştım. Konunun ödev olmadığı belliydi, çünkü oldukça yakın duruyorlardı. Ayrıca ödev olsa özellikle Chan ile konuşmazdı herhalde.

"Bahçeye inelim." demiştim Seungmin'i koridora çekerek. Merdivenlerden inerken en son arkamızda kalan Chan'ın sırıttığını ve sınıfına ilerlediğini görmüştüm.

"Yalnızlıktan memnunsun sanıyordum Seungmin." diyip kıkırdadım.

"Alakası yok, ödev hakkında konuşuyoruz dedim ya."

"Yaa, olduğunuz durum onu göstermiyordu. Baş başa, koskoca sınıfta, mis."

"En azından konferansta öpüşmüyoruz."

"SİZ ÖPÜŞÜYOR MUYDUNUZ YANİ?"

Yavaş ve streslice bana dönmüştü, ecel terleri döküyordu resmen.

"Hayır."

"Yalan."

"Şaka yaptım cidden."

"Tamam diğerlerine söylemeyeceğim."

Yalvarırcasına olan bakışları muhtemelen dediklerine inanmamı bekliyordu. Ama bir şeyler olduğunu çok belli etmişti işte.

"Yok ki öyle bir şey, söylesen ne olur?"

"Öyle olsun bakalım." dediğimde çoktan aşağı inmiş, bir banka yerleşmiştik. Oturduğumuz banka sırtımı yaslanıştım. İleride voleybol oynamaya çalışan Jisung ve Felix'i izliyordum.

Muhtemelen oyundan sıkılıp yanımıza gelmişlerdi, ikisi de nefes nefeseydi.

"Jeongin, neredeydin sen?"

Felix kesik nefeslerinin arasından zar zor konuşmuştu.

"Konferanstaydım, Hyunjin'le konuştuk."

Merakla gözlerini belertti, ardından devam etmem için başını salladı.

"Seonghwa okuldan gidiyormuş. Bu yüzden son kez görüşmüşler falan işte."